a piece of love | seongjoong ✓

part 26ぃ

Gözlerim yavaşça aralandı.
Burnuma gelen koku, daha yeni uyanmama rağmen yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu.

Bana sarılarak uyumuştu demek...
Gece yorgun olduğum için direk yatağa girip uyumuştum ve onun bana sarıldığını fark etmemiştim.

Arkadan bana sarılan kolları ve tenini tenimde hissetmem yaşadığım en güzel hissiyatlardan biriydi belkide.

Kafasını saçlarıma gömmüş olan sevgilime onu rahatsız etmemeye çalışarak arkamı döndüm.
İşte şimdi gözlerim bu uykulu haliyle bile baştan çıkaran pürüzsüz yüzü görmüştü.

Yüzüne doğru yaklaşıp dudaklarımı yanağına bastırdım. Şuan yataktan hiç çıkmak istemiyordum, onunla zaman geçirmek istiyordum. Ama onu uyandırmaya da kıyamıyordum...

Dudaklarımı çektim. Gözlerim yüzünü hayranlıkla seyrederken bakışlarım dudaklarına kaydı. Hipnoz olmuşçasına gözlerimi oradan alamadım bir kaç saniye.

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Sanırım dayanamayacaktım. Onu uyandırmak istemesem de şuan tam gözümün önünde olan bu dudakları görmezden gelemezdim.

Usulca tekrar yüzüne yaklaştım. Heyecanlanmıştım. Kalbimin ritmi hızlanmaya başlamıştı. Küçük bir nefes aldım ve tam yüzünün karşısında bekledim. Sıcak nefesimi dudaklarına verirken gözlerim kapanmıştı.

Dudaklarımı yavaşça karşımdaki dudaklara ittiğimde gözlerimi daha sıkı kapattım.
Hareket ettirmedim, nefes almadım, gözlerimi açmadım.
Sadece dudaklarımın arasındaki bu dudakların varlığını hissettim.

Bu his dünyanın en güzel hissiydi işte. Sevdiğim adamın dudaklarının dudaklarımda olması... İçimde tarif edemeyeceğim bir mutluluğa yol açıyordu. Ve ben bunu her yaşadığımda sanki ilk yaşayışım gibi heyecanlanıyordum, tıpkı şuan heyecanlandığım gibi.

Birden hissettiğim hareketlenme ile gözlerim açıldı.
Seonghwa uyanmıştı, sadece vücudunu biraz hareket ettirmiş onun dışında dudaklarını dudaklarımdan çekmemişti.

Bu nedensizce beni utandırmıştı.
Utançla dudaklarımı dudaklarından çekecektim ki o buna engel oldu ve eliyle yüzümü kavradı.

Dudağını usulca hareket ettirip çok yavaş bir öpücük bıraktı dudaklarımın üstüne. Sonrasında geri çekildi. Gülümsüyordu. Hem de o kadar güzel gülümsüyordu ki...

" Günaydın benim güzel sevgilim."

Uykudan yeni uyanmış sesi kulaklarımı doldururken kalbim duracaktı neredeyse. Yaptığı her bir harekette, söylediği her bir sözde daha da çok hissediyordum aşkımı.
Ve bu beni deli ediyordu.

" Günaydın aşkım."

Sevimli çıkan sesime aldırmadan ona gülümserken o da gülümsemiş ve tekrar uzanıp dudaklarıma bir öpücük bırakmıştı.

Daha sonra vücudunu bana biraz daha yaklaştırdı ve kafasını boynuma gömerek kolları ile beni sardı.
Siktir, nefesini boynumda hissediyordum ve bu...bu beni deli gibi etkiliyordu.

" bu gece rüya görmedim."

Boğuk çıkan sesine kafamı salladım.

" Neden?"

" Bizi hayal etmek daha güzel çünkü."

Yutkundum.

" Tüm gece bizi mi hayal ettin?"

" Hıhı."

Boynuma öpücükler bırakırken kısaca mırıldanmıştı.

Delirecektim, bu his neden bu kadar güzeldi?