Mucize Doktor - Bölüm 25 - Nazlı olmadan

128 8 0
                                    

- "Ali, lütfen gel! Konuşmamız gerek!" - Nazlı Ali'ye koştu.

- "Buradayım, söyle bana." - dedi Ali gülümseyerek.

- "Bu ciddi bir mesele. Seninle koridorda konuşmak istemiyorum. Hadi çatı terasına çıkalım."

Asansöre bindiler ve çatıya çıktılar. Onlardan başka kimse yoktu ve Nazlı daha fazla dayanamadı, diye başladı.

- "Ali, bugün bir iş teklifi aldım..."

- "Nasıl? Nereden?"

- "Amerika'dan... 3 yıldır... Kusura bakmayın. Çok üzgünüm..."

- "Buna zaten karar verdin, değil mi?" - Ali ağlamaklı gözlerle sordu.

Ama cevap yoktu. Nazlı konuşamadığını hissetti. Ali birkaç saniye sonra sessizce yürüdü.

Akşam, Demir, Doruk ve Açelya vardiyalarının ardından toplanıp eve gitmeye hazırlanırken Ali'den bahsederler. Aniden Eylül içeri girdi ama Doruk ona arkası dönük durdu. Hızla işaret etti:

- "Şşş!" - ses çıkarmadan Demir ve Açelya'yı işaret etti.

- "Sence Ali'yi daha iyi hissettirmek için ne yapmalıyız?" - diye sordu Demir.

Açelya - "Eğleneceksek yanımıza alalım, yalnız kalmayın" - dedi.

- "Bu ben teklifi alırsam eminim hemen reddedeceğim. Eylül'ü burada bırakmamın imkanı yok..." - dedi Doruk, Eylül'ün arkasında olduğunu hala tahmin edemeyerek.

Sonra iki el arkadan Doruk'un gözlerini kapattı. Eylül Doruk'un kulağına eğildi.

- "O zaman seni kaçırmak zorunda kalacağım." - dedi Eylül gülerek.

- "Tatlım, ama seni gördüğüme sevindim!" - dedi Doruk gülerek.
- "Sana sürpriz yapmak istedim, yorgun değilsen bir yere gidebiliriz :)"

- "İyi fikir." - dedi Doruk, Eylül'ü öperek.

Tabii Demir az önce gördüğü şirin sahneden tek kelime etmeden ayrılmak istemedi. Gözyaşlarını siliyormuş gibi yaptı ve salyaları akan bir sesle:

- "Aaa işte bu Doruk, aşık olduğu zaman ne kadar tatlı oluyor. Küçük şirin bir tavşan gibi..."

Doruk hemen suyu aldı ve hemen eski, sert üslubuna geri döndü.

- "Ağabey, hemen bitirmezsen çok canın yanacak! Belki de baloda aldığın tokat gibi bir tokat istersin?"

- "Yook, hayır. Durdum."

- "Doğru. O zaman sanırım gidebiliriz."- dedi Doruk, Eylül'ün elinden tutarak ve dördü yola çıktı.

- "Söyle bana! Ne tokatı? Doruk, Demir'e vurdun mu?" - Eylül yolda sordu.

- "Neredeyse kafası uçacaktı!! - Doruk büyük bir gururla başlayacaktı ama Eylül'ün yüzünde pek gururlu olmadığını görebiliyordu, bu yüzden pek hevesli değildi - Bahse gireriz ve ben kazandım... Şimdi neden? Öyle mi görünüyorsun? Hangi erkekler, böyle sorunları zar zor çözelim."

- "Merak etme Eylül irileşmedi tabi ki abartıyor, ben pek hissetmedim..." - Demir güldü.

- "Ve bence ikisi de saçma sapan konuştular... - dedi Eylül - Bazen gerçekten anlamıyorum seni..."

- "Evet canım, ne yazık ki buna katlanmak zorundayız. Tam bir aptal." - Açelya, Eylül'e anlattı.

- "Bizi sevdiğin için buna katlanmak zorundasın!" - dedi Demir, Açelya ve Doruk Eylül'e sarılarak kibirli bir şekilde.

- "Seni çok seviyorum..." - diye fısıldadı Doruk, Eylül'e usulca.

- "Ben de seni seviyorum, deli..." - Eylül gülümseyerek cevap verdi.

Ferman ve Beliz evde Leyla ile oynuyorlardı.

- "Ali'nin bugün kendini kaptırıp hastaneden ayrılması bir sorun olmayacak." - diye sordu Ferman.

Beliz: "Hayır, Vuslat ile konuştum, yanlış olmayacak. Öğleden sonra Ali ile konuştun mu?- dedi.

- "Sadece telefonda. Yalnız kalmak ve endişelenmemek istediğini söyledi. Birkaç gün izin istedi."

- "Yine de onunla irtibatta kalalım. Belki birkaç gün sonra bizi biraz arayalım. Leyla ve biz onun üzerinde iyi bir etki bırakabileceğiz..." - diye düşündü Beliz.

- "Tamam, iyi fikir, onunla konuşacağım. Eylül, Leyla ve sen ve onunla çok iyi anlaşır ama diğerleri şu anda olmak zorunda değil. Bize güveniyor, bu onun için yeterli."

Mucize Doktor (Türkçe olarak) - FerBel, AlNaz, AcDem, EyDorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin