" Hyung Yeosang gelmiş aşağıdaymış."
" Tamam. Seonghwa nerede San?"
" O çantaları arabaya götürdü."
" Neden bana haber vermedi ki? Hepsini mi götürdü? Ağır olmasın?"
" Bilmiyorum hyung ama kapının önündekileri götürdü."
" Hımm anladım ben aşağıya ineyim bir."
Ayakkabılarımı ayağıma tam sokmadan merdivenlerden indim. Seonghwa'ya çantaları götürmek için beni beklemesini söylemiştim ama o beni dinlememişti. Derin bir nefes vererek park halindeki arabanın yanına doğru ilerledim. Yeosang gelmiş, çantaları Seonghwa ile birlikte bagaja sıkıştırmaya yardım ediyordu.
Beni fark ettiklerinde ilk önce Seonghwa'ya sonra da Yeosang'a çevirdim gözlerimi.
" Hyung ne zaman çıkıyoruz?"
" Birazdan çıkacağız."
" Tamam ben San'ın yanına gidiyorum."
Kafamı salladım kısaca. Sonra gözlerim sevgilimde durdu. Onu kısaca süzdükten sonra yine nefes kesici olduğuna karar verdim.
Pekala, o her zaman nefes kesiciydi.
" Neden beni beklemedin? Hani birlikte taşıyacaktık çantaları? "
" Sen yorulma diye. "
Hafif utanarak belimi kavradı ve gülümsedi.
Bu ani yakınlaşma ve iltifatları beni bitiriyordu.Hemencicik yelkenleri suya indirmemi sağlamıştı.
" Çok mu romantiksin sen, hım? "
" Bilmem, öyle miyim? "
İkimiz de aynı anda kıkırdadığımızda gürültüden yoksun alanda sadece bizim seslerimiz yankılanmıştı.
•
" Hyung zorlama kendini zaten yorgunsun bırak ben geçeyim direksiyona."
Uzun süredir sürdüğüm direksiyondan yorulmuştum. Zaten bundan önce de uykumu tam alamadığım için uykum gittikçe bastırmaya başlamış Yeosang'ın dediğine kulak vermiştim.
" Tamam köşeye çekiyorum. "
" Sen Seonghwa'nın yanına gel. "
Arabayı köşeye çektikten sonra içinden indim. Yeosang ile yer değiştirerek Seonghwa'nın yanına geçtim.
Şimdi Yeosang direksiyonda, San yanındaki koltukta arkada da Seonghwa ile ben vardık.Yeosang arabayı sürmeye başladığında kafamı arkamdaki koltuğa doğru yatırdım. Evet birazcık uykum gelmişti. Ama dayanabilirdim.
Seonghwa'nın kafamı kendi boyun girintisine yerleştirmesi ile olduğum yerden kıpırdandım. Bedenini bana kaydırmış ve kolları ile beni sarmalamıştı.
" Sürmeyi bilseydim ben sürebilirdim."
Sesi oldukça kısık çıkmıştı ben bile zor duymuştum.
Boyun girintisinden hafif çıkarak ona baktım ve yanağına bir öpücük bırakıp tekrar boyun girintisine uzandım.
Ve ben de onun gibi kısık sesle konuştum." Önemli değil. Hem ben sana öğretirim."
" Gerçekten mi? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a piece of love | seongjoong ✓
FanfictionSeonghwa bir parçacık sevgiye muhtaçtı. #seongjoong 1 #honghwa 1 一 ©teddystick