9. Aile

1.3K 108 36
                                    

Hepinize iyi akşamlar! Bölüme başlamadan önce vote atmaya unutmayın, satır aralarında yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen.

Vee hepinize hayırlı ramazanlar. Keyifli okumalar dilerim. 🖤

Mahşer.

9. Bölüm - Aile.

Bölüm Şarkıları;
Blackbriar - You're Haunting Me

"Şu ölüm meselesi basit gelir Türklere... Şehadet mertebesi bir destandır dillere."

İnsanın yüreğine bir kez bir duygu yahut bir his doğdu mu o hissi istesen de kendinden uzaklaştıramaz, kaçmak nedir bilmezdin.

Şafağın söküşü tüm ruhları birleştirirken birçok ruhları, başkalarının kalplerine feda etmeyi unutturdu. Görev esnasında özel bir gemiye bindiğimi ve denizin ayaklarımın altında olduğunu hatırladığımda o denizin rengini, barut kokan birinin harelerine benzeteceğim o vakit öğrensem, muhtemelen içime düşen düşünceyi kendimden uzaklaştırırdım.

O lânet olası duygu bir gün senin kapını ansızın, hiç ummadığın bir anda çalıp, izinsiz kalbinin bir köşesine girerse... Nefesin kesilir, o gözleri andıran okyanusun dibinde boğulursun.

Hastaneden yaklaşık üç gündür kurtulmaya çalışırken, güllerimin çoğu uyuyarak geçmişti. Burada her ne kadar boğulacak gibi hissetsem de bir yandan da kendimi daha iyi hissetmeye başladığımın bilincindeydim.

Bunca zaman hiçbir şey olmamış gibi davranmam ve bacağımın acısı yokmuş gibi esir tutulduğum yerden bilmem kaç tane adamı etkisiz hâline getirişimi, üstüne üstün, spor salonunda timin yarısını yere sermenin de bir bedeli olacağı belliydi. Ancak ben iflâh olmaz birisi olduğumdan sanırım tüm bunları umursama gereği duymamıştım.

Umursamayışımı uzaklarda olan babamın görebileceğini yahut hissedebileceği düşünürken bile sanki karşımdaymış gibi ve bana olan gözlerindeki gururun yok olacağından korktuğumdan, canım yanmıyormuş gibi her zaman yaptığım işime kaldığım yerden devam etmiştim.

Elbette bu yaptığımın bir aptallık olduğunu ve dinlenmem gerektiğinin farkındaydım lâkin bir yanımda eğer, evimde oturarak dinlenme mi arzulamayarak, işimin başında olmasını yeğliyordu.

Bu üç gün boyunca hastanede oluşumu öğrenen sadece abim idi. Bırak abimin öğrenmesini, ailemden tek bir kişinin bile haber olmasını ve endişelenmelerine karşıydım. Ancak Kaan Demir, içimi okuyabilmişçesine en azından abime haber etmemi istemişti....

Kasenin içindeki çorbayı zorlukla bitirdiğimde yarısını içip, bırakmayı plânlamıştım. Fakat Kaan Demir, bir hemşire tarafından getirilen yemeği bitirene kadar başımdan ayrılma gibi bir düşüncesi yok gibiydi. Nitekim, "o çorbanın yarısını içip, bırakabileceğini düşünme." Dedi, katı bir sesle.

Omzunun üzerinden yüzüne baktığımda yatağa doğru çektiği sandalyenin üzerinde yayılmış bir şekilde rahatça oturuyordu. Kaşlarıyla tekerlekli masanın üzerinde duran çorbayı gösterdi.

"Bitecek o çorba," itiraz edeceğimi anladığında yerinde doğrularak yüzüme ifademizde baktı. "Bu bir emirdir asker."

Bakışlarımı yüzünden ayırıp, çorbaya dönüp baktığımda dudaklarımın arasından benden bağımsız kelimeler döküldü.

"Artık emrinizin altında bir asker olduğumu düşünmüyorum." Dedim.

"Anlamadım?" Dedi.

MAHŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin