Nişan gününün üzerinden üç gün geçmiş Akif beni ne aramış ne de sormuştu. İçimdeki huzursuz düşünceleri küçükken mahallede oynadığımız üç taş gibi devirdim. Bu güne kadar hep ben onu merak etmiştim,hep onun peşinden koşturan onun için çabalayan ben olmuştum.
Aklım,düşüncelerim seksek oynarken yere değen ayağım gibi bu aşkın dışına çıkıyordu. Psikolojim alt üst olmuş evde olur olmaz herşey'e celallenmeye başladım.Bugüne kadar benim hiç bu halime şahit olmamış olan ailem, beni ağabeyim'in nişanlısından kıskandığımı düşündükleri için böyle yaptığımı düşünüyorlardı.Bende buna karşı gelmiyordum,böyle olması da benim işime geliyordu.
Düşüncelerimde haksız mıyım? İnsan sevdiğini düşündüğü insanı her an merak etmez mi ? Bu seven insanların doğasında yok mu ?
Aklımda yolunu bulamadığım sorular ile telefonumu uçuş moduna alıp kulaklığımı takıp evden çıktım. Ani bir kararla babamın moralimi düzeltmek için aldığı ama yüzüne bile bakmadığım bisikletime binme fikri cazip geldi.Belki yürürsem onunla karşılaşabilirdim,onunla karşılaşmak şuan için en son istediğim şeydi.
Güneşin kavurucu sıcaklığında sırtımın yanmasına aldırış etmeden bisikletimle hızla yol almaya devam ettim. Bu hissi gerçekten de çok özlemiştim. O hayatıma girdiğinden beri bütün alışkanlıklarım değişmiş tek alışkanlığım o olmuştu. Ne saçma değil mi bende bunu şuan idrak ediyorum.
Doğruyu söylemek gerekirse bir zamanlar aşka asla inanmayan o tayfadandım bende. Lise hayatım boyunca hiç bir erkekle muhatap olmamış sürekli ders çalışan halk dilinde inek adı verilen tam da o öğrencilerdendim. Üniversite sınavını da tıp kazanabilecek bir puan almış ama ben psikoloji okumayı tercih etmiştim.Güzel bir okul kazanmış tam gitmek için hazırlık yapmışken babam çok uzak olduğunu bahane edip beni o okula göndermemişti.
Belki o okula gidiyor olsam hayatım daha düzene girmiş olurdu.Böyle saçma düşüncelerle aklımı karıştırmak yerine derslerime kafa yorardım. Allahım ne olur bana yardım et,aklıma mukayyet ol..
Her zamanki geldiğim deniz kıyısındayım şimdi..Üniversiteyi bırakmak zorunda kaldığımda da buraya gelmiştim.Burası benim için ayrılık yeri gibi bir şey olmuştu. Sanırım ben sadece aşkı kendi içimde yaşatmıştım o da bana aşık gibi davranmıştı sadece..
Bisikleti ağaca kilitleyip denizin yanındaki taşa oturdum. Deniz'i seyretmeye başladım. Gözlerim yanmaya başlamıştı evet yine o aynı hikaye yine dejavu.Diğer insanları bilmem de benim için ağlamak içimdeki kötülükleri dışarı atmak gibi..
Ruhum çok yorgun, Bitmiş tükenmişim , Oyuncağı kırılmış bir çocuk, Ya da siz adına ne derseniz İşte oyum ben bugün..
***
Orada öylece gün batımına kadar öylece oturdum,içimdeki zehri dibine kadar akıttım.Belki beni merak etmiştir diyerek telefonu uçuş modundan çıkarıp bildirimlerin gelmesini bekledim.Annem'den başka biri aramamıştı şaşırdım mı ? Hayır! Hiç mi hiç şaşırmadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNZEVİ (Tamamlandı)
EspiritualHavanın soğuk olmasından mütevellit deniz kenarındaki taşların birine oturdum.Ucu bucağı olmayan karanlıkta herkese korkunç gelen ama benim geceleri hırçın dalgalarını daha çok sevdiğim deniz..Kokusu..Huzuru.. Dalgalar birbirini kovalarken hava daha...