27. Kül Olan Ruhlar

564 48 15
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız, iyi misiniz? Bölüme inmeden önce oy atmaya unutmayın ve bölüm arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese selamlar! Nasılsınız, iyi misiniz? Bölüme inmeden önce oy atmaya unutmayın ve bölüm arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Her bir yorum yazmamı daha da hızlandırır. 🖤

Sizleri seviyorum ve keyifli okumalar diliyorum.



MAHŞER
27. KÜL OLAN RUHLAR

Teoman, İki Yabancı
Yüzyüzeyken Konuşuruz, Sen Varsın Diye
Boramess, Bizden Olsun İsterdim
Nickholas Bonnin - Angelica, Shut Up and Listen

Terk edildiğimi düşündüğüm günler, ölümün var olduğunu kabullendiğim günleri geride bırakalı ne kadar olmuştu? Saymaya bırakalı kaç ay, kaç gün geçmişti? Zihnimin bulanıklığı, yalnız kalışının verdiği çaresizlik tohumları yeniden bir top misali bir araya geliyor, yüreğimi ezmeye çalışıyorlardı.

Benliğimi yok etmeye, kalbimin durmasını isteyen sadece bir kişi değildi. Birçok kişilerdi.

Bir gün karargâhtayken bana ve Asena'ya ayrılan çalışma odasındayken görevden sonra hazırlamamız gereken durum raporlarından başımı biraz olsun kaldırmak adına pencerenin önünde ayakta dikiliyor, karargâhın etrafında gezen askerlere göz gezdiriyordum.

Benim sık sık oturduğum bankın üzerinde bir bedenin oturduğunu gördüğümde omzumu yasladığım duvardan çekerek duruşumu dikleştirmiştim. Başımı eğerek kimin oturduğuna daha dikkatli bakmaya başladığımda o heybetli bedeniyle neredeyse bankın yarısını kaplayan adamın Kaan Demir Karayiğit'ten başkası olmadığını anlamıştım. Kollarını bankın yaslanma yerine tamamen uzatmış, sağ elinin parmaklarının arasında tuttuğu sigaradan ara sıra derin nefesler çekerken başını da geriye yatırmaya ihmâl etmiyordu.

Sigaradan çıkan son birkaç dumanları bana, yüzüme doğru üflesen... O dumanlar boğazıma dek savrulsa, bu sefer nefesimi tutmasam ve o son dumanların kırıntılarıyla nefessiz kalsam... Olmaz mıydı?

Kollarımı göğsümün üzerinde kavuşturduğumda içime derin bir nefesi, o sigarasını dudaklarına yaslayarak derin bir nefes çektiğinde çekmiştim. Benim içime çektiğim sadece pencereden içeri sızan temiz ama bunaltıcı havaydı, lâkin onun içine çektiği nefes bir zehirden başka bir şey değildi.

Gözlerimi bile kırpmadan onu izlerken elinde iki kupayla içeri giren Asena'dan ses çıkmamıştı. Fakat benim için getirdiği kupayı masamın üzerine bırakmanın yerine yanıma gelerek tam arkamda durduğunda kupayı tutmam için uzattı ve nereye baktığımı kısa sürede fark ettiği gibi sesini duymam uzun sürmedi.

"Ne acı, değil mi?"

Durakladım. "Acı olan ne?" diye sordum, merakıma yenik düşerek.

MAHŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin