[25]

1.8K 142 36
                                    

"Bu ağaç fazla büyük değil mi?" diye sordum. Çınar ile yeni yıl partisi için çam ağacı almaya gelmiştik.

"Büyük seviyorum ben," dediğinde dudaklarım yukarıya kıvrıldı. Fesat tarafım iş başımdaydı. "Fesat anladım deme bana lütfen." Çınar'ın yüzünüde güldürdüğümde başımı yukarı aşağı salladım.

"Maalesef fesat anladım," dedim.

"O zaman şöyle söyleyeyim, ben büyük olmasıyla ilgilenmiyorum. Beni ilgilendiren arka taraf," diyerek hem gözleri ile kalçamı işaret etmişti hem de yanağımdan makas alarak yanımdan uzaklaştı. Söylediği şeyle yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Adam resmen kalçamda gözü olduğunu ima etmişti.

Çınar satıcı ile konuşurken bana küçük bakışlar atıyordu. Zihnimde canlanan görüntüler ile alt tarafımda hissettiğim hareketlikle arkamı dönerek başımı hızla sağa sola salladım.

Ben neden sürekli Çınar ile yattığımı hayal ediyordum... Oteldeki öpücükten sonra sürekli kendimi onunla düşünüyordum.

Etkilenmemem gerekiyor... çünkü uzun süredir hiçbir erkekten etkilenmemiştim. Duygularımı bastırmıştım ya da bastırdım sanıyordum.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden ayrıldım. Arka cebimden telefonu çıkartıp arayan numaraya baktım. Yine özel numara yazısını görünce sessizce küfür ettim. Açarak kulağıma götürdüm. "Alo" Çınar'ın bakışları üzerimdeyken karşı taraftan ses gelmesini bekledim. Tekrar "Alo," diyerek dışarı çıktım. "Ağzımı bozmak istemiyorum ama zorluyorsun. Ya kim olduğunu söyle ya da bir daha arama amına koyayım!" dediğimde telefonu kapatmıştı.

Çınar kaşlarını çatarak "Kimle konuşuyordun?" diyerek yanıma geldi.

"Bilmiyorum, sürekli bi' özel numara arıyor. Çınar, numaram sızmış olabilir mi?"

"Sanmıyorum. Farklı kişiler arıyor olsaydı en azından biri konuşurdu, hepsi sessiz kalmaz." Başımı haklısın şeklinde salladım. "Özel numarayı kapatsana. Bir daha seni arayamaz."

"Nasıl kapatıldığını bilmiyorum," dediğimde gülerek elimden telefonu aldı.

Birkaç yere girdikten sonra telefonu bana uzatarak, "Artık seni rahatsız edemez," dedi.

"Teşekkür ederim," diyerek ellerimi montumun cebine soktun. "Çam ağacını aldın mı?"

"Evet, gidelim biz eve yollayacaklarmış."

Yılbaşı ağacını ve evi süslememiz gereken malzemeleri de aldıktan sonra Çınar'ın evine geçtik. Çınar'ın evine ilk kez geliyordum. Hayal ettiğim evden çok farklıydı. Büyük bir villa bekliyordum ama site içinde dubleks bir daire ile karşılaşmıştım.

Salonu beyaz ve kahverengi tonlarındaydı. Amerikan mutfağı sadece beyazdı ve tezgahın üzerinde hiçbir şey yoktu. "Evini hiç böyle hayal etmemiştim," dedim gülümseyerek.

Çınar "Yalı falan mı bekliyordun?" diye sordu.

"Yani onun gibi şeyler."

"Tek başıma yaşıyorum, büyük bir yere gerek duymadım." Başımı sallayarak anladığımı belli ettim. "Hem burası bana yetiyor da artıyor. Bazen çekimleri burada yapıyorum. Ona özel bir odam bile var."

"Görebilir miyim?" diye sordum.

Çınar önden giderek parmağıyla gelmemi işaret etti. Merdivenleri çıktıktan sonra karşımıza çıkan ilk odaya girdik. Oda baya büyüktü ama bomboştu. Sadece fotoğraf makineleri, ışıklar ve beyaz perde vardı. Bir de diğer köşede yeşil perde vardı. Ellerimi pantolonumun ceplerine sokup sırıtarak "Burada ne zaman çekim yapıyoruz?" diye sordum.

Yeni Yıldız [Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin