Mucize Doktor - Bölüm 35 - Doruk'un kazası

61 4 0
                                    

Sonraki iki gün nispeten sakin geçti. Doruk'tan haber gelmez, Eylül Doruk'un isteğine saygı duyar ve onu aramaz. Eylül kendini çok iyi degil hissetmesine rağmen onu hiç kimse ve hiçbir şey memnun edemezdi. Ama maçın zamanı yaklaşıyordu ve en azından o zamana kadar buna odaklanmaya çalıştı. Birkaç saat sonra Eylül ve ekibi salonda ısınmaya başladı ve taraftarlar da toplanmaya başladı. Eylül telefonunun çaldığını görünce tarlanın kenarına kadar uzandı. Nazlı ile zaten tribünlerde oturan Beliz aradı.

- "Selam Beliz! Seni görüyorum!" - dedi Eylül.

- "Eylül... - dedi Beliz ağlayan bir sesle - Eylül, bu yanlış..."

- "Neler oluyor, Beliz?! Sorun ne?"

- "Açelya aradı. Doruk kaza geçirdi. Hastaneye kaldırıldı."

- "Ne...???" - Eylül tereddütle sordu.

- "Yürüyüşçüler tarafından bulundu. Muhtemelen tek başına başladı ve uçurumdan düştü. Şimdi onunla hastaneye geldiler..." - dedi Beliz ağlayarak.

Hala telefonda olmalarına rağmen Eylül koşarak koçunun yanına gitti.

- "Efendim! Hemen gitmeliyim!!"

- "Hadi ama? Kim bulamıyor, hiçbir yere gitmiyorsun! Ayrıca bugünün oyunu için hücum oyununu da kurduk!!"

- "Ben gidiyorum! Efendim, sevgilim bir kaza geçirdi! Onunla olmak zorundayım. Beni bırakmazsa hemen kovabilir, umrumda değil, benim için en önemli şey! - Eylül'e bağırdı ve sahayı terk etti. Beliz'in hâlâ telefonda olduğunu gördü. - Üzgünüm Belize, buradayım, lütfen arabada bekleyin. Hemen oraya gitmem gerekiyor."

- "Orada bekleyeceğiz! Yukarıdan... Koçuna ne dediğini telefonda duydum. Duyduğum en tatlı şeydi. Aşk için kariyerini feda ettin."

- "Elbette attım. Eryiğitler inanılmaz romantikler... Ama bunu kimseye söyleme!" - dedi Eylül ve kapattı.

Beliz gözlerinde yaşlarla gülümsedi ve Nazlı ile birlikte çıkışa doğru yola çıktık. Birkaç dakika sonra Eylül, üzerini giyinmeden basketbol formasıyla kendini arabaya attı.

- "Gidebiliriz!" - söyledi.Beliz hızla uzaklaştı ve çok geçmeden hastaneye geldi.

Üçü de aceleyle ameliyathaneye gitti. Ferman ve Adil ameliyathanenin önünde onları bekliyorlardı. Eylül onları uzaktan görür görmez Beliz'den ayrılıp Ferman'a koştu. Erkek kardeşi, küçük kız kardeşini kollarına sıkıca kilitledi.

- "Ferman, söyle lütfen, bir şey olmayacağını söyle."

- "Tanju, Ali ve Demir ameliyat ediyorlar ama sadece içlerinde hafif yaralar var. Bir şey olmaz..." - dedi Ferman güven verici bir şekilde.

Beliz ve Nazlı da oraya gittiler, Ferman da Belize'ye sarıldı.

- "Ferman Hocam, ameliyathaneye gireyim mi?" diye sordu Nazlı.

- "Gerek yok. Ali yeter. Ben de girmedim çünkü dışarıda bana daha çok ihtiyaç var." - dedi Eylül'ün elini tutarak.

Yaklaşık 40 dakika sonra ameliyat bitmişti. Ameliyathaneden ilk çıkan Ali oldu.

- "Ali, Ali! Her şey yolunda mı?" - Eylül Ali'ye telaşla koştu.

- "Evet. İç yaralanmaları vardı ama ciddi bir şey yok, kanamayı durdurduk. Hala uyuyor ama inanın bana her şey yoluna girecek." - dedi Ali gülümseyerek.

- "Biliyorum, onun çok güçlü olduğunu biliyorum." - dedi Eylül.

- "Ne kadar uyuyacaksın?" - diye sordu Beliz.

- "Eminim bu gece uyuyacaksın." - dedi Tanju.

- "Tamam. O zaman sen uyanana kadar içeri gireceğim. Ama beni görmeni istemiyorum. Beliz, Nazlı, yarın sabah gelsen yapar mısın?" - diye sordu Eylül.

- "Elbette. Ama onun uyanmasını beklemediğinden emin misin?" - diye sordu Beliz.

- "Hayır. Onu görmek istemediğini söyledi. Sadece biraz onunla olmak istiyorum. Ama o uyanmadan ayrılıyorum." - dedi Eylül, Doruk'un koğuşuna yürüyerek.

- "Ferman hadi eve gidelim. Sabah erken döneriz..." - dedi Beliz.

- "Tamam aşkım gidebiliriz." - dedi Ferman, diğerleriyle vedalaşıp el ele otoparka doğru yürüdü.

Nazlı, Ali, Adil, Demir ve Tanju hala koridordaydı. Adil veda etti, hatta ayrılmadan önce Doruk'a baktı, sonra o da eve gitti.Demir, Nazlı'ya döndü.

- "Peki ya Eylül'ün maçı? Doruk'la içeri girince başladı ama çok çabuk gelebilirsin..."

- "Evet! Düşünsenize Açelya Beliz'yi aradığında, Beliz de zaten sahada ısınmaya başlayan Eylül'ün arkasından aradı. Koçuyla çok kötü tartıştı, tekmelese bile yine burada olurdu. Umurunda değil. Eylül dedi, Doruk en önemlisi." - dedi Nazlı.

- "Eh, bir kız cesurdur, orası kesin." - dedi Tanju.

- "Ve bu balkabağı ondan ayrıldı..." - dedi Demir.

Mucize Doktor (Türkçe olarak) - FerBel, AlNaz, AcDem, EyDorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin