Pars Sara'nın gözlerinde ki korkuyu görünce açıklama yapmak zorunda hissetti.
''Korkma! Kimseye zarar vermedim." diyerek sargı bezinden taşan kana baktı.
Sara birşey dememeyi seçerek şüpheli bakışlarla sadece onu süzdü.Pars'ın üstünde sadece pantolonu kalmıştı. Gömleğini kendisine verdiği için üst kısmı çıplaktı. Belirgin karın kasları gözüküyor, onu oldukça çekici kılıyordu. Sara istemsizce bakışlarını Pars'ın vücudunda gezdirirken Pars'la göz göze gelmesi utanmasına neden olmuştu. Kocaman açtığı gözlerini Pars'tan kaçırıyordu. Islak uzun saçları göğüslerini kaparken gecenin köründe ürkek bir ceylan gibi Pars'ın karşısında titriyordu. Daha fazla üşümemek için koşar adımlarla malikaneye girerek
kaldığı odaya çıktı. Kapıyı hızla kapatarak kitlediğinde elini göğsünün üstüne koydu. Yaşadıklarından sonra gece denize girmesi ilk ve son olacaktı. Bir daha buna cesaret edebileceğini hiç sanmıyordu.Aynanın karşında kendine baktığında dehşete kapıldı. Pars'ın gömleği, ıslak vücuduna yapışmış tüm hatlarını belli ediyordu ve Pars bunu görmüştü. Kendini bu vaziyete soktuğundan dolayı utanç içinde kendine lanet ederek Pars'ın gömleğini çıkardı. Valizden çıkardığı rahat kıyafetleri giyerek yatağa uzandı. Az önce olanları düşündükçe utançtan yerin dibine giriyordu. Çarşafı yüzüne çekerek zorla uykuya dalmaya çalıştı.
Pars ise kumsalda biraz daha durdu. Sara'yı denizde o şekilde görünce ona bir şey olmasından endişelenmiş ve korkmuştu. Neden böyle hissettiğini anlayamıyordu. Uzun süredir hayatında endişe ve korku hissetmemişti. Korku ve endişe onun dünyasında acizlikti. Bu dünyada var olmak için bu duyguları hissetmemeli ve bastırmalıydı.
Sara dengesini bozuyordu. Malikaneye doğru yürürken buna bir son vermek istedi. Sara'nın odasının önüne gelince durdu. Ona bu kadar kısa sürede bunları hissettirdiği için siniri kusmak istesede yapamadı. Çünkü biliyordu ki Sara'da bunları yaşamak yaşatmak istemezdi. Sinirle odasına giderek yatağa uzandı. Elini ensesinin altına koyarak uykusu gelene kadar beyaz tavanı izlemeye başladı.İkiside bulundukları durumdan rahatsızdı. Birisi karanlığın içinde doğup büyürken diğeri karanlıkla yeni tanışıyordu. Bu süreçte birbirlerini anlamak ve alışmak ikisi içinde hayli zordu. Kader ikisinide tutsak oldukları bu karanlıkta birleştirmiş birbirlerini tamamlayana kadar karanlığa hapis etmişti.
~ ~ ~
Sara sabahın ilk ışıklarıyla yeni güne gözlerini telefonunun alarmıyla açtığında yüzüne vuran güneşi eliyle engellemeye çalışarak yataktan doğruldu. Alarmı kapatarak dün alamadığı duşuna girdi. Duştan çıktığında üstüne rahat edebileceği ten rengi elbisesini girerek saçlarını at kuyruğu yaptı. Salona indiğinde Pars'ın telefonla konuştuğu gördü. Hareketlerinden ve ses tonundan bir şeylerin ters gittiğini anladı ve usulca Pars'a yaklaşıp ne olup bittiğine dair bir şeyler anlamak için el kol hareketi yaptı. Pars eliyle beklemesini işaret etti. Korumalar gelince Sara ya dönerek;
"Akşama kadar dosyalara iyi bak." diyerek evden çıktı.
Sara bu cevaptan hiç tatmin olmamıştı. Göz devirerek Pars'ın arkasından baktı. Kapının önündeki korumalar dün dört kişiyken bu sefer sekiz kişi olmuşlardı. Sadece kapının önündekilerin bu kadar olmasıyla malikanenin arka tarafındakilerin sayısının ne kadar olduğunu tahmin bile edemiyordu. Malikanenin arka tarafında orman yolu buluyor. Ön tarafındada kumsal. Hava güzel olması nedeniyle Malikanenin hemen önündeki heykellerle süslenmiş havuzun yanında bulunan büyük masaya oturdu.
Malikanedeki ilk sabahının bu şekilde başlamasıyla anlamıştı ki bu daha fragmandı. İç çekerek cebinden telefonunu çıkardı. Abisinin ve Gökçe'nin mesajlarını görünce derin bir nefes aldı. Kendisini hazır hissedince onlara söyleyeceği yalanı mesaj olarak yazmaya başladı.
Gizli bir soruşturma için acil yurt dışına çıkması gerektiğini ve soruşturma süresinde kendisi harici ona ulaşamayacakları anlatan bir metin yazarak yolladı. Daha öncede böyle bir kaç davada bulunduğu ve istihbaratla iş birliği yaptığı için inanacaklarına emindi. Mesajtan sonra kendisini kötü hissetmeye başladı. Kendisi güçlü bir kadındı. Bugüne kadar herşeyi tek başına başarmış hayatının iplerini kendi eline almıştı. Şimdi ise bulunduğu durumu düşününce sinirden gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bir süre sonra ise kendini tamamen salmış ağlamasına hıçkırıklar eşlik etmişti. O sırada telefonu çalmaya başladı. Arayan Pars'tı. Sinirle aramayı reddederek ilerdeki korumalara baktı. Her anını Pars'a mı iletecekler diye düşünürken Pars anında tekrar aradı. Bunun üzerine Sara sinirle telefonu cevapladı.
"Ne var?!" Pars afallayarak;
"Ne?" diye sorunca Sara sakinleşmeye çalışarak;
"Yani..." dedi ve duraksadı."Ne oldu ?"
"Ağlıyor musun?"
"Hayır."
Pars bu cevaba ikna olmamıştı. Ama şimdilik bir şey dememeyi tercih etti.
"Akşam yemek yiyip davayı konuşacağız. Kapıdaki korumalardan biri seni saat sekizde restorana getirecek."
Sara uzatmak istemedi ve "Tamam." dedikten sonra telefonu masaya koydu. Bir süre sonra dosyaları incelemek için dün Pars'ın gösterdiği odaya gitti. Saatler geçtikçe içi daralmaya başladı. Odanın atmosferi oldukça boğuktu. Uzun süre bu odada kalamayacağını anlayınca biraz daha rahat edeceği bir yer bulmak için malikaneyi gezmeye başladı. Üst kattaki odaların kendisine çalışmak için tesis edilenden odalardan farkı yoktu. Aşağıya salona indi. Salonun ilerisinde aşağı kata inen başka bir merdiven görünce inmeye başladı. Burası içkilerin bulunduğu göz kamaştıran bir mahzendi. Sara rafları incelerken en sevdiği içkinin bulunduğu rafı buldu. Bu zor günlerde ihtiyacı olabileceğini düşündüğü şişeyi eline aldığında ayağının yanından küçük bir farenin geçmesi panik içinde geriye çekilmesine ve dengesini kaybetmesine neden olunca rafların üstüne doğru hızla düştü.
Üstüne doğru düştüğü rafların sabitlendiği duvar geriye doğru açılmaya başlayınca duvarın arkasında bir tünel gözüktü. Sara üstüne düşen şişelerin arasından kalkarken gördüklerine inanmak istemedi. Tünelin girişine adım attığında durdu. Bu sefer merakına yenik düşmemeyi seçti ve rafı kendine doğru güçlükle çekerek eski haline getirdi. Başına daha fazla iş açmak istemedi. İçeride ne olduğunu deli gibi merak etsede neyle karşılaşacağı belli değildi. Yere dökülen şişeleri kaldırarak ortalığı temizleyip yukarı çıktığında mahzeni hiç görmemiş gibi davranacaktı. Pars'ı hapise tıkmak için delillere ihtiyacı olsada bu delilleri kendisini tehlikeye atmadan bulacaktı.
Üstüne dökülen içki kokuları midesini hayli bulandırmıştı. Hızla duşa girerek çıktığında malikanenin en ferah yerinin salon olduğunda karar kılarak oraya kuruldu. Dosyaları incelerken artık iyice davaya hakim olmuştu. Hatta aklında bir kaç şüpheli bile belirmişti. Aklında teoriler kurarken içi geçmeye başlıyordu. Telefona gelen mesajla irkilince saate baktı ve zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Dosyalarıda alarak kaldığı odaya çıktığında hazırlanmaya başladı. Yanında getirdiği kıyafetlerden bu akşama göre en uygun olanın kırmızı renkli ince askılı dar elbisesi olduğunu karar vererek giyindi. Siyah sitilettolarınıda alarak makyajını tamamladı.
Pars'ın dediği kişiyi beklerken sıkılmaya başlamıştı. Bulunduğu durumdan nefret ediyordu. Resmen tutsak olmuştu. Biri Sara'ya bu hale geleceğini söylese onunla dalga geçerdi. Düşüncelerinden Malikanenin içinde yankılanan zil sesiyle sıyrıldı. Kapıyı açtığında karşısında Emre'yi gördü. Emre gülümseyerek;
"Hazır mısınız Sara hanım ?" diye sordu.
" Evet."
"Buyrun."
Sara kendisi için gelen helikoptere binerek yol boyunca karamsar düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı.
~
🥀Evet arkadaşlar yine bir bölümün sonuna geldik yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın 🫶
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK +18 (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerPars'ın tanıdığı ve içinde var olduğu, Sara'nın tanımadığı ve içinde yok olduğu bu karanlıkta ikisinin yolları kesiştiğinde, karanlık hiç bu kadar acımasız ve tehlikeli olmamıştı.Sara'nın karanlıkla tanışması büyük bir savaşın başlamasına neden olur...