35. BÖLÜM

14.9K 703 112
                                    

Derin izlediği filme ağlayıp elindeki peçeteyle gözyaşlarını sildiğinde, Yiğit şaşkınca ona bakıyordu. Bebeği öğrendiklerinin üstünden bir ay geçmişti. Ama hala kimseye Derin'in hamile olduğunu söylememişlerdi. Yiğit her ne kadar bir an önce söylemek istese de Derin hazır olmadığını söylüyordu. 

Geçen bu bir ayda Derinde hormonların etkisini görmemişti. Ama şimdi onun ağladığını görünce hamilelik hormonlarının nasıl bir şey olduğunu görmüştü. Çünkü şu an komedi filmi izliyorlardı ve Derin bu filme ağlıyordu. 

"Hayatım farkında mısın komedi filmi izliyoruz? İnsanlar bu filmleri gülmek için izlerken sen ağlıyorsun"

"Ya.. ama.. Yiğit. Baksana nasıl kandırdılar adamı yazık değil mi?"

"Hayatım filmin konusu zaten adamın çok saf olması ve onun bu yüzden başından geçen olaylar. "

"Bana ne kandırmasınlar onu. Yazık adama ya baksana hala bir şey anlamamış öylece bakıyor arkalarından. "

"Anlaşılan bundan sonra bize komedi filmi bile izlemek yok. "

"Bir şey mi dedin?"

"Haklısın diyorum hayatım yazık adama. Ama sen artık ağlamasan mı?"

"Elimde değil çok içim acıdı."

"Anlıyorum. Neyse ben zaten sıkıldım filmden kapatalım en iyisi."

"Hayır izlemek istiyorum ben. "

"Tamam o zaman sen izle ben de gidip bize meyve getireyim. "

Yiğit yerinden kalkıp mutfağa gittiğinde derin bir nefes almıştı. Bu hormonlar eğer böyleyse gerçekten de çekeceği vardı. Komedi filmine bile ağlayan bir karısı vardı.  Bundan sonra her şeye daha çok dikkat etmesi gerekecekti. Dolaptan şeftali ve karpuz çıkarıp onları doğradıktan sonra salona geri geldi. 

Ancak beklemediği görüntü ise Derin'in beş dakika içinde uyuya kalmış olmasıydı. Yavaşça yanına giderek elindeki meyveleri orta sehpanın üstüne koydu. Derin'in yanına yaklaşıp saçını okşayarak onu uyandırdı. Zaten yeni uyuduğu için uyanırdı. Ki öyle de olmuştu. 

"Hayatım uyan hadi. Bak meyve getirdim. "

Derin yavaşça gözlerin açıp uzandığı yerden doğrularak oturdu. Ardından da Yiğit'in yetirdiği meyve tabağını önüne alıp yemeye başladı. Tabi bu sırada Yiğiti çoktan unutmuştu. 

"Hayatım bana meyve yok mu?"

"Bunlar anca bana yeter sen kendine yeni bir tabak hazırlasan olmaz mı?"

"Olmaz. Hem ben bu meyveleri senin dudaklarından yemek istiyorum. "

"Nasıl?"

"Şöyle."

Yiğit dudaklarını birleştirip Derin'in dudaklarını öpmeye başladığında Derin de ona karşılık vermişti. Öpücük gittikçe alevlenmeye başladığında ikisi de nefessiz kaldığı için ayrılmak zorunda kalmışlardı. Alınlarını birleştirdiklerinde Yiğit konuşmuştu. 

"Hayatımda yediğim en güzel karpuzdu. "

"Benim de. Ama ben yine de tabağımdakileri yemeye devam etmek istiyorum. "

Derin Yiğitten ayrılıp tabaktaki meyveleri yemeye devam ettiğinde  Yiğit onu izliyordu. Bu kadını seviyordu. Şimdi ikisinden bir parça taşıdığını bilmek ise Yiğit'i çok ama çok mutlu ediyordu. Derin tabaktaki meyveleri bitirdikten sonra tabağı orta sehbaya bırakıp Yiğitin göğsüne başını koydu. 

Kalbim Senin (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin