27.Bölüm

7K 321 49
                                    

27.Bölüm

Bölüm Şarkısı: Nil Karaibrahimgil – Kanatlarım Var Ruhumda

Aylar Sonra

Cassalini malikanesinde derin bir sessizlik vardı.

Giovanni Cassalini, terasta bastonuyla beraber volta atarken Marco da en az yirmi beş kişilik masanın başındaydı. Franco ise ileride sigarasını tüttürüyor, önlerindeki üzüm bağlarının olduğu dev araziye bakıyordu. Birçok insanın tarlada çalıştığını görüyor, gerginlikle bacağını sallıyordu. Sigarasını ağzından çekerek Marco'ya döndü. "İşler yolunda değil mi?"

Marco geriye yaslandı. "Evet, ilgileniyorlar."

Franco silikçe başını salladı. "Lorenzo geri geldiğinde her şeyi bıraktığı gibi bulmalı."

"Onun için karısını bulmamız gerekli," dedi Marco gergin ve sert sesiyle. "Karısı yoksa bağlar, şirketler, yatlar hiçbiri umurumda olmaz onun!" Franco sırıtarak Marco'ya döndü, kalçasını beyaz mermerli düşük kolona yasladı. Güneş sağda vuruyordu ve batmak üzereydi. "Bunu zaten biliyoruz Marco. Neden sitem eder gibi konuşuyorsun?"

Marco ezici bakışlarını Franco'ya atarken, "Bu kadın çok fazla olmaya başladı Franco." Yerinde dikleşti. "Üstelik üç ay oldu! Koskocaman üç ay! Nerelerde bu kadın!"

"Biricik'ten sürekli bu şekilde bahsetmen can sıkıyor. Lorenzo burada olsaydı leşine bakarak sigaramı tüttürüyor olmalıydım!"

"Komik değil Franco! Oteldeki köstebekler, o Türk bozuntusu Onur Saylan... Hepsi o karının başının altından çıkmadı mı?!"

Franco şakayı kenara bırakarak sigarayı tablaya bastırarak söndürdü ardından masaya yaklaşarak iki elini koydu, eğildi. "Bu seni ilgilendirmez Marco. Senin görevin Lorenzo'nun emirlerini yerine getirmek. O yokken de benim." Durdu. "Anlıyorum Lorenzo'yu oğlun gibi görüyorsun o hastane yatağında kablolara bağlı yatması canını sıkıyor ama bunu suçunu Biricik'e atamazsın!"

Marco birden yerinden kalktı. "O kadın olmasaydı, Lorenzo çoktan Sicilya'daki kartelin başına geçmişti." Alayla güldü. "Ah aşk... ne haşin duygu değil mi? İnsana neler yaptırıyor! Ölüme bile sürüklüyor seni!"

Franco'nun bakışları kısıldı. "Ne demek istiyorsun?"

"Dikkat et Franco diyorum, Aria sandığın gibi bir kadın olmayabilir." O an Marco'nun dudaklarından Aria2yı duyan Franco delirdi, elleri yumruk şeklini alırken Marco'ya atıldı, ona yumruğu yüzüne indirerek çaktığında Marco karşılık vermeden başı sağa eğildi, burnundan akan kanı umursamadan Franco'ya her zamanki dik tavrıyla baktı. "Aptallık etme. Ben bir şey dersem yüzde yüz haklıyımdır Franco!"

Hırladı Franco. İşaret parmağını sallayarak, "Onun adını ağzına bir daha alırsa-"

"Evet biliyorum, leşimi izleyerek sigaranı tüttürürsün!"

O sırada Giovanni Cassalini bastonuyla sertçe yere vurduğunda ikisi yaşlı adama dönmek zorunda kaldılar. "Yeter kesin artık!"

"Kusura bakmayın Bay Cassalini." Giovanni iki adama da sert bakışlar atarken Marco'nun arkasına gelen ve kulağına bir şeyler söyleyen adama baktı. Adam Marco'nun başını sallayıp git işaretiyle geldiği gibi giderken Marco, Giovanni'yi döndü. "Oteldeki köstebek Enrico. Almar'a çalışıyor. Amacı Lorenzo hakkında bilgi taşımak, itibarını zedelemekmiş." Bastonuyla sertçe vurdu. "Biliyordum." Dedi Giovanni. "En çok da akılsız oğlum Salva'nın peşindeydi, neden olduğunu anlamak da zor olmamalı değil mi?" Marco iç çekerken Franco ellerini cebine soktu. "Şimdi ne olacak?"

CassaliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin