part 11ぃ

1K 135 115
                                    

Öğleden sonraydı.
Eczaneyi kapatmıştım, şuan Seonghwa ile arabadaydık.

Bugün zaten Yeosang da gelmediği için ve benim de pek keyfim olmadığı için normalden bir tık erken kapatmıştım.
Başım ağrıyor gibiydi.

Soğuk rüzgar eserken Güneş hala kendisini birazcık da olsa gösteriyordu. Seonghwa'ya baktım.
Camdan dışarısını seyrediyordu, mutlulukla.

" Neden bu kadar mutlusun?"

Diye sordum merakıma yenik düşerek.
Kafasını bana çevirdi ve aynı gülümsemesi ile cevap verdi.

" Araba yolculuklarını çok severim de.."

" Oh, anladım."

Dedim gülümsemeye çalışarak.
Sonra o da kafasını geri çevirip dışarıyı izlemeye devam etti.

Şuanda deniz kenarından geçiyorduk.
Seonghwa hayranlıkla denize baktı ve sonra gözleri gözlerimle birleşti.

Sanırım ne isteyeceğini biliyordum.

O konuşmadan arabayı bir kenara çektim.
Biraz deniz havası bana da iyi gelecekti.

" Neden durduk?"

" Burada yürümek istemez misin?"

" İsterim."

" O zaman in hadi."

Emniyet kemerimi çıkardım sonra onunkisini de çıkardım ve ikimiz de arabadan indik.

Tam Güneş'in batış zamanıydı.
Yan yana yürümeye başladık. Hiç konuşmuyorduk ama o hala mutluydu.

Birden Seonghwa'nın ilgisinin bir yerde toplandığını fark ettim. Onun baktığı yere baktım, pamuk şeker ve balon satan bir satıcı vardı.
Hayranlıkla oraya bakıyordu.
Bir süre tepkisini izlemeye karar verdim.

Bakışlarını bana çevirdi.
Şuan o kadar etkileyici bakıyordu ki bir an afalladığımı hissettim.

Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti.

" Şey b-ben pamuk şeker çok severim de-"

" Alalım mı?"

" Gerçekten alabilir miyiz?"

" Evet."

Dedim ve onun elinden tutup pamuk şekerciye doğru yönlendirdim. Nedense çok sevinmişti ve bu beni alakasızca heyecanlandırmıştı.

Onun için bir tane mavi renk pamuk şeker aldım ve tekrar yürümeye başladık.
Pamuk şekeri poşetinden çıkardı.
Nasıl yiyeceğini merak ettiğim için onu izlemeye başladım.

Birazcık pamuk şekeri koparmıştı ve gülümseyerek ağzına atmıştı.
Gözlerimi ondan alamıyordum.
Çok farklı ama tatlı yiyordu sanki.

Daha sonra biraz daha kopardı ama bu sefer kendi ağzına götürmek yerine benimkisine götürmüştü.
İstemsizce kalbim hızlandı.

İkimiz de konuşmuyorduk, sanki gözlerimiz konuşuyordu.
Gözlerine kenetlenen gözlerimi bir an olsun başka yere çekmeden ağzımı açtım ve pamuk şekeri ağzıma koymasını bekledim.
O da aynı yavaşlıkla pamuk şekeri ağzıma koydu.
Kalbim bir an olsun yavaşlamıyordu.

Ağzımdaki şekeri otomatikman çiğnemeye başlarken hala gözlerimiz birbirine kenetliydi.
Elini ağzıma götürdü. Ne yapacağını merakla beklerken o ağzımın kenarında kalmış pamuk şekeri baş parmağı ile aldı ve kendi ağzına götürdü.

Yutkundum.

" Çok güzel değil mi Hongjoong abi?"

Dedi ağzına götürdüğü şekeri yerken.
Kalbim teklemişti, tekrardan.

" Evet."

Ve birlikte yürümeye devam ettik.
Bir süre sonra güneş battığında da arabaya dönmüştük.

Eve gitme zamanı gelmişti.




Gece olmuştu.
Seonghwa çoktan uyumuştu bile, bense etrafı topluyordum. Birazdan ben de uyuyacaktım.

Seonghwa'nın yere saçtığı oyuncakları topladıktan sonra koltuk yastıklarını da düzelttim.
Neredeyse işim bitmişti.
Tam odadan çıkacaktım ki telefon zil sesimi duydum.

Seonghwa uyuyordu, hızlıca telefonu elime aldım ve arayana bakmadan açtım.

" Alo?"

" Hong, nasılsın?"

" Ah, iyiyim yunnie sen?"

" İyiyim ben de. Seonghwa nasıl?"

" O da iyi, uyuyor şuan."

" Bu saatte aradığım için özür dilerim, iş güçten anca vakit kaldı ve sizi de merak ettim arayamadan edemedim."

" Yok sorun değil istediğin zaman arayabileceğini biliyorsun. "

" Evet biliyorum. "

Kısa bir sessizlikten sonra tekrar konuştu.
Ben de fısıldayarak konuşmaya çalışıyordum.

" Çok az kaldı joong. Bir hafta sonra onu senden alıyorum. "

Olduğum yerde kalakaldım adeta.
Bunu duymayı beklemiyordum.

" 1 hafta mı? "

" Evet. Sana da daha fazla rahatsızlık vermek istemiyorum zaten benim için büyük bir sorumluluk üstlendin bunun karşılığını asla ödeyemem. "

" İyi de, evinde tadilat yok muydu ki?"

" Vardı ama ben işleri bir tık hızlandırmalarını istedim. Yarın bunun için bir miktar daha para ödeyeceğim ama olsun. Seonghwa için değer. Sana da daha fazla yük olmayalım. "

" Ne yükü? Onun çok uslu bir çocuk olduğunu benden daha iyi biliyorsun. "

" Ya olsun, biraz daha erken almak daha iyi olacak hem onun için hem senin için hem benim için. Hem sen benim bir tanemsin Joong, daha fazla arkadaşıma yük olmak istemem. "

" Peki. "

" O zaman ikinize de iyi geceler. Ben kapatıyorum. "

" tamam, iyi geceler. "

Kapattı.
Hala aynı yüz ifadesindeydim.
Belirsiz bir duygu vardı üstümde.
Bir yanım Seonghwa'nın gitmesini istiyordu, bu sayede eski rahatlığıma da kavuşabilirdim.
Ama diğer yanım...

Diğer yanım gitsin istemiyordu işte.
Henüz ona yeni yeni alışmaya başlamışken gitsin istemiyordu.

Ne oluyordu bana böyle?



















Yeni bölüm için çoook gecikmişim, özür dilerim 🥺

Zaman buldukça yazmaya çalışacağım, bölümleri elimden geldiğince hızlı atacağım.

Sizi seviyorum, sonraki bölümde görüşürüz♡

a piece of love | seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin