twenty six

467 57 163
                                    

"Hadi ama Jaemin, korkak mısın?"

"Soğuk diyorum, asıl sen aptal mısın Jeno? Giremem ben bu suya."

Gecenin ikisi falandı, bir anda üzerini çıkartıp denize koşmuştu ve bunu can sıkıntısından mı yoksa akli dengesinde bir sıkıntı olduğundan mı yaptığını anlamamıştım. Su deli gibi soğuktu ve ben girmem dedikçe üzerime geliyordu.

"Oraya gelip seni denize ben sokarsam çok daha kötü olur, biliyorsun değil mi?"

"Aklından bile geçirme. Kırık bir burun istemiyorsan yaklaşmazsın bana."

Gözlerini devirdi. Bana doğru bir adım attığında geriye adımladım ama en fazla beş dakika üşürdüm, sonra geçerdi yani. Ne kaybedebilirdim.

"Tamam, geliyorum."

"İyi edersin."

"Laf atma bana." Yüzünü değiştirerek beni taklit etti, ben de ona aynısını yaptım.

Durduğumuz yer o kadar güzel ve büyüleyiciydi ki burayı görür görmez burada durmaya karar vermiştik. Gerçekten kimse yoktu ve pek de gelecek gibi değillerdi.

Arabamızı kumsala bırakmıştık, arkamız ağaçlarla çevriliydi ve ayağımızı bastığımız kum bile pürüzsüzdü. Deniz cam gibiydi. İnsanlar olmadığından tertemiz kalmıştı her yer. Manzara nereden nereye bakarsanız bakın, günün hangi saati olursa olsun çok güzeldi. Ben genelde onca güzel manzaraya karşın aptalın birini tercih ediyordum, orası ayrı konu.

Yanına tam olarak yaklaştığımda karnıma kadar suya girmiştim zaten. Kendimi ileri doğru suya bıraktım, soğuk suyun saçlarımı dağıtmasına izin verdim.

Sudan çıktığımda yüz ifademe gülüyordu. "Hipotermi geçireceğimi düşündüm."

"Abartma, çok güzel su."

"Yüzmeyi biliyor musun?"

"Sence?"

"Sana öğretirim o zaman."

Gülümseyip yanıma kadar dikkatli dikkatli geldi. Tam tepemizde olan dolunay gözlerine yansımıştı, ışıl ışıl görünüyordu.

Tek elini belime attı. Benim vücudum da aynı şekilde soğuk olduğundan elinin soğuğu pek canımı yakmadı.

Önüme geçip diğer elini de belime yerleştirdi. Kollarımı yukarı çıkartıp ensesinde birleştirdim. Gözleri yüzümde dolanırken ben sadece gözlerine bakıyordum, dünya o anlık durmuş gibiydi, en azından ben durmuş olmasını diledim. Saatime baktığımda hep aynı yelkovana hapsolmayı diledim. Duran neydi? Saat miydi, zaman mıydı?

Ayın ışığı etrafı oldukça aydınlattığından rahatlıkla görüyordum yüzünü.

Durulmayan kuşların ve özellikle baykuşların sesleri yankılandı sadece, başka da ses duymadım.

Islak saçları alnına arsızca dökülüyordu. Dudakları utanmıyordu sanki bu kadar kırmızı olmaya. Ekşi, mevsimi geçmiş vişne taneleri.

"Kötü şeyler olmak üzere."

Sözleri bana komik geldiğinden kıkırdadım. "Ne oluyor?"

"Aşık oluyorum."

Ani gelen fakat yeni olmayan ilanı gülümsememi küçültmüştü. Şaşırmış gibiydim ama daha çok hoşuma gitmişti.

"Kötü bir şey miymiş bu?"

Beni gıcık etmek ister gibi bir hali vardı. Dudaklarını büzüp omuzlarını silkti. "Yani seçimlerimi sorgulasam mı bilemiyorum bazen."

devil ✪ nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin