12.Bölüm

25.2K 790 236
                                    

📍Lorenzo ve Biricik'in parodilerini açtık! Takip etmek isterseniz;

instagram: biricik_bilgin
instagram: lorenzocassalini

Bana ulaşmak isterseniz;

instagram: mavininkederi
twitter: mavininkederi

Faik abi...

Ölmüştü.

Hayır, öldürülmüştü.

Ellerim iki yana da düşerken birbirinden bağımsız yumruk oldular. İçimdeki öfke daha da harlandı. Gözlerimin dolacağını anladığımda hızla yumdum. Derin nefesler aldım. "Sakin ol Biricik... Sakin." Gözlerimi açıp yeniden kapıya diktiğimde konuştum. "Hepsine bedelini ödeteceksin, hiç birinin yanına kâr kalmayacak!"

"Bayan Biricik!"

Angela'nın sesini duyduğumda kafamı ona çevirdim. Nefes nefese kalmıştı. "Efendim beni duymuyor musunuz?" Duyuyorum ama duymamazlıktan geliyorum.

Kollarımı bağladım. "Sorun ne?" Korku dolu gözleriyle bir bana bir de arkamdaki kapalı kapıya bakarken yutkundu, "Efendim Bay Cassalini hiç hoşlanmaz bundan."

Tek kaşımı kaldırdım. "Neyden hoşlanmaz?"

"Sizin burada olmanızdan! Tembih etmişti. Bu kata inmeniz yasak!" Dudaklarım kıvrıldı, sinsice gülümsedim. "Biliyor musun Angela? Yasakları çiğnemeyi çok severim," Ona sırtımı dönerek kapıya baktım. "Ama Lorenzo'yu sinir etmeyi daha çok."

Kapının kolunu birden indirmemle Angela'nın hiç bir atak yapmasına izin vermeden kendimi içeriye ittim. Elim kapı kolunda, gözlerimde ortada bulunan en az yirmi kişilik geniş, dikdörtgen masadaydı.

Masanın en başında da Lorenzo oturuyordu. Beni görünce sandalyede dikleşti, kaşları çatıldı. Yüzümdeki imâlı gülümseme ile kollarımı bağlayıp odanın içinde yürüdüm. Duvarlarda dolaplar vardı ve kimisinde içki şişeleri diziliyken kimisinde silahlar vardı.

Bildiğin karanlık, mafyaların mahzeni gibi odaydı.

"Senin ne işin var burada?" dedi bana hitaben Türkçe konuşurken. Adamlar sessizce bakışlarını ikimiz arasında mekik dokuyor, anlamasalar da dikkatleri üzerimizdeydi.

"Seni merak ettim Lorenzo." Gözleri kısıldı. "Ah tabii bir de burayı. Angela, söylemese evin altında bir kumarhanen olduğunu bilmeyecektim." Kumarhane daha çok şahsi bir kumarhaneye benziyordu ve genel masa dışında üç beş poker masası da bulunuyordu.

Lorenzo'nun bakışları arkama kaydı, öfke dolu bakışlarını Angela olduğunu tahmin ettiğim kadına dikerken bana çevirdi bakışlarını. "Tamam o halde," diyerek tehlikeli bir gülümseme attı. "Sen neden aramıza katılmıyorsun?" diye sorduğunda bu kez İtalyanca konuşmuştu ve masadakilerin şaşırdığını hissedebiliyordum.

Ben de buna dahildim.

Beni derhal buradan çıkaracağını düşünüyordum.

Gülümseyerek bu daha çok zafer benim gülümsemesi olsa da, ifademden ödün vermeden Lorenzo'nun yanına gittim. Omzuna elimi koyarak masadakilere tek tek baktığımda, "Ciao!" Merhaba! dedim. Kimse bana cevap vermezken Lorenzo'ya döndüm. Bir omzuna dokunduğum eline bir de bana baktı.

Gözlerindeki ifadeyi anlayamıyordum. Öksürük sesi bakışlarımızı birbirinden koparırken Franco, yerinden kalktı. "Hey beyler, bu gecelik bu kadar. Çıkıyoruz."

"Nereye gidiyorsunuz Franco?" dediğimde elimin altındaki bedeni kasıldı. Lorenzo'nun bakışlarını omzumda hissediyordum. "Daha tanışmadık bile. Atlı kovalıyor gibi kaçacak mısınız?"

CassaliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin