O rüyayı gördükten sonra bir daha uyuyamadım.Çoğunlukla yoğun bakım kapısının önünde bekledim.
Namazlarımı kılmak için mescid'e indim.Çok ağladım çok dua ettim.Yanlızlığın kimsesizliğin acısını iliklerime kadar hissettim.Ve o gördüğüm rüya'dan sonra annemin öleceğini de hissediyordum, ama sadece ölmeyecek diye kendimi kandırmaya devam ettim.
Bu böyle tam 2 gün sürdü.Doktor'lar durumu'nun hala stabil olduğunu henüz bir değişme olmadığını böyle devam ederse, hayata tutunmasının yalnızca bir mucize'
den ibaret oşduğunu bana daima haykırırcasına söylüyorlardı.Yoğun bakım ünitesinin dışındaki koltukta uyuya kalmışım.Gözlerimi aralayıp saat'e baktığım'da sabah namazı geçmek üzereydi.Başımı oğuşturup namaz için mescide doğru adımlarımı hızlandırdım.
***
Öğle namazı ikindi namazı derken şimdi de akşam ezanı okunuyordu.
Şimdi annem olsaydı diye geçirdi içinden,koşa koşa abdest alır ezan biter bitmez namazını kılardı.İstemsizce gözleri doldu.İki gündür bir kaç lokma tost'tan başka bir şey yememişti.Başı ağrımaya başladı.
Nedenini şimdi anlıyordu.O kahvesiz hiç bir gününü geçirmez tam bir kahve bağımlısıydı.Lavaboda elini yüzünü yıkadıktan sonra keyifsizce asansör'ün tuşlarına parmağını bastı.Ve artık nihayet kantindeydi.Sade bir kahve alıp boş sandalyelerden birine yorgun bedenini bıraktı.Gözleri ağlamaktan kurumuş saçları oldukça dağınık gözüküyordu.
Ellerini sıcak kahve bardağına kavradı.O an sanki geçmişten bir el uzanmış ona sımsıkı sarılıyordu.Anne kokusu,çocukluğu gözlerinin önünden saniyelerle hiç yaşanmamış gibi geldi geçti.
Elinde tuttuğu kahveden bir yudum alıp bardağı masaya geri bıraktı.
Bir kaç saat kantinde oyalandıktan sonra dalgın gözlerle sandalyeden doğruldu.Dengede durmaya çalışırken önünden gelip geçen insanlarla çarpışmaktan son anda kurtuluyordu.Niye böyle olmuştu ki herşey.Neden? Neden ?
Bir anda başı olduğundan ayrı bir halde dönmeye başladı.Bir anda ayakları tutmadı.En son hatırladığı şey bir çift cılız kolun onu tutmaya çalışması olmuştu. Kulaklarında çınlayan son ses "İyi misiniz?"..
****
Gözlerimi araladığımda boğazımın kuruluğundan dolayı hafif öksürdüm.
Başımı odada gezdirdiğimde tipik bir hastahane odasından farksızdı.
Küçükken çok ateşlenmiş ve böyle bir gecede hastahane'de kalmıştık.O zaman hastahanede kalmak korkunçtu.Ama şimdi keşke şimdi de böyle olsaydı.Ben hasta olsam annem de benim başımı bekleseydi.İstemsizce gözümden bir damla yaş süzüldü.
Serum'un bitmesine az kalmış gözüm dışarıdaki birbiri ardını takip eden bina'ları izliyordu..Hayallere dalıp gitmiş biraz da olsa o yorgunluğu üzerimden atabilmiştim, yada buna alışmıştım.Neden olsa insan ister istemez herşey'e alışıyor.
Kapının tıklanma sesiyle yatakta doğrulmaya çalıştım.Belim düşerken incinmiş olmalı hafif de olsa ağrı yapıyordu.
Kapı yavaş da olsa aralandı.İnce ve hoş bir ses yavaşça;
-"Gelebilir miyim?"..
Kim olduğunu anlayamadığım bir şekilde toparlanarak;
-" Tabi buyrun"..
Ona bakınca sanki onunla daha önce karşılaşmış gibi bir his belirdi içimde.
Onun gözleri kahve'nin en güzel tonu,
yanaklarındaki gamze ondan başka hiç bir insana bu kadar güzel yakışamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNZEVİ (Tamamlandı)
ДуховныеHavanın soğuk olmasından mütevellit deniz kenarındaki taşların birine oturdum.Ucu bucağı olmayan karanlıkta herkese korkunç gelen ama benim geceleri hırçın dalgalarını daha çok sevdiğim deniz..Kokusu..Huzuru.. Dalgalar birbirini kovalarken hava daha...