Hayat ne kadar da tuhaftı. Daha bir kaç hafta öncesine kadar aklında evliliğe dair hiç bir düşünce yokken şu an oturmuş annesi ile birlikte aldıkları çeyizleri abisinin odasına diziyordu. Sözde sadece bakmak için çıkmışlardı fakat eve geldiklerinde kolları doluydu. Hiç hayalinde olmayan şeylerdi bunlar onun için. O sevdiği adamla evlenip bu tür şeyleri tatlı bir heyecan ile yaşayacaktı. Ancak şu an hiç gelmesini istemediği düğün için yaptığı hazırlıklar ona hiç heyecan vermiyordu.
"Hadi Derin bir saattir onu elinde tutuyorsun onu da oraya güzelce bırak çıkalım. Daha sofrayı hazırlayacağız. "
"Tamam anne. "
Derin elindeki havluyu güzelce yerleştirdikten sonra annesinin peşinden odadan çıktı.
"Hadi kızım gidip yemeği hazırlayalım. "
"Tamam da anne şimdi biz bunları abimin odasına dizdik abim gelince nerede kalacak? "
"Nerede olacak salonda kanepede. "
"Yaa ama yazık abime. "
"Sus kız. Yürü. "
Derin annesi ile birlikte sofrayı kurup babasını çağırdı. Mehmet bey gelince hep beraber yemeğe başladılar.
"Ne yaptınız Ayla bunca saat. "
"Ne yapacağız çeyiz alışverişi yaptık. Ee haliyle biraz uzun sürdü."
"Neyse bir daha bu saate kadar kalmayın dışarıda."
"Tamam. "
Derin babasının onunla ilgili bir şey demesini veya bakmasını beklerken babası hiç oralı olmamış yemek yedikten sonra sofradan kalkıp annesinden kahve isteyerek televizyonun karşısına geçmişti. Ayla hanım kahve için mutfağa gittiğinde o da sofrayı toplayıp mutfağa gitti tam bulaşıkları yıkmaya başlayacak iken annesinin eline kahveyi vermesi ile şaşkınca annesine baktı.
"Al kahveyi babana sen götür. Ve onunla konuş. "
"Ama anne ben-"
"Şışh sus ben senide onu da çok iyi tanıyorum bu yüzden bu işi daha fazla uzatmayın. "
"Tamam da ne diyeceğim?"
"Sen ne diyeceğini bilirsin. Hadi."
Derin gücünü toplayıp elindeki kahve tepsisi ile birlikte salona gitti. Babasının arkası dönük olduğu için henüz onu fark etmemişti. Bu yüzden de annesine sesleniyordu.
"Ayla nerede kaldı kahvem?"
"Getirdim baba."
Mehmet bey karşısında kendisine kahveyi uzatan kızını görünce. Tam yerinden kalkıp gideceği esnada Derin in sesi ile durdu.
"Elimden kahve içmeyecek kadar mı nefret ediyorsun benden ?"
Mehmet bey bu soruya cevap vermeyip kızının uzattığı kahveyi alıp oturdu.
Derin de bunun verdiği mutluluk ile babasının karşındaki koltuğa oturup söze nasıl başlayacağını düşünmeye başladı. En sonunda susmakla bir yere varmayacağını anlayıp konuştu."Kaç gündür içim yanıyor baba. Sen benim hayattaki en kıymetlim iken sana bu kadar uzak olmam içimi yakıyor. Biliyorum sinirlisin. Senin adına leke geldi. Ama sana yemin ederim ki ben hiçbir şey yapmadım. Hep ondan kaçmaya çalıştım. Kaç gün onun yüzünden yolda saklanarak yürüdüm. Sırf senin adına leke sürmemek için aslında ne kadar yanlış bir şey yaptığımın yeni farkına vardım. Keşke en başta size söyleseydim ama işte söyleyemedim. Lütfen beni affet. İsterse herkes bana sırt çevirsin yüzüme bakmasın ama sen bunu yapma baba çünkü ben buna dayanamıyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin (Tamamlandı)
Chick-Lit"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvettin?" "Nefret ettiğin kişi ile evlenmeni istemedim. " Yiğit o an aklına gelen dilinin ucundaki kelimeleri yutup en saçma cümleyi kurmuştu. H...