Sara merdivenleri çıkınca cebimdeki telefonunu çıkararak Pars'ı aradığı. Silah seslerini duyan Pars aniden frenle durup manevra yaparak hızla geldiği yöne doğru sürmeye başladı. Sara koridorda kızların olduğu odaya koşarken silah sesleri kesilmişti. Odanın kapısını açtığında, Gökçe'yi yerde kanayan koluna baskı yaparken gördü. Telaş içinde yanına giderek çömeldiğinde kanayan yarasına baktı.
"İyi misin?" diye sorduğunda duyduğu endişe sesinin titremesine neden olmuştu. Gökçe acı içinde kıvranırken korkudan beni benzi atmış Sara'ya baktı. Acıdan ve kan kaybından dolayı bitkin bir ses tonuyla;
"İyiyim." dedi. Sara'nın iyi olduğunu gördüğü için Demirin'de iyi olduğunu düşünerek, "Sadece sıyırdı. Ve feci acıyor. Demir o nerede?" diye sorunca Sara'nın gözlerini kendinden kaçırdığını gördü. Endişe içinde yerinden doğrularak,
"Sara Demir! O nerede?" diye bir kez daha sorusunu tekrar etti. Sara'nın sessiz kalmasından dolayı alacağı cevaptan ölesiye korkuyorduki, kalbi güm güm atarken kocaman açtığı yeşil gözleriyle Sara'ya bir umut bakarak ondan Demir'in iyi olduğunu söylemesini istiyordu.
Sara Gökçe'nin endişesini ve korkusunu hissedince sessizliğini korumaya gözlerini ondan kaçırmaya devam etti. Çünkü kendiside Demir'in ne durumda olduğu bilmiyordu. Eve sıkılan kurşunlar sonucu, Demir'in yanına değilde can havliyle kızların yanına gelmişti.
Gökçe sorusuna cevap alamayınca korkudan tir tir titreyen kanlı eliyle Sara'yı dürterek sorusunu tekrarlarken Sara elindeki silaha baktı.
Demir, en zor günlerinde Pars'tan daha çok yanında olmuş. Her zaman kendisine destekte bulunmuştu. Her defasında içten gülümsemesiyle kendisine moral kaynağı olmuş çoğu kez kendi için hayatını tehlikeye atmıştı. En önemlisi doğacak yeğeninin babası olacaktı. Bu düşündükleri aklından hızla geçerken bir hışımla çömeldiği yerden kalkarak Gökçe'ye baktı.
"Yürüyebilecek halde misin?" diye sorduğunda Gökçe;
"Evet. Ama Demir nasıl?" derken zar zor ayağa kalmıştı.
"Demirle salonda ayrıldık ben merdivenlere doğru yürürken o dışarı çıkmıştı. O yüzden şuan ne durumda olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim onu yalnız bırakmayacağımız." Gökçe duydukları ile dehşete kapılırken onun bu halini gören Alev çantasındaki silahı eline alarak;
"Korkmana gerek yok Gökçe. Demir'e hiç bir şey olmadı. Olmayacakta." dediğinde Gökçe hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca Alev;
"Bana bak Pars Demir'e güvenmese böyle bir tehlike söz konusuyken yanımıza sadece Demir'i bırakır mıydı? Hem ben Demir'i çok iyi tanıyorum. O kendini korur. Şimdi zaman kaybetmeden burdan çıkalım tamam mı? dediğinde cebine yedek şarjörlerini koydu. Sara'nın elinde tuttuğu silaha bakarak;
"Daha önce silah kullandın mı? diye sordu. Sara, Alev'in sesindeki korkusuzluğu ve öfkeyi hissedince ondan cesaret alarak;
"Abim poligonda atış eğitimi verirken ona katılıyordum."
"Tamam çok iyi." derken yerdeki tuz buz olmuş cam parçalarına basıp yanındaki pencereden etrafı kontrol etti. Dışarda kimseyi göremeyince bulundukları odanın kapısını araladı. Koridordada görünürde kimse yoktu. Temkinli adımlarla yavaşça odadan çıkarken Gökçe ve Sara'da onu takip ediyordu.
Alev önden giderek önlerini, Sara arkadan gelerek arkalarını korurken Gökçe ikisinin arasında yürüyordu. Merdivenin başına geldiklerinde Alev durarak kısık sesle;
"Ben merdivenlerden aşağı salona inerken beni -oldukları duvarı işaret ederek- burda saklanarak koru." dedi.
Sara'ya baktığında korktuğunu hissedince;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK +18 (Tamamlandı)
Gizem / GerilimPars'ın tanıdığı ve içinde var olduğu, Sara'nın tanımadığı ve içinde yok olduğu bu karanlıkta ikisinin yolları kesiştiğinde, karanlık hiç bu kadar acımasız ve tehlikeli olmamıştı.Sara'nın karanlıkla tanışması büyük bir savaşın başlamasına neden olur...