25- {~ Geçmisteki Karanlık ~}

10.7K 321 5
                                    

Sara öfkeyle Parsın elini tutarak kolundan ittirdi. "Ne yapıyorsun Pars?" dediğinde Pars kendine gelerek biraz olsun sakinlemişti. Az önce ne yaptığını fark bile etmemişti. Sara'nın yanındaki erkekle yakın olması ve Sara'nın en önemli gecelerinden sonra bu resimlere baktığını düşünmesi o anlık hareketlerini kontrol edememesine neden olmuştu.

Sara öfkeyle sözlerine devam etti. "Bana inanmaya bilirsin. Güvenmeyede bilirsin. -derken istemsizce dudağının yanında ki kas seğriyordu.- Ama bana bir daha asla bu şekilde davranamazsın." dediğinde zaten Parsın en son isteyeceği bir şey bile değildi. Sara'yı incitmek. O yüzden Pars sessiz kalarak sadece Sara'yı dinliyordu.

"Dün geceden sonra ikimizin arasında yeni bir sayfa açıldı. Bana öfkeyle sinirle baktığın zamanlar benim için önemsizdi ama şimdi -dediğinde yutkundu.- Önemsiyorum. İnan bana bu şekilde davranırsan beni tamamen kaybedersin."

Pars arkasını dönüp giden Saraya seslenerek;

"Seni tamamen kazandım mı ki? kaybedeyim." dediğinde Sara olduğu yerde durdu Şuan en son isteyeceği şeydi Parsın, gözünde hiç bir değeri olmayan birini kıskanması.

Parsa doğru yürüyerek; "Bunu hala anlamayıp soruyorsan cevabını kendin ver!" dediğinde telefonunu açarak Ayazı işaret etti.

"Bu adam hayatımın en büyük hatası. Ona değil bakmak onu hatırlamak bile istemiyorum." dedikten sonra Ayaz'ın en son attığı mesajı gösterdi.

"Abimi kaçıran Ayazmış. Bunca şeyi planlayan ve uygulayan kişi oymuş. Şimdi soruyorum sana telefonumu hecklemiş olma ihtimali saçma mı?"

Pars Saraya karşı böyle bir tepki verdiği için zaten pişman olmuş. Üstüne yanlış anladığı bu olaydan dolayı hayli mahcup olduğu için Sara bir adım atarak sadece"Sara."diyebildi. Özür dilemek onun için çok zordu. Bugüne kadar kimseden özür dilememişti. Her ne kadar dilemek istesede zorlanıyordu.

Sara susmasının bir özür olmadığını ona anlatmak için derin bir nefes alarak ellerini havaya kaldırdı;

"Evet Pars bir özür bu kadar zor olmamalı. Sende bir insansın çokca kontrol edemediğin duyguların olsada bunların sonuçlarını kabullenmelisin. Yanlış anladın tepkini sinirlenerek belli ettin. Olabilir. Önemli olan sonuç. Bir özür."

Pars Sara için bu kadar önemli kendisi içinde hayli zor olan bu cümleyi Sara'nın ellerini tutarak sinirden parlayan gözlerine bakarak diledi.

"Özür dilerim." Saranın onca cümlesine karşı o çok zorlandığı özürü dilemişti.

Sara Parsın yanağını okşayarak;

"Evet bu kadar basit işte." dediğinde birbirlerine gülümsediler. Her göz göze geldiklerinde ikisininde içi durduramadıkları bir şekilde kıpır kıpır oluyordu. Her birbirlerine dokunduklarında çocuk gibi heyecanlanıyolardı. Aşk denilen şey ikisi arasında çoktan başlamış alevleniyordu. Birbirlerini karşı bugüne kadar hissettikleri duyguların en yoğununu hissediyorlardı.

İkiside zamanında aşık olmuştu herkez gibi ama bu birbirlerine hissettikleri bu şey aşkın zirvesiydi. Aynı zamanda deli gibide korkuyorlardı. Çünkü birbirlerinin yanında kontrollerini kaybediyorlardı. Sevgiyse, aşksa en yoğunu, sinir, öfke, hiddet ise en yoğununu hissediyorlardı birbirlerine karşı. Hayatlarında bu kadar problem varken birbirlerinin sonları olmalarından deli korksalarda bunu asla dile getirmeye cesaretleri yoktu. Kader onları nereye kadar götürecekse oraya kadar gidiceklerdi.

Sara Pars'ın kollarından ayrılarak sandalyeye oturdu. Ellerini masaya koyduğunda Pars'ta karşısındaki sandalyeye oturarak Sara'yı dinlemeye başladı.

Sara; "Bizi tehdit edeni bulduk." dediğinde Pars;"Kim bu Ayaz?" diye sordu. Sara sinirlendigi için masadaki su dolu bardağı bir dikleyişte bitirdi. Biraz olsun ferahladığını hissedince anlatmaya başladı.

"Ayaz benim lisedeyken en yakın arkadaşımdı. Birlikte vakit geçirmediğimiz bir günümüz dahi yoktu. Hatta herkez bize çifte kumrular derdi ama umrumda olmazdı. İlla bir kızla erkek sevgilimi olmak zorunda? Arkadaş olamaz mı? O benim en iyi arkadaşımdı. Ben öyle hissediyordum. Onunda öyle hissettiğini umuyordum. -dediğinde kolundaki ize dokundu. Taki mezun olup farklı üniversitesiteleri tutturana kadar. Ayrılcağımızı öğrenince uzun bir süredir beni arkadaşı olarak görmeyi bıraktığını. Kendi değimiyle bana aşık olduğu söylemişti. Tabi ki onunkisi aşk değil saplantıydı. Bir şeyi isterse illa alırdı. Kendi içinde beni istemiş bunu dışa vurduğunda işler istediği gibi gitmeyince psikopata bağlamıştı. Sonra-dedi tuttuğu izi bırakarak-Bugünkü mesajı alana kadar onun hayatımdan çıktığını sanıyordum."diyerek ayağa kalktı.

Hava almak için balkona çıktığında Pars'ta ardından gelerek. Belini kavrayarak sarıldı. Boynuna öpücük kondurduğunda;

"Onu yakaladığımda öldürmem için yalvarıcak."dedi.

Sara Parsa dönerek kollarını boynuna doladı;

"Abime zarar verdiyse sana gerek kalmadan ben direk onu öldürürüm" dediğinde Pars istemesede hoşuna gitmişti. Tabiki Saranın böyle bir şey yapmasına engel olacaktı. Sonuçta ne olursa olsun bir insanı öldürmek kolay değildi. Helede elini daha önce kana bulamamış bir insan için. Ama Sara'nın içinde ki güçlü kadına deli oluyordu. Ayaz'ın son mesajıyla bugün için yapacakları tüm plan bozulmuştu. Akşam ki görev için eve gitmeleri plan yapmaları gerekiyordu. Kısa sürede hazırlanıp arabaya bindiklerinde Sara yol boyu düşünmüştü.

Mafya birisinin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. Bilmekle kalmayıp bunu deneyimlemiş ve halada deneyimliyordu. Ama bildiği birşey daha vardı ki psikopat biride oldukça tehlikeliydi. Ayaz sayesinde bunuda uzun bir süre önce deneyimlemişti. Şimdi ise kader Sara'yı bulunduğu karanlığın içinden dahada dibe çekiyordu. Artık anlamıştı. Kurtuluş yoktu. Karanlık Pars'tan öncede hayatına girmiş. Parsla devam etmiş şimdi ise hız kesmeden benliğini yok etmeye zorluyordu.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin