30.Bölüm

7K 328 42
                                    

1-2 saat sonra 31.Bölümde buluşalım.❤

CASSALINI

2.KİTAP

30.BÖLÜM

Ona sarılınca dünyalar benim olmuştu sanki.

Saçlarıma, yüzüme bıraktığı öpücükler ile ellerinin baskısını hissedebiliyordum. O da benimle aynı şeyleri hissediyordu biliyordum. Gözlerim dolarken kendimi tutamamıştım yine. Geri çekilip yüzüme baktığında, az da olsa tombullaşan yanaklarımı kavradı ve gözlerindeki saf sevgiyi, korkuyu, endişeyi merhameti artık ne derseniz her duyguyu barındırıyordu. Ona dokunma isteğim ile ellerim yüzüne gitti ve sakallarını avuçladım. "Lorenzo..."

"Biricik," başını iki yana salladı ama öyle silik bir hareketti ki, "Sana bir şey oldu diye canını yaktılar diye aklım çıktı, ömrümden ömür gitti." O an hislerini anlatamadığını, karman çorman halde olduğunu anladım. Aynı benim gibi. Ama... Aklım bir cümlesinde takılı kaldı. Canını yaktılar diye... Benim canımı çoktan yakmışlar, kül etmişlerdi de haberi yoktu.

Bakışlarımı kaçırırken o buna müsaade etmeden çenemden tutup dudaklarımızı birleştirdi ansızın. Beni öpmesine o kadar ihtiyacım varmış ki, içimdeki istekle kavruldum durdum. Gözlerimi yumarken ellerim ensesine gitti ve öptüm onu yana yana. Üst dudağımı emdiğinde dili ağzımın içine girdi. Öpmesi, emmesi, ısırması... Büyük bir tutku içeriyordu ki yine ağlayacağım sandım.

"Biricik?" Nazlı'nın sesi bizi ayırırken başımı arkaya çevirdim ve yüzümü saçlarımı düzelterek bakışlarımı kaçırdım. Ama Lorenzo hiçbir şey olmamış gibi benden uzaklaşmayı asla kabul etmedi, aksine kolu belimi iyice sahiplendi. "Nazlı..." dedim boğazımı temizleyerek. "Duymamışım."

"Sorun yok," dedi Nazlı bir bana bir Lorenzo'ya bakarken. Ben de Lorenzo'ya döndüğümde, Nazlı'nın sesini işittim ama Lorenzo'nun bakışlarına da daldım. Bir milim bile ayırmadığı bakışlarına. "Bu adam kim?" Lorenzo'ya kaş göz yapmamla gözlerini yumdu, açtı, kafasını benden çekerek Nazlı'ya çevirdiğinde kaşları çatıldı, bakışları kasıldı. "Sen... Onur'un kardeşi değil misin?"

"Evet oyum," dedi Nazlı kollarını bağlarken. "Sen de şu İtalyan mafyası değil misin? Lorenzo Cassalini?" Lorenzo'nun ailesinin mafya içinde olduğunu biliyordum, tahmin ediyorum ama nedense onun bu işlerden uzak durduğunu hissediyordum. Bunları aramızda hiç sesli konuşmamıştık çünkü ben o zamanlar ondan nefret etmenin ve kurtulmamın derdindeydim. Ne o, ne de işi, evi, sahip olduğu gücü umurumda değildi.

Ama şimdi bir bebeğimiz olacaktı ve...

"Evet." Dedi Lorenzo kestirip atarak. Bana döndü. "Sen neden buradasın? Bir şeyin mi var yoksa?" Bakışları hızla karnımı buldu. "Bebeklerimiz..." dediğinde donakaldım. Eli karnımı buldu, okşadı kıyafetimin üstünden. "İyiler mi?"

Ne diyeceğimi bilemezken sayısızca yutkunup duruldum. Şimdi ben ona bunu nasıl söylerdim? Kendini yiyip bitirirdi. Sadece bununla da kalmazdı. Daha kötü şeyler yapacağına emindim kendine. Buna izin veremezdim. "İyiler," dedim yalan söyleyerek. "İkisi de iyiler." Yüzündeki derin bir rahatlamayı görünce yeniden bana sarıldı ve kollarımı sırtına götürdüm. Nazlı bana ne yapıyorsun dercesine bakışlar attığında, ona kaş göz yaptım. Susması, şu anlık susması için. Nitekim anlayarak sessiz kaldığında Lorenzo elimden tutarak çekiştirdi. "Tamam gidiyoruz hadi."

Onu durdurdum. "Nereye?"

"Evimize tabi ki Biricik. Burada kalıp ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Lorenzo, Onur benim yüz-"

CassaliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin