[47]

277 17 5
                                    

Finale Son 3 Bölüm

Bora'dan devam.

Başımdaki ağrı ve kalçamdaki ağrılarla beraber Özgür ile kahvaltı yapıyorduk. "Gece uzun dediğinde ciddi olduğunu düşünmemiştim..." diyerek çayımdam son yudumumu aldım. Abartısız 6 posta atmıştık...

Özgür'ün kahkahası mutfağa yayılırken "7. Postayı da atmayı düşünüyordum da sana kıyamadım." dedi.

"Çok düşüncelisin," diyerek dalga geçtim. Bu da can be adam!

Çay koymak için ayaklanacağım sıra Özgür elimden tutarak beni durdurdu. O da bardağındaki kalan çayı kafasına dikerek ayağa kalktı. "Sen otur ben doldururum." Çayları doldururken söylediği şeyle kızarmaya başladığımı hissedebiliyordum. "Ama itiraf et çok güzel bir geceydi! İnlemelerin bir süre kulağımda çınlayacak bundan eminim."

Bakışlarımı ondan kaçırarak, "Tamam artık bu konuyu kapatabilir miyiz?" dedim.

"Utandın mı?" diye sorarken dudakları sanki kulağına varacakmış gibi sırıtmaya başladı. Masanın üzerinde duran çay kaşığını kavrayıp Özgür'e fırlattım.

Ciddi olmaya çalışarak, "Biraz daha benimle dalga geçersen, o 6 postanın iki katını sende uygulamayı düşünüyorum." dedim.

"Ne zaman istersen bebeğim." Bebeğim kelimesini uzattığında yanaklarını sıkarak dudaklarını büzmesini sağladım. Bir anda dudaklarına öpücük kondurup geri çekildim. "Hiç beklemiyordum, bir daha öpsene," diyerek gözlerini kapatıp dudaklarını uzattı. Elimin içini uzatarak onu öptürttüm.

Gözlerini açtığında elimle karşılaştı. "Bir öpücük yeter." Özgür'ün öpme çabalarıyla ve gülüşlerle kahvaltımızı etmiştik. "Bugün ne yapacaksın?" diye sordum.

"Hafta sonunu seninle geçirmeyi düşünüyorum. Sen ne dersin?"

"Olur derim," diyerek gülümsedim. Beraber hazırlanmaya başladığımızda kendi gömleklerimden birini Özgür'e uzattım. "Bunu giyer misin? Ya da istersen kendin seç." Başını hayır anlamında salladı.

"Sen kokuyorsa giyerim," diyerek elimden gömleği alarak burnuna getirdi. Kokumu içine çektiğinde "Sen kokuyormuş," diyerek üstündeki tişörtü bir çırpıda çıkarıp gömleği giymeye başladı. Tepkisi hoşuma gittiği için gülümsedim. Dolabımdan bir tane tişört çıkarttım.

Tişörtün boynumdaki izi kapatmadığını görünce söylendim. "Ulan Özgür! İnsan izi biraz daha aşağıya bırakır." Özgür parmağını morluğun üzerinde gezdirirken dudaklarını yaladı. "Bence yeri gayet iyi."

Tişörtü çıkartıp gömlek giydim. Bir kısmını kapatmaya yetmişti ama çok az belli oluyordu. "Bütün İstanbul'a kendimi emdirdiğimi gösterelim bakalım." diyerek güldüm.

"İstersen sen de bana görünen bir yere iz bırakabilirsin," diyerek göz kırptı. Hevesle başımı sallayıp gömleğinin yakasını biraz indirip boynuyla dudaklarımı buluşturdum. Boynunda seçtiğim yeri morartacak şekilde emerken Özgür'de elini belime dolayıp beni kendisine çekti. Ardından ufak inlemelerini odaya saldı. Yeteri kadar emdikten sonra aynı noktaya öpücük kondurup gülümseyerek ayrıldım.

Parmaklarımı kızarıklığın üzerinde gezdirmeye başladığımda konuştum. "Bu iz buraya çok yakışacak."

"Kesinlikle," diyerek dudaklarıma yapıştı. Bir süre daha öpüşerek vakit geçirdikten sonra üzerimizi giyinip hafta sonunun tadını çıkartmak için kendimizi İstanbul'un sokaklarına attık.

***

Gökdeniz'den devam.

Gözlerimi araladığımda karşı koltukta uyuyan Burak'ı gördüm. Geceye kadar iki tane Marvel filmi izleyip eskileri yad etmiştik. Birkaç saniye gülümseyerek onu seyrettim. Çocukluğumuz beraber geçtiği için en güzel anılarım onunla olmuştu. İlkokula beraber gitmiştik. O zamanlar sadece ikimiz vardık. Benim tek arkadaşım Burak'tı, onunda tek arkadaşı bendim...

Yeni Yıldız [Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin