part 20ぃ

1.1K 124 157
                                    

Duyduğum yüksek sesle hızla gözlerimi açtım. Bu ses Seonghwa'ya aitti. Yataktan fırlamama neden olacak kadar olan bu küçük çığlığın nedenini öğrenmek için korkuyla odadan çıktım. Hızlı adımlarla sesin geldiği yöne giderken kalbim çok hızlı atıyordu. Ya eve hırsız girmişse ve Seonghwa'ya saldırmışsa? Ya bir yerine bir şey olduysa?

Koridorda acı içinde yerde yatan Seonghwa'yı görünce hemen yanına koştum.
Yüzündeki o acı çeken ifadeye sebep olan her neyse şuan onu yok etmek istiyordum.

" Seonghwa ne oldu!?"

Elleri ile ayağını tuttuğunu görünce tüm dikkatim oraya toplandı.
Elini ayağının altından çekmesini sağladıktan sonra elime bulaşan kanı umursamadan açılmış yaraya baktım.
Hemen öbür tarafta gözüme kanlı bir bıçak çarpmıştı. Siktir.

" B-ben ikimiz için kahvaltı hazırlamak istemiştim sadece."

Hıçkırıkla çıkan sesi, içimin parçalanmasına neden olmuştu. Hızla ayağa kalkıp evdeki ilk yardım kutusunu buldum ve Seonghwa'nın yanına döndüm.

Yarası derin değildi, ama lanet olsun ki onun canını yakıyordu! Bu da benim canımı yakıyordu.

" Nasıl oldu bu?"

" Bıçak yere düşmüş g-görmemişim, sonra yanlışlıkla üstüne bast- ah!"

Kanayan yere pansuman yaparken acıyla inlediğinde gözümden bir damla yaş döküldü. Lanet olsun, lanet olsun.

" Acıyor mu? Özür dilerim Seonghwa, acıtmayacağım söz."

" Hayır acımıyor ki. "

" Yalan söyleme. "

Gözlerimde biriken yaşları umursamadam pansumanı yapmaya çalışırken onun gözlerinin benim üstümde olduğunu fark ettim.

Canım yanıyordu.
İlk defa fiziksel bir acı hissetmeden canım yanıyordu.

" Ağlama. "

İki eliyle yanağımı kavramış ve ona bakmamı sağlamıştı. Gözlerimdeki yaşları kendi eliyle sanki çok narin bir şeymişçesine yavaşça sildi.

" Ağlamanı istemiyorum."

" A-ama ayağın-"

Eliyle sus işareti yapıp dudaklarıma götürdü.

Az önceki kadar kötü gözükmese de hala acıdığını hissedebiliyordum. O bunu belli etmemeye çalışıyordu...

Dudağımın üstündeki eline küçük bir öpücük bıraktım. Onun zarar gördüğü düşüncesi bile beni deli ederken ayağı kan içindeydi.

Çok yavaş ve acıtmamaya özen göstererek pansumanını tamamlarken onun gülümsediğini gördüm.
Bense hala üstümdeki bu korkuyu atamamıştım.

" Çok mu endişelendin benim için?"

Gözlerine baktığımda ayağındaki acısını çoktan unutmuş benimle ilgileniyordu.
Oldukça kısık bir sesle "kalbim duracaktı." dedim ona bakmamaya çalışarak. Hemen eliyle yanağımı kavradı ve kafamı ona doğru çevirdi. Sonrasında yanağımda hissettiğim sıcak bir öpücükle gözlerimin kapanmasına engel olamadım.

Tek bir öpücüğü ile içimi huzur dolduruyordu...

" kalbinin durmasına izin vermem."




Akşam olmuştu.
Sabahki olaydan sonra tüm gün Seonghwa'nın yanından ayrılmamıştım. Ona bir şey olacak korkusu adeta tüm bedenimi ele geçirmişti, bir an bile olsun onu yalnız bırakamıyordum.

a piece of love | seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin