Şeffaf bir tablonun üzerine sıçratılmış zift gibi akıyor kalbim..Tablo gittikçe siyahlaşıyor.Siyah simsiyah leke oluyor. Silmeye çalıştıkça daha çok kirlenen ellerime yüzüme bulaşan kömür lekesi gibi.Boğazım görünmez eller tarafından sıkılıyor.Göz bebeklerim büyüyor yağmur yüklü bulutların bir anda boşalması gibi terk ediyor gözlerimi herkes gibi herşey gibi. Islak zeminde ayaklarımın hışırtısı sebepsizce memnun ediyor.Bir anda gözyaşlarım siliniyor yerler kuruyor boğazımdaki el varlığını kaybediyor.Kulağımda şu ayetler yankılanıyor.
وَاسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ وَاِنَّهَا لَكَب۪يرَةٌ اِلَّا عَلَى الْخَاشِع۪ينَۙ
Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Doğrusu namaz çok ağır ve çetin bir iştir. Ancak o, Allah'a duyduğu derin saygıdan kalbi ürperenlere ağır gelmez. [Bakara 45.Ayet]
***
Araladığım kapının ardında gördüğüm adamın sadece gözleri geride kalmıştı.Vücudu elleri kolları kemikten farksızdı.Adımlarımı yavaşça odanın içine doğru attım.Kapalı olan gözleri yavaşça açıldı.Gülümseyerek baktım o güzel gözlerine.Gözlerinin altı yeşillenmiş damarları belli oluyordu.Yatağın boş olan kısmına onu tedirgin etmemeye çalışarak oturdum.
Başını bana çevirip bana yabancıymışım gibi bakmaya başladı.Elimi onun eline götürmeye çalıştığımda buna izin vermedi.Gözlerim dolmaya başlamıştı.Hayır hayır şimdi ağlamanın sırası değil diyerek dudağımı dişlemeye başladım.Avuçlarımı birbirine kenetleyip derin nefes aldım.O kadar derindi ki bir anda göğüs kafesim yerinden çıkacakmış gibi hissettim.
"Akif ben Hifan nasılsın canım,ben senin böyle karşımda sapasağlam durman için o kadar çok dua.."
Akif az önceki ifadesini bozmadan kaşlarını çatıp cümlemi yarıda kesiverdi.O andan sonra ben kendimi hiç olmadığım kadar boşlukta,batan geminin içinde ölmeyi bekleyen biri gibi hissediyordum.Ah çok kötü bir his bu.
"Siz kimsiniz ben sizi pek tanıyamadım."
Sesi yorgundu.Onun sesi değildi sanki.Hem gerçek o olsa bana böyle davranmazdı böyle konuşmazdı benimle. Rabbim aklıma mukayyet ol bana sabır etme gücü ver.Oturduğum yataktan ayağa kalktım adımlarımı biraz daha geriledim.Derin nefes aldım sakinliğimi korumaya çalışarak dudaklarımı araladım.
"Ben Hifa sevdiğin kadın beni hatırlamıyor musun?.."
Şaşkınlık ve mahcubiyet dolu bakışlarla beni süzdü.Bir anda boynuma halat gibi geçen o sözleri söyledi.
"Kusura bakmayın ama sanırım sizin doktora görünmeniz gerekiyor.Ben hayatım boyunca sizin gibi birini görmedim de sevmedim de.."
Dedikten sonra acil hemşire alarmına basıp hemşireye seslendi.
"Hemşire hanım ben bu hanımefendiyi tanımıyorum.Lütfen dışarıya çıkarır mısınız yalnız kalmak istiyorum."
Şaşkınlıktan gözlerim büyümüş kalbim olduğundan daha hızlı atmaya başlamıştı.Yutkunarak son sözümü söyleyip koşarak odadan çıktım. Allahım sen yardım et bana yardım et..
"Akif bir gün bu yaptığına çok pişman olacaksın umarım o zaman çok geç olmaz.."
***
Gözlerim ağlamaktan ağrımış oldukça yol yürümüştüm.Bileklerim koştuğum için acımaya başladı.İnsan kendinden kaçabilmeyi başarabilseydi bunu ilk bulan ben olurdum sanırım.Bu kadar çok güçsüz olmaktan nefret ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜNZEVİ (Tamamlandı)
SpiritualitéHavanın soğuk olmasından mütevellit deniz kenarındaki taşların birine oturdum.Ucu bucağı olmayan karanlıkta herkese korkunç gelen ama benim geceleri hırçın dalgalarını daha çok sevdiğim deniz..Kokusu..Huzuru.. Dalgalar birbirini kovalarken hava daha...