Herkesin hayatında bütün her şeyin bittiğini düşündüğü anlar vardır. Bütün umudumuz biter. Ve hayat bizim için artık anlamsız olur.
Yiğit için de öyle oldu. Hayatında geçirdiği en kötü saniyeleri yaşadı. Derin gözlerini kapattığında onun kendisini atacağını anlamıştı.
O an bir şey yapması gerekiyordu. Ya burada durup sevdiği kadının gözlerinin önünde ölmesini izleyecekti. Ya da saniyeler içinde onun yanına gidip kurtaracaktı. Başka şansı yoktu.
Yiğit o sıra hayatının en hızlı kararını verdi ve Derinle arasındaki iki adamlık mesafeyi kapattı. Derin'in arkasına geldiğinde hızla onu belinden tutup kendisine çekti. İkisi beraber yere düştüklerinde Yiğit derin bir nefes alırken Derin kapalı olan gözlerini açtı.
Kendisini Yiğit'in üzerinde görünce onun kendisini kurtardığını anladı. Ama o ölmek istiyordu. Yiğit neden kurtarmıştı ki? Oğlu onu bekliyordu. Onun yanına gitmesi gerekiyordu.
"Şükürler olsun kollarımın arasındasın Derin. "
"Yiğit. Ben."
"Derin şimdi değil. Şimdi değil."
Yiğit kollarının arasındaki Derine sıkıca sarılırken Derin kolları yanda öylece duruyordu. Ne yapması ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Aklında tek bir şey vardı o da kaybettiği bebeği. Sadece onun yanına gitmek istiyordu. Başka bir şey değil.
Yiğit Derine öylece sarılırken yanlarına gelen sağlık görevlisi elindeki battaniyeyi Derin'in omuzlarına bıraktı. Yiğit Derinden ayrılıp onu battaniyeyle güzelce sardıktan sonra ayağa kalktı. Bir an önce buradan gitmek istiyordu.
Az önce olanlar hala aklındaydı. Ya tutamasaydı Derini? Ya atlasaydı? O zaman Yiğit de atlardı arkasından. Bir saniye düşünmezdi çünkü onsuz bir hayat istemiyordu. Ama bunların hiç bir olmadı. Yiğit Derini kurtardı. Şu an düşünmesi gereken tek şey Derindi.
Kollarının arasına aldığı Derin'in alnını öptü. Onsuz olma korkusu benliğini sardığında bu korkunun ne kadar kötü olduğunu anlamıştı. Onun bütün hayatı Derindi. Onsuz olmazdı. Onun kokusu olmadan yaşayamazdı.
Derin tepkisiz bir şekilde Yiğit'in kollarının arasında durduğunda alnına konan öpücük ile gözlerinden yaş aktı. Yiğit kendisinden ayrıldığında onun kendisini yönlendirmesine izin verdi. Beraber sedyenin yanına geldiklerinde Yiğit Derini yavaşça uzattı sedyeye.
Derin Yiğit'in ellerini sıkıca tutup kendisinden ayrılmasına izin vermedi.
"Buradayım. Bırakmayacağım seni. "
Sedye ilerlerken Yiğit de onlarla beraber gitti. Asansöre bindiklerinde Derin kapattı gözlerini. Vücudu yorgun düşmüştü. Üstelik kasıklarındaki ağrı da gittikçe artıyordu. Ellerini kasıklarının üstüne koyduğunda Yiğit'in bakışları oraya yöneldi.
Gördüğü kan ile hızla yanındaki hemşirelere döndü.
"Kanaması var."
Hemşire Yiğit'in dediği şey ile hızla o tarafa baktı. Gerçekten kanaması vardı. Acilen müdahale edilmesi gerekiyordu.
"Derin hanım ağrınıza on üzerinden bir sayı verecek olsanız bu kaç olur?"
"On. "
"Hemen ameliyathane düğmesine bas. "
Diğer hemşire düğmeye bastığında Yiğit öylece olanları izliyordu. Bir kaç saniye sonra asansör durduğunda hızla inip ameliyathaneye yöneldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin (Tamamlandı)
Chick-Lit"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvettin?" "Nefret ettiğin kişi ile evlenmeni istemedim. " Yiğit o an aklına gelen dilinin ucundaki kelimeleri yutup en saçma cümleyi kurmuştu. H...