'Ailem'. Ailem ben iki ay boyunca gözlerimi açamasam da, bana tek bir mesaj bile bırakmamışlardı.
Hani demiştim ya, kartımdan harcama yaptığımda yaşadığımı anlıyorlardır diye. Demek ki kartıma bile bakmıyorlardı.
Üzgün müydüm, hayır. Artık siliyordum ben onları. Onlar beni sileli çok olmuştu, ama ben geç de olsa siliyordum onları.
Belki izleri asla gitmeyecekti, asla silinmeyecekti üzerimden ama neyin izi siliniyordu ki zaten. Kendi ailesini kurma ve ailesini koruyup kollama sırası bendeydi artık. Benim bir ailem vardı. Ve 'ailem' ailesini koruyamamış olsa bile, ben kendi ailemi korumak için canımı dahi vermeye hazırdım.
"Beni mi düşünüyorsun?"
Jeno'nun uyandığını, duyduğum mayışık sesle fark ettim. On dört saate yakın aralıksız uyumuştu.
"Nereden çıkartıyorsun?"
"Beni düşündüğün zaman yüzünün aldığı şekli tanıyorum."
"Dalga geçme."
"Ciddiyim! Beni düşünüyordun işte. İtiraf et."
Kabul etmek istemiyordum. Kimden ne saklıyordum tam olarak emin değildim ama dile getirmek istememiştim işte.
Onu düşündüğümü, ama söylemek istemediğimi de anlamıştı çoktan aslında.
Tanrı aşkına zaten Jeno'dan bir şey saklamam mümkün müydü? Kendimi kandırırdım sadece. Jeno biliyordu. Jeno her şeyi biliyordu ve ben de onun bildiğini biliyordum.
"Düşüncelere de daldığına göre, ben cevabımı aldım. Teşekkürler."
Gülümseyip ağırlığını sağ omzundan attı, sırt üstü döndü. Gözlerini üzerimden çekip tavana odaklandı. Ben ona bakmaya devam ettim.
"Kötü bir yalancısın Jaemin."
Sözü biter bitmez hiç düşünmeden konuştum. "Depoya ne zaman döneriz acaba? Ne zamana taburcu olabilirim?"
Acemi konu değiştirme deneyimlerim onu güldürüyordu. Kıkırdadığında ben de istemsizce gülmüştüm. Ama onun gülüşü ironik bir gülüştü. Duygularını okuyabiliyordum.
Kafasını iki yana salladı. "Uzun süre uyudum sanırım, hm?"
Beni kendi yaptığım şeyle vurduğunu fark ettiğimde yutkundum. Derin bir nefes alıp ben de sırt üstü döndüm ve tavana odaklandım. Hazırlıksız yakalanmıştım. Bu sefer gözlerini üzerimde bırakan oydu.
"Çok uzun süre uyudun. Uyandırmamak için çok çabaladım ama ben kusarken bile uyanmadın zaten."
Bunu örnek vermenin onu çok endişelendireceğini tamamen unutup ağzımdan kaçırmıştım. Yine de sadece kusmamdan bahsetmeme şükrediyordum. Onca hemşireden, ara ara kötüleşip tekrar iyileşen durumumdan, vücudumun bir türlü yerine getiremediği dengemden de bahsetmiş olabilirdim. Çünkü sürekli bir iniş çıkış halindeydim ve Jeno'nun tüm bunları fark etmesi, hatta ve hatta şahit olması benim için kabustan farksızdı. Onun uyuması çok daha iyiydi.
Yüzünde var olması muhtemel endişeyi görebilmek adına ona döndüm. Kaşları çatılmıştı ve boğazının düğümlendiği belliydi.
"Neden daha önce söylemedin? Uyanmadığıma inanamıyorum."
"Saçma sapan konuşma Jeno. Ayrıca bunlar normal, biliyorsun değil mi? Zor bir ameliyat geçirdim ve tamamen iyi olduğum da pek sayılmaz. Düzelene kadar böyle gidecek."
Derin bir iç çekip yüzünü sıvazladı.
"Endişelen diye söylemedim, huysuz. Uyanmadığını ve derin uyuduğunu açıklamak istemiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
devil ✪ nomin
Romance"Şeytanla dans etmeyi seçtin ve şanslı çıktın." -Chase Atlantic, Swim