Episode | 4th

1.1K 96 42
                                    

(BTS - LOVE YOURSELF By Smyang)

[#unfaithful]

Akşamüzeri eve geldiğimde çantamı portmantoya bırakarak kapıyı kapattım peşimden, ardından boynuma sarmış olduğum kırmızı atkıyı çıkarıp kol çantamın yanına asarak montumla birlikte, çizmelerimi çıkardım ve kenara koydum. Yalın ayaklarım soğuk mermere basarken koltuklara doğru adımladım, yorgun bedenimi usulca bıraktım kanepeye doğru.

O günün akşamında içim biraz buruktu. Sebepsiz yere, nedensizce modum düşük hissediyordum kendimi. Yüzüm asıktı, enerjim yoktu, bedenim halsizleşmiş gibiydi birden. Usul usul bir ağırlık çökmüştü üzerime. Uykum vardı, oysaki dün gece erken yatmış ve uykumu almıştım.

Sanki bir şeyler olacağını hisseder gibiydim o akşam. Anlamasam bile...

Taehyung'un gelmesini beklerken aradan 3 saat geçti ve 19:30 oldu saat. Öylece uzanmış, başımı kırlente yaslamış bir şekilde üzerimi dahi değiştirmemiş vaziyette yatıyordum boylu boyunca. Fazlasıyla sakin, depresyona girmiş gibiydim. Ne dilimden birkaç kelam dökülüyordu, ne de gözlerim dolu dolu bakıyordu. İfadesizdim, bomboş bakışlarımın ardında bir anlam bile yoktu. Duvarla bakıştım saatler akıp giderken.

Ve Taehyung eve geldi.

Anahtarını kapıya takarak sessizce içeri girip arkasından kapıyı kapattığında ışık yanmadığından karanlık gözüken salonun koltuklarına uzanmadı bakışları, bu sayede beni göremediği için direkt olarak üst kattaki yatak odasına ilerledi.

Saat 10 olmuştu, geç kalmıştı yine. Bu aralar çok sık geç kalıyordu ve sebebini de sormak geçmemişti içimden ama şimdi gerek duyuyordum.

Yavaşça yattığım yerde doğrulurken başıma giren ağrı sebebiyle yüzümü buruşturdum. Birkaç saniye yerimde duraksadıktan ve başımın ağrısının geçmesini bekledikten sonra ayaklandım. Basamaklardan çıkarak merdivenlere yöneldim, daha sonra üst kata çıkıp yatak odasına girdim.

Üzerini değiştirmek için kravatını çözüyordu boy aynasındaki yansımasına bakarken. Odaya girdiğimi fark edip daha sonra işine devam etti sessizce.

Gerek duymadıkça benimle konuşmazdı.

Ona doğru adımlayıp bileklerini yavaşça çektim, ardından kravatını çözmeye başladım. Bakışları yüz hatlarımda bir süre dolanırken çözdüğüm kravatını elimde tutup gömleğinin düğmelerini çözmeye başladım bu sefer.

"Bir sıkıntı mı var?" Diye sorduğunda dudaklarından dökülen kalın ses tonuna verdim dikkatimi. "Hayır."

"Yüzün neden asık?"

Eve geldiğinde beni moralsiz bulmayı da sevmezdi ayrıca.

"Son birkaç gündür sürekli geç kalıyorsun, endişe ettiğimi dile getirmem gerekiyor mu?"

Sorusuna karşılık soru sormuş olmamdan niyetimi anlamışcasına başını çevirdi yansımasına doğru. "Mesailer bitmiyor. Kusuruma bakma."

"Yoo, bakmam." Dedim. "Ama geç geleceğini önceden haber vermeni isterdim. Çünkü her seferinde yemekler hazırlıyorum ve sen gelene değin soğumuş oluyorlar, boşuna hazırlamış oluyorum."

unfaithful® | #dark-romanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin