MAHŞER

6K 181 122
                                    

Sizlere yeni bir hikayeyle geldim... Aniden, zamansız ve düşünmeden yep yeni, dop dolu maceralarla ve heyecan dolu hislerle hikâyemizin giriş bölümünü sizlerle paylaşıyorum. Umarım yanımda olur, burada da kendinizi belli edersiniz.

Unutmayın,

Her son yeni bir başlangıçtır. :)

Kurgulama; 05.07.2021 - 22.42.
Yazım: 23.08.2021.
Yayın; 16.10.2021.

Mahşer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mahşer.

Giriş.

Şafağın söküşü tüm ruhları yeniden bir araya getirmenin yerine ruhları ayırmaya kalkıştığında şafağın aslında kaderden yana oluşundan bir haberdim. Şafağın söküşünü izleyebilir, hissedebilirdim lâkin onun da bir gün karşıma geçip, beni benim dalımdan kırıp, inciteceğini de bilemezdim...

Omuzlarımız birbirlerine temas ediyordu fakat ikimiz de dakikalardır ses çıkarmayıp, sessizliğin huzurunu iliklerimize kadar tatmaya çalışıyorduk. Çünkü vaktimizin kısıtlı oluşundan ve her an bir haber gelme ihtimalinin büyük oluşundan ikimiz de tetiktetiydik. Aslında ona gürültüden, kan ve vahşetten arınmak değil de sessizliğin huzurunu biraz olsun içimize dolmasını istiyorduk çünkü biliyorduk ki buranın yolunun sonunda bizi bekleyen bir başlangıç değil de bir son vardı.

Sonumuz.

"Sigara içmiyor musun?"

Omzumun üzerinden yan profiline baktım çünkü yüzüne bakmak mümkün değildi.

Aya karşı zaafı olmalıydı sanırım.

"Öyle sizin gibi günde bir paketi tüketebilecek kadar içmiyorum." Dedim. Dedim demesine ama o kaskatı olan yüz ifadesinde tek bir mimik bile oynamadı.

Bıçağının sapını sıkı sıkıya tutarken başımı eğmiş, bacaklarımı iki yana hafif ayırdığım için dirseğimi kolayca sağ bacağıma yaslayarak bıçağın sivri ucunu yerdeki kumlara batırabildim. Bıçağın ucunu sert hareketlerle hareket ettirirken ilk önce bir ay, sonrasında da ayın tam ortasına bir yıldız çizdim. O sırada sert çehresiyle bıçağımla çizdiğim aya ve yıldıza baktığını biliyordum ama dönüp de ona bakma gereği duymadım.
Baksam da gözlerini benden mahrum bırakacaktı.

"Sen hiç mi aşık olmadın?" Dedi, buna zerre inanamıyormuş gibi.

Sorusu beni güldürdü.

Bıçağın sivri ucunu yıldızın tam ortasına hareketsizce bastırdığımda başımı kaldırmadan başımı yanımda oturan Kaan Demir'e çevirdim. Gözlerimi kaldırıp, yüzüne bakmanın yerine buzdan heykeli andıran gözlerine baktığımda mavi gözlerinin gecenin ayazında bile ortaya çıkmaktan gocunmadığını haykırıyordu. Gözlerinde ne hissettiğini anlamak ve görmek hakikatten zordu lâkin onu dünden bu yana tanımaya çalıştığımı var sayarsak eğer o harelerinde saklı olan bir enkazın var olduğunu yemin edebilirim ama ispatlamak mümkün değildi. Lakin...

MAHŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin