"Burnumda sanki içime dolmuş bir is kokusu var.Niye böyle hissediyorum bilmiyorum.Ya da hayatı dünyanın imtihan yeri olduğunu unutuyorum.Aklım fikrim herşeyim seninle dolu.Asla yapmam dediğim şeyleri seninle yaptım ben seninle kendimi sevmeyi öğrendim.
Bu kadar kısa süre içinde nasıl bağlanmışım sana.Sen ya beni bırakıp gidersen,yaşayamam dersem yalan olur,yaşarım dersem de yalan. Sadece yaşayan bir ölü gibi olurum tıpkı şuanda ruhumun belirsizlikler içinde boğulduğu gibi. Rabbim ne olur onu bana bağışla.Benim dayanacak gücüm kuvvetim kalmadı,bana yardım et.."
Kalem elimden halının üzerine savrulurken silmeye gerek duymadığım gözyaşlarımla ayaklarımı sürükleyerek ağır aksak adımlarla lavabonun kapısını araladım.Kapıyı arkamdan kilitleyip musluğu açtım.Hıçkırıklarımı kimsenin duyup bana acımasını istemiyordum.
Aynadaki yansımam karşısında kendime bakıp acı acı gülümsedim.Ağlamaktan şişmiş gözlerime daha sonra patlamaktan rengi değişmiş dudaklarıma parmaklarım dokundu.Soğuk suyu yüzüme defalarca çarptım ama ama hiç biri içimde yanan yangına merhem olmaya yetmiyordu.
Soğuk zemine oturup uzun uzun düşünmeye başladım.Ne oluyordu ben neden bu haldeydim.Her akşam erkenden yatıyor öğlen kalkıyordum.Hiçbir düzenim kalmamıştı.Kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum.Namazları aklıma geldikçe kılıyordum pek huşulu kıldığımda söylenemezdi.Ben kendimi unuttum,çok kilo verdim o bu haldeyken yemek yemek içimden gelmiyordu.Mutlu ben nasıl olurdum bilmiyorum...
Akif yoğun bakıma gireli bugün tam 59 gün oldu.Bana 59 gün 59 yıl gibi gelmişti. Her gün bir umutla hastahaneyi arıyor ve cevabını bildiğim halde sorular soruyordum.Annemi de çok üzüyordum biliyorum.Ağabeyimde bu konu hakkında hiç konuşmuyordu.
Öylece durup düşünürken tıklanan kapıyla yerimden sıçradım.Stresten titreyen ellerimi sabitlemeye çalışarak anahtarı delikte çevirdim.Başımı kaldırıp kapıya baktığımda hafif tebessümüyle annem karşımdaydı.Beni sağ gördüğü için sevinmiş olacak ki kollarını belime sımsıkı sardı.Ona karşılık verecek gücü kendimde bulamıyordum.Sahi ben ne ara bu kadar yorulmuştum.
Annem sitemkar gözlerle bana baktı süzdü inceledi.Yanağıma buse kondurdu.Beni kırmamaya çalışarak konuşmaya başladı.
-"Hifa yine uyku hapını içmemişsin kızım.Neden kendine bu işkenceyi yapıyorsun.Biliyorum Akif'in bu halde olmasına üzülüyorsun bir tek sen değil ki hepimiz üzülüyoruz.Ama rabbimizden gelene boynumuz bükük.Sen böyle yaptıkça ben daha çok üzülüyorum,ya Akif ölürse o zam.."
Bu cümlenin devamını çok iyi biliyordum.Sinirle annemin lafını böldüm.
-"Anne..ne olur bu cümlenin devamını getirme, dayanamıyorum anne canım çok yanıyor.Bunun ihtimali bile beni kahrediyor.Anne.."
Annem dudaklarını dişlerken bir kes daha bana sarılmıştı.Beni odama götürüp yatağıma oturttuktan sonra su ile uyku hapını bana uzatırken "benim için"demişti.
***
Gözlerimi araladığımda saat 12'ye geliyordu.Bir süre yatakta öylece tavana bakıp durduktan sonra üzerimdeki örtüyü kenara bıraktım.Uyumak azda olsa iyi gelmişti.Hiç olmazsa artık mantıklı düşünüyordum yani şimdilik.
Ayağım zeminle buluşunca terliklerimi aradım yatağın altında buldum.Dikkatsiz bir şekilde sendeleyerek mutfağa doğru adımlarımı zorladım.Ayaklarım ağrıyordu.Beni görmeyi beklemeyen annem gülümseyerek içimi ısıtmıştı.
"Benim güzel kızım uyanmış da kahvaltıya mı gelmiş.Ne istersin annem,yumurta patates istersen bir koşu fırından börek simit alayım."
Annemin elini tutup öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNZEVİ (Tamamlandı)
SpiritualHavanın soğuk olmasından mütevellit deniz kenarındaki taşların birine oturdum.Ucu bucağı olmayan karanlıkta herkese korkunç gelen ama benim geceleri hırçın dalgalarını daha çok sevdiğim deniz..Kokusu..Huzuru.. Dalgalar birbirini kovalarken hava daha...