Derin yeni güne gözlerini alarmın sesiyle açtığında dün gece alarm kurmadığına emindi. Uykulu gözlere yerinden kalkıp sesin geldiği tarafa ilerleyip telefonu bulduğunda Yiğitin telefonu olduğunu gördü. Yere oturup çalan alarmı kapattığında Yiğitin de alarmın sesi yüzünden çatılan kaşları eski haline dönmüş ve uykusuna kaldığı yerden devam etmişti.
Derin ise onun bu haline tebessüm ederek bakıyordu. Bir yandan da şaşırmıştı nasıl olmuştu da bu sese uyanmamıştı. Düşünceleri ile öylece otururken Yiğitin başını dizlerine koyması ile neye uğradığını şaşırdı. Bir süre kıpırdamadan dururken içinden gelen dürtüye daha fazla engel olmayıp elini Yiğitin saçlarının arasından geçirip okşadı. Bu hareketi yapmasıyla kalbi sanki maratona çıkmış gibi hızla atmaya başladı.
Daha bir kaç gün önce abi dediği adama bunları hissetmesi hiç iyi bir şey değildi. Üstelik bu duygular kokmasına neden oluyordu. Sanki yanlış bir şey yapmış gibi tedirgin hissediyordu kendisini. En iyisi Yaprakla konuşmaktı. Hem Yaprak bu işlerden anlar. Zaten ne kadar belli etmemeye çalışsa da Derin onun birini deli gibi sevdiğinden emindi. Sadece Yaprağın kendisinin gelip anlatmasını bekliyordu.
Yiğit yeniden kıpırdayıp başını yastığa koyduğunda Derin de oturduğu yerden kalkıp banyoya girmişti. İşlerini hallettikten sonra kahvaltı hazırlamak için aşağı ineceği esnada Yiğitin dün akşam yarın erken kalkacağım dediği aklına gelince yatağın yanına gitti.
"Iyi de ben şimdi nasıl seslenmeliyim? Abi mi desem yok ama istemiyorum. En iyisi Yiğit demek hem ailesi de burada alıştırma yapmış olurum."
Derinin kendiyle olan konuşması bitince Yiğite seslendi.
"Yiğit... Yiğit. "
"Hımmm. "
"Uyanmalısın ise geç kalacaksın. "
"Derin çok uykum var. "
"Ama iş. "
"Geç gideceğim. "
Yiğit susup uykusuna kaldığı yerden devam ederken. Derin onun bu haline gülümseyip yerinden kalktı ve mutfağa gitti. Önce çayı ocağa koydu ardından da Yiğit in bir hafta önceki konuşmalarında kahvaltıda menemeni çok sevdiğini söylediği aklına gelince dolaptan malzemeleri çıkarıp yapmaya başladı. Menemen ocakta pişerken o da masayı hazırlamaya başlamıştı.
Kahvaltılıkları yerleştirdikten sonra çayı demledi son olarak da pişen menemenin altını kapatıp masaya bıraktığında her şey hazırdı. Saate baktığında dokuza geldiğini gördü. Birazdan gelirlerdi sofraya. Tam da tahmin ettiği gibi olmuş ve beş dakika sonra Kerem bey ve Selda Hanım mutfağa girmişti.
"Günaydın kızım. "
"Günaydın baba. "
"Ooo döktürmüşsün güzel kızım ellerine sağlık. "
"Teşekkürler anne. Siz oturun ben Zeynebi ve Yiğiti uyandırıp geleyim."
"Yiğit gitmedi mi işe? "
"Yok anne geç gidecekmiş bu gün. "
"Tamam. "
Derin yukarı çıkınca önce Zeynebin kapısını çalıp onu çağırdı. Ardından Yiğiti uyandırmak için kendi odasına gitmişti. Odaya girdiğinde Yiğitin hâlâ uyuduğunu görünce şaşırdı. Normalde asla bu saate kadar uyumazdı. Üstelik dün akşam Derin den önce bile uyumuştu.
"Yiğit Yiğit. "
Yiğit uykusunu nihayet almış bir şekilde Derinin sesiyle gözlerini açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbim Senin (Tamamlandı)
ChickLit"Neden böyle bir şey yaptın Yiğit abi ?" "Senin için Derin. " "İyi de neden? Neden benim için hayatını mahvettin?" "Nefret ettiğin kişi ile evlenmeni istemedim. " Yiğit o an aklına gelen dilinin ucundaki kelimeleri yutup en saçma cümleyi kurmuştu. H...