"Biricik değilsin sen!"
Lorenzo şaşkın bakışlarını üzerinden çekmezken gözlerimi devirdim. Yanından kalkacağım sırada beni kolumdan tutup durdurdu. "Kimsin sen? Ve Türkçe'yi nereden biliyorsun?!"
Ayılıyor muydu yoksa?
Kolumu ondan kurtararak yeniden yere çömeldim, ona yaklaştım. "Nereden biliyorum biliyor musun?" Gözleri gözlerime dalarken birden gözlerini yumdum. "Onun kokusu... Bakışlar aynı o."
"Bir de Biricik değilsin sen diyorsun?"
Afallamış vaziyette beni izleyedururken geri çekildim. "Neyse ki, sabah bunların hiç birini hatırlamayacaksın."
"Ben hiç bir şeyi unutmam!" dediğinde alayla güldüm. Sonrasında beni bırakmazken bıkkınca ben de onunla beraber yere oturdum. Dakikalardır konuşmadık. "Hiç onunla uyumadım ama uyusaydım... Öğrenirdim."
"Neyi?"
"Kokusunun uykumu getirdiğini."
Sessiz kaldım. Gözlerimi kısarak başımı Lorenzo'ya çevirdiğimde kafasını omzuma koyup derin bir uykuya daldığını anladım.
Sızmıştı.
İç çekerek gözlerimi manzaraya çevirirken aklıma doluşan parçaları birleştirip yapbozu tamamlamaya çalıştım.
Adımı zikretmesi...
Türkçe biliyor olması...
Kokumu tanıyor olması...
Beni biliyordu. Peki nasıl Sandra'nın Biricik olduğunu anlayamıyordu? Hissediyordu aslında. Bakışların diyordu. Kokun diyordu.
Canım yanıyor, benzeme bu kadar.
Histerikçe güldüm. "Benim canım yanmıyor sanki." Bakışlarımı ona çevirdi. "Üzgünüm ama canın daha çok yanacak."
Sonrasında onu geriye yatırıp olduğu yerde bırakırken hızlıca fotoğraflarımı topladım. Hırsla konuştum. "Yansın biraz daha canın Lorenzo Cassalini. Benim canımı yakarken her şey ne kadar da kolaydı değil mi?"
Fotoğraflarımı topladıktan sonra banyoya yönelip hepsini lavabonun içine attım. Odaya geri dönüp sehpanın üstünde duran çakmağı elime alıp son kez ona baktım. Uyuyordu. Uyanmaması gibi bir ihtimal yoktu.
Dişlerimi sıktım.
"Ben hiç bir şeyi unutmam, Bay Cassalini. İstersen bana aşık ol, olma. Zerre umrumda değil sevgin." Gözlerim doldu. "Benim canımı yakanı ben de yakarım."
Hızla fazla oyalanmadan banyoya dönerken lavabonun içine attığım fotoğraf destelerine baktım. Bir tanesini elime alırken aylar önceki ben olduğumu anladım. Roma sokaklarından birindeydim. Ucunu çakmakla yakarken lavabonun içine bıraktım. Küçücük alev saniyeler içinde büyürken aynadan kendimle göz göze geldim.
Pardon, Sandra ile.
"Kimse beni ezemeyecek, küçük düşüremeyecek, boyun eğdiremeyecek. Çünkü ben buna izin vermeyeceğim!"
&
Sabah olduğunda gözlerimi koltukta açmıştım. Dün gece mahzene dönmemiştim çünkü Enrico'nun güzel bir gece geçirdiğimizi düşünmesini istiyordum. Gözlerimi ovalayarak koltukta doğrulduğumda odanın içine göz gezdirdim.
Yoktu.
Dünkü yerinde sadece boş şarap şişesi dururken,bir an nerede olabileceğini düşünmeye başladım. Neyse diyerek boş verdim ve sessizce odadan çıkmak için kapıya yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cassalini
Ficción General📍Hikayede sıkça yetişkin içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacaklarının okumamasını tavsiye ederim. ✔️ TAMAMLANDI. Lorenzo Cassalini, ürkütücü bir zekaya sahipti ve de büyüleyici bir zevke...