part 21ぃ

1K 127 76
                                    

" Biz teşekkür ederiz."

Derin bir nefes alırken yüzümdeki tebessümü silemiyordum. Bugün diğer günlerimin aksine işe öyle enerjik başlamıştım ki etrafımdaki herkese gülücükler saçıyordum. Ben bile kendime şaşırsam da bunu engellemiyordum. İçimde tarifi inanılmaz bir heyecan vardı. Akşamı iple çekiyordum. Seonghwa'yı göreceğim zamanı iple çekiyordum...

" Hyung bayılacağım şimdi senin bu rahatlığına."

Yeosang'ın dalga geçer bir tonda söylediği şeye gülümsedim.

" Sadece mutluyum yeo."

" Mutlu olduğunu görebiliyorum ve bu çok güzel bir şey ama biraz fazla rahat mısın desem? Hani adamlar senin istediğin ilaçların zamanını iki haftaya çıkardı ve sen bunu bile çok sakin karşılıyorsun. O ilaçları sipariş edenlerin bekleyeceğini sanmıyorum. "

" Hallolur bir şekilde yeo, dert etme. "

Gülümseyerek telefonumu elime aldım. Parmaklarım galeriyi tıklarken kalbim nedense hızlı atmaya başlamıştı. Zaten çok fazla olmayan fotoğraflara şöyle bir göz gezdirdim. Ama aradığım şeyi bulamayınca dudaklarımı büktüm.

Hiç Seonghwa ile fotoğrafımız yoktu...

" Hyung cidden çok şaşırtıyorsun beni. Eski disiplinli ve ciddi halin bir anda uçup gitti, korkmalı mıyım sevinmeli miyim kestiremiyorum açıkçası."

" İki tane burger sipariş ediyorum çok açım."

Sabahtan beri heyecandan dolayı hiçbir şey yememiştim. Yeosang'ın dedikleri bir kulağımdan giriyor diğer kulağımdan çıkıyordu. Zihnim Seonghwa ile doluyken kulağım söylenilenleri duymuyordu.

Derin bir nefes aldım.
Akşama çok bir vakit kalmamıştı.

Yüzümdeki gülümseme ile işime geri döndüm.






Sonunda eve adımımı basmıştım.
Kalbim öylesine hızlı atıyordu ki hissedemiyordum. İlk defa Seonghwa'yı göreceğim için bu kadar heyecanlıydım...

Salon kapısını açıp içeriye bir adım atmadan hızlıca gözlerimi gezdirdim etrafta. Seonghwa kitap okuyordu. Onu görmenin verdiği hissiyatla gülümsemem daha çok büyüdü. Sadece 9 saattir onu görmemiştim ama gerçekten özlemiştim.

Heyecanla yanına ilerledim. Sarılmak istiyordum. Birden sarılmam onu korkutur muydu?

" Seonghwa ben geldim."
Sesimin haddinden fazla utangaç ve kısık çıkmasına aldırış edemeyecek kadar heyecanlıydım. Gözlerini kitaptan alıp bana çevirdiğinde gözlerimiz birbirini bulmuştu. Kalbim tekledi. Göz göze gelmiştik...

Gözlerindeki o mutluluğa anbean şahit olurken kitabı bıraktı.
Sarılmak için yeltendiğimde o da aynı şekilde bana sarılmak için karşılık verdi. Demek ki o da beni özlemişti...

Hızlıca boynuna sarılırken burnuma dolan o kendine ait kokusunu soludum. Bu koku...hayatımda aldığım en güzel kokuydu. Seonghwa kokuyordu.

" Beni mi özledin?"

Sorduğu soruya hiç tereddüt etmeden "hem de çok fazla" derken gözlerim kapanmış kendimi bu mayıştırıcı kokuya bırakıyordum.

Beklemediğim bir şey yaptı.
Beni kendine çekti.

Refleks olarak kucağına otururken kalbim yerinden çıkacakmışçasına atıyordu.
O an kafamı boynundan kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri yüzümün her yerini ezberlemek istercesine bakıyordu.

a piece of love | seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin