7.

533 34 0
                                    

Bütün dünya bir araya gelse başıma böyle bir şey geleceğini söyleseler asla inanmazdım.Başıma geleceğini tahmin bile edemeyeceğim şeyi şuan bizzat yaşıyordum.Akif ve ağabeyim yan yana Allah'ım sen bana akıl fikir ver. Sakin ol Hifa sakin ol ! derin nefes al...

Birkaç dakika sonra ağabeyim Akif'i kendi odasına götürdükten sonra mutfağa yanıma geldi.

Dikkatle bardakları tepsiye yerleştirdikten sonra nihayet çaydanlığı ocağa koymuştum.

-"Hifa sen niye zahmet ettin çay ile uğraştın zaten ayağın ağrıyor ben gazoz falan alır hallederdim"..

İç sesim "zaten Akif'ten başkası olsa yapmazdın" diye bana kahkahalar savururken sırıtmamaya çalışarak gülümsedim ve ağabeyime cevap verdim.

-"Zaten askerden erken terfi olduktan sonra keyfini bile çıkaramadan benimle uğraşmak zorunda kaldın.Bırak bari sana hoş geldin demeye gelen insanlara bir şeyler yapayım da içim rahat etsin.."

Ağabeyim kaşlarını çatarak öylece bana baktı.Kollarını açınca dikkatle tutunarak ona sarıldım.

-"Bir daha böyle bir şey söylediğini duymamış olayım" dedikten sonra arkadaşının yanına geri dönmüştü.

Mutfaktaki kalan bulaşıkları toparlayıp çayı demlemiştim. İçeride ne konuştuklarını haddimden fazlasıyla merak ediyordum.İşte yine tırnaklarımı dişlerime geçirmeye başlamıştım.Aklımı dağıtmak ve onun bu evde olduğunu unutmak için aklıma gelebilecek ayağımın el verdiği bütün işleri yapmıştım.

Ne yaparsam yapayım onunla ayı evde olduğuma akıl sır erdiremiyordum.

Çayları bardağa doldurduktan sonra ağabeyime seslendim.Çayları alıp minnetle teşekkür eder gibi gülümsedikten sonra odaya geri dönmüştü.

Serinlemek için bardağıma çay doldurup balkona çıktım.Erik ağacının çiçekleri baharın geldiğini müjdeliyordu.Çocuklar birbiri ardına koşarak keyifle oyun oynuyorlardı.Çayımdan bir yudum daha alıp başımı gökyüzüne çevirdim. Elektrik kabloları üzerinde birbiri ardını takip eden kuşlar ahenkle uçuyordu.Bu görüntü çok hoşuma gitmişti.

Çayımın son yudumunu da içtikten sonra bardağımı alıp tezgaha bıraktım.Artık burada dursam da bir şey değişmeyecekti.Tam odama gitmek için adımımı atmıştım ki karşımda gördüğüm kişi ile olduğum yerde kalakaldım.

Bakışlarımız anlık olarak birbirini bulduğunda gözlerini ilk ayıran o olmuştu.

-"Ben su alacaktım.."

Dolaba uzanıp su bardağını aldım.Tam su doldurmak için uzanacağım sırada bardak elimden nazikçe çekildi.

-"Sanırım ben halledebilirim."

Ayağımın acısına dayanamayınca sandalyeye oturdum.

O da sandalyeye oturmuş suyunu bir kaç yudumda içmişti. Bardağı tezgaha bıraktıktan sonra tekrar bana döndü.

Kalbim aklımla savaş halindeydi. Sakin olmalıydım ve mantıklı konuşmalıydım.

-"Ben senin böyle bir kaza geçirdiğini bilmiyordum. Bilseydim daha önceden gelirdim çok geçmiş olsun iyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun ?.."

Ellerimi istemsizce birbirine kenetledikten sonra derin bir nefes alıp yutkundum.

Şimdi mantıklı konuşmalı ve kendimi rezil edecek kelimeler sarf etmemeliydim.

MÜNZEVİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin