Episode | 37th

225 28 3
                                    

[#unfaithful]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[#unfaithful]

Dolabımdan beğendiğim elbiselerimden birisini seçmiştim: Koyu mavi renkli dar, saten kumaştan sıfır kol kapalı bir elbiseydi. Aralarına platin sarısı attırdığım saçlarımı düzleştirmiş, tek omzuma almıştım. Aynada kendimi süzmeyi bırakıp elimdeki rujun kapağını açarken bir adım yaklaştım dolabın aynasına doğru. Rengi gitmiş dudaklarıma bordoya yakın kırmızı ruju sürdükten sonra ruju kapatırken yutkunma ihtiyacı hissettim.

Yap şunu Jennie, hallet ve bitir.

Ruju vestiyerin içine gelişigüzel yerleştirirken kapının çalmasıyla elimi kola yerleştirdim ve kapıyı açtım. Yüzümde en gerçeğinden bir sahte tebessümle karşıladım ikisini.

"Hoşgeldiniz."

Sarı saçlarını buklelendirmiş Chaeyoung yeşil mini askılı elbisesiyle göz kamaştırıyordu. Hemen yanında duran Taehyung ise klasik siyah takımını giymişti.

Taehyung başıyla selam verirken peşinden girdi Chaeyoung'un. Arkalarından kapıyı kapatıp salona ilerledim.

"Dairen güzelmiş." Dedi Chaeyoung şöyle bir göz gezdirip. "Tek yaşasaydım buna benzer bir kat satın alır ve dizaynını daha göze hitap edecek bir şekilde yapardım."

Lafını attıktan sonra topuklularının sert sesini umursamadan yemek masasına doğru ilerledi. Taehyung onun peşinden masaya yerleşirken ben de mutfaktan su dolu sürahiyi getirme bahanesiyle ortamdan ayrıldım.

Mutfağa girdiğim gibi elimi göğsüme bastırmam bir oldu. Diğer elimi tezgaha dayayıp güç alırken başımı eğdim ve gözlerimi yumup derin bir nefes çektim içime.

Buradaydı, karşımda.

Sevgilisiyle beraber.

Yutkunarak toparlandım ve yalanımı gerçeğe çevirmek için sürahiyi doldurup salona geçtim. Masaya koyduktan sonra ben de yerime yerleştim; Chaeyoung'un çaprazı, Taehyung'un karşısına.

Neyseki ikisinin de neler olup bittiğinden haberlerinin olmaması avantajımdı.

"Nasıl gidiyor işler?" Diye konuya girmeye uğraştığım fazla göz önüne batınca mahçuben güldüm. "İkinizin beraber çalışıyor olması oldukça hoş."

"Öyle." Dedi Chaeyoung. Belki de günlerdir yüzünde görebileceğim en sahici ve içten gülümsemesine tanıklık etmiştim o anda.

Her ne kadar mutlu gözükmeye uğraşsam da sinir katsayım yükseldikçe yükseliyordu.

Seni öldürmek istiyorum Park Roseanne Chaeyoung.

Kocamı elimden aldığın için de, ukala ukala güldüğün için de.

"Projeler sağlam." Araya girdi Taehyung çatalını bırakıp. Dikkatimi ona yönelttim. Yüzünde her zamanki ciddiyetiyle konuştu. "Adamlar yatırım yapıyor ve hali hazırda işlerin kötü gitmesi için bir gerekçe görünmüyor."

Başımla onayladım. "Ne de olsa başarılı bir ceonun her daim planları vardır, işlerin kötü gitmesi onun planları dahilinde olduğundan hiçbir zaman hazırlıksız yakalanmaz."

Söylediğime hak verirken Chaeyoung şarabından yudumladı. Gözümü şarap bardağından çekerken dudaklarımı dilimle ıslattım alttan alttan.

Aradan 1.5 saat geçti. Yemekleri bitirip tatlılara geçtik. Arada bakışlarımı kaldırıp karşımdaki genç adamın sert mizaçlı yüz hatlarına çeviriyordum ve bazı anlarda onun bakışlarıyla kesişiyor, ardından hemen gözlerimi kaçırıp toparlanıyordum.

Ne de olsa ortada bir durum yoktu, henüz.

Chaeyoung eliyle dudaklarını kapatıp esnediğinde kaşlarımı kaldırdım şaşkın rolü yaparken. "Şaraba karşı bünyesi kaldırır sanıyordum, çok üzgünüm."

Yalandı, hem de koca bir yalan. Şarabını özel olarak hazırlamıştım, kendi ellerimle. Hahah, ne ironik!

Taehyung başını çevirip baktı sevgilisine. "Çok fazla şarap içmez, bu halde olması normal o yüzden."

Bir de bunun yanında şarabına kattığım uyku ilacını da sayarsak Bay Kim, elbette dayanamaz.

"Sanırım onu eve götürmeniz gerekecek." Dedim yemeğime dönerken.

"Aynı evde kalmıyoruz, ama haklısınız evine bırakmalıyım. Bu halde böyle kalmasın." Ayağa kalkarken yavaşça genç kızın omuzlarından tuttu. "Kusura bakmayın, kalksak iyi olacak."

Başımla onaylayıp ben de masadan kalktım ve kızı kucaklayıp kapıya ilerleyen Taehyung'un peşinden adımladım.

Bu kadar centilmen olmak zorunda değildi.

Gülümsedim zoraki. "Mühim değil, doğru olanı yaptığınızı söylemeliyim."

Başıyla onaylarken gülümsedi ve ayakkabılarını ayağına geçirdikten sonra mırıldandı. "İyi geceler."

Başımla karşılık verip arkasından kapıyı kapattım. Yüzümde oturan sırıtış yerini öfkeye bırakıp kaybolurken yemek masasını toparlamak için salona geçtim.

(Bölüm Sonu)

"Devam ediyoruz!"

unfaithful® | #dark-romanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin