"Doruk hadi oğlum ama seni bekliyoruz." Derin oturduğu koltukta elindeki elmayı yerken bir yandan da oğluna sesleniyordu. Ancak küçük oğlu süslenmeyi sevdiği için hâlâ ses yoktu.
"Kayra git getir kardeşini oğlum yoksa geç kalacağız." Kayra babasının sözüyle oturduğu yerden kalkıp yukarıya çıktı. Kim bilir kardeşi ne yapıyordu?
Kayra'nın da yukarıya çıkmasıyla salonda karı koca tek kalmışlardı. Yiğit oturduğu yerden kalkıp Derin'in yanına oturdu. Ellerini artık Derin'in kocaman olmuş karnına koyup konuştu.
"Güzel kızım nasılsın bakalım bu gün? Annen sana güzel bakıyor mu? Keyfin yerinde mi?"
Yiğit elini Derin'in karnına koymuş konuşurken kızı babasını hissetmiş tekme atmıştı. "Yine tekme attı. Bence kızımız beni çok seviyor."
Derin Yiğit'in bu sözleri ile yüzünü buruşturdu. Gerçekten de kızları daha doğmadan Yiğidi seviyordu. Kendisi o kadar konuşmasına rağmen hiç hareket etmeyen kızı. Yiğit elini karnına koyduğu andan itibaren dönüp duruyordu.
"Doğman için gün sayıyorum güzel kızım. Çok az kaldı."
Yiğit eğilip Derin'in karnına öpücük bıraktığında Derin gülümsedi. Yiğit doğrulup kendisine gülümseyen Derin'in dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Bu sırada aşağıya inmiş olan çocuklarının sesini duydular.
"Çocuklar var burada."
"Ayıp oluyor."
Yiğit Derin'in ayrıldığında kendisine hinlikle bakan iki oğluna döndü. Bu eşek sıpaları büyüdükçe fena olmaya başlıyorlardı. Kayra ve Doruk babalarını umursamayıp annelerinin yanına geldiler ve yanağını öptüler.
"Karımı rahat bırakın eşek sıpaları. "
"Yiğit karışma çocuklarıma ben gayet memnunum."
Yiğit içinden sabır çektikten sonra oturduğu yerden kalktı. Çünkü Doruk resmen annesine sarılmak için babasını eziyordu. Kalkmaktan başka çaresi yoktu. Yiğidin kalkmasıyla iki kardeş sıkıca sarıldılar annelerine.
"Çok az kaldı. Kızım bir doğsun. O zaman ben de kızımla size böyle nispet yapacağım."
Derin ve çocuklar onun bu hallerine gülümserken Kayra ve Doruk yerlerinden kalkıp babalarına sıkıca sarıldılar. Yiğit de evlatlarına sıkıca sarılıp kokularını içine çekti. Kayra on beş yaşında Doruk ise on iki yaşındaydı. Ama Yiğidin gözünde hâlâ ilk doğdukları gibi küçücüklerdi.
"Hadi bu kadar aile saadeti yeter. Bir an önce gitmezsek Yaprak bizi mahveder. Hatta Yapraktan önce küçük cimcime mahveder bizi."
Derin sözleriyle Kayra ve Doruk kapıya doğru ilerlerken Yiğit Derin'in koluna girdi. Derin'in doğumuna çok az kalmıştı ve doğum gününe gidip gitmeme konusunda hâlâ kararsızdı.
"Hayatım gitme konusunda emin misin?"
"Eminim canım. Gayet iyiyim ben."
Beraber evden çıktıktan sonra arabaya bindiler. Yiğit arabayı Yaprağın evine doğru sürerken Derin de camdan dışarıyı izliyordu. Çok huzurlu ve mutlu bir yuvası vardı. Arkada oturan iki oğluna baktığında gururla gülümsedi. Onların annesi olmaktan gurur duyuyordu. Ellerini karnının üzerine koyup kızını hissetti.
Aklına kızına ilk hamile olduğu an geldi.
*
Derin çocuklarla son okuma provasını da bitirdiğinde zil çalmıştı. Çocuklar hemen çantalarını sırtlarına takıp öğretmenlerine veda ederek çıktılar sınıftan. Sınıf boşalınca Derin de çantasını alıp çıktı okuldan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin (Tamamlandı)
Chick-Lit"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvettin?" "Nefret ettiğin kişi ile evlenmeni istemedim. " Yiğit o an aklına gelen dilinin ucundaki kelimeleri yutup en saçma cümleyi kurmuştu. H...