Sonunda yeosang ile eczaneyi kapatmıştık. Bir günün daha sonu gelmişti, birazdan eve gidip yemek yer yemez uyuyacak ve bugünün yorgunluğunu üstümden atacaktım. Zaman çok hızlı geçiyordu...
" Yarın görüşürüz hyung!"
" Görüşürüz Yeosang."
İkimiz de vedalaştıktan sonra arabama bindim ve eve doğru sürmeye başladım.
Bir süre sonra eve varmıştım. Arabayı park edip binanın içine girdim. Üstüm başım hep dağılmıştı, bugün baya çalışmıştık yeosang ile.
Hızlıca merdivenlerden çıktım. Elim anahtarı çıkarmak için cebime gitti. İlk başta bulamasam da sonra iyice cebimin dibine kaçmış olan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım.Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra üstümdeki ceketten de kurtuldum. Derin bir nefes verdim. İlk kez merdivenleri çıkamak bu kadar yorgunluk hissiyatı vermişti.
Elimle saçlarımı hafifçe karıştırırken mutfağın lambasının yanık olduğu çarpmıştı gözüme. İstemsizce kaşlarım havalanırken elimi saçlarımdan çektim ve mutfağa gittim. Belkide Seonghwa su içmek için lambayı yakmıştı?
Ama öyle değildi.
Gördüğüm manzara hayatımda ilk kez bu kadar çok şaşıracağım nadir anlarım arasına girmişti.
Gözlerim bir yemekle donatılmış ve özenle hazırlanmış masaya bir de gömlek giymiş ve kendine çeki düzen vermiş Seonghwa'ya bakıyordu.Şaşkındım. Aklıma onlarca soru akın ediyordu ama ben bir tanesini bile soramamıştım. Donmuştum sanki, Seonghwa bir şey demeseydi hala öyle de kalacaktım.
" Hoş geldin."
Gülümseyerek yanıma yaklaştı.
Yüzünde mutlu olduğunu belli eden bir ifade vardı, aynı zamanda utanıyor gibiydi de." Hoş buldum."
Ağzımdan çıkabilecek tek şeyi söylerken hala gözlerimi masadan alamıyordum. Tüm bu yemekleri Seonghwa hazırlamış olamazdı?
" B-bütün bunları sen mi hazırladın?"
Kafasını sallamakla yetindi. İnanamıyordum.
" Senin için...çok yoruluyorsun işteyken. "
Eliyle elimin üstüne dokundu, sonra sanki yanlış bir şey yapmaktan korkuyormuş gibi hemen geri çekti.
" Seonghwa...keşke zahmet etmeseydin ben..b-ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
" Bir şey demesen de olur. Mutlu oldun mu onu söyle sadece."
" Ne? "
Kafam son derece karışıktı. Hiçbir şeyi anlayamıyordum. Çünkü her şey anlamsız derecede mantıksızdı. Bir kere Seonghwa neden benim için yemek yapıyordu? Hadi onu geçtim, Tanrı aşkına bu çocuk yemek yapmayı nereden biliyordu?
Söylediğim şeyle yüzüne hafif bir hayal kırıklığı yerleşmişti. Ama yanlış bir şey dememiştim ki, daha olanları bile idrak edemiyorken üstelik!
" M-mutlu olmadın mı?"
Derin bir nefes aldım. Henüz hiçbir şeyi kafamda oturtamamıştım ama yine de beni yanlış anlamasın diye uygun bir dille konuşmaya çalışacaktım.
" Ben sadece anlamadım Seonghwa. Yemek yapmayı biliyor muydun? Tüm bunları nasıl yaptın? "
" İnternetten baktım yapılışlarına. Biraz zamanımı aldı ama merak etme hiçbir şeyi yanlış yapmadım. Ve sen kızarsın diye etrafı da topladım."
Gözlerindeki o pırıltı ile beklentiyle bakıyordu bana. Sanki şuan ağzımdan çıkacak her kelime onun için çok önemliymiş gibi bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a piece of love | seongjoong ✓
FanfictionSeonghwa bir parçacık sevgiye muhtaçtı. #seongjoong 1 #honghwa 1 一 ©teddystick