Sara Pars'ın sorulan sorulardan gerildiğini anlayarak geriye çekildi. Pars bıkkın bir sesle "Şüphelinin Demir, Alp yada Azra bu üçlüden biri olduğunu düşünüyorsan o Azra'dır. Ama bana soyut değil somut şeylerle gel."
"Demir'in o gece cinayetten yarım saat sonra otelden çıkması nedense bana Azra'dan daha şüpheli geliyor!"Pars Sara'nın kolundan tutarak kendisine doğru çekti. Aralarında mesafa yok denecek kadar azdı. Sara acıyan kolunu tutarken Pars biraz daha sıktı. Burnundan soluyordu.
"Tekrar söylüyorum. Somut kanıtın olmadan bana gelme. Suçlandığın kişi benim can dostum ve bir daha asla odama gizlice ve sessizce girme Sara."
Sara Pars'ın tuttuğu kolunu çekiştirerek;
"Neden senin odana gireyim ki zaten?" demesiyle Pars kolunu bırakarak;
"Bazı şeyleri öğrenmek içinde canın pahasına bir şeyler yapma!"
"Senin odana girmek beni canımdan mı eder?"
"Uyku sersemi sana zarar verebilirdim."
"Normalde vermiyorsun sanki."
Pars bu seferde Sara'yı bileğinden tutarak kendine doğru çekti.
"Tehlikeli sularda yüzüyorsun Sara."
"Tehlikeli sulara sen sokuyorsun Pars!"
"Sana ne diyorsam onu yap."
Sara Pars'ın tehdit edercesine emir vermesinden oldukça sıkılmıştı. Malikanenin bu kadar korunmasına rağmen birinin veya birilerinin girebileceğinide hiç sanmıyordu. Pars'ın yersiz ve gereksiz korkusu yüzüne gene tehdit edilircesine emir almıştı. Oysa Pars'ın odasına onun davasını çözmek için girmişti. Pars'ın son cümlesi üzerine sinirden konuşamadı. Öfkeli bakışlarını ona yönelterek odadan çıktığında kapıyı sertçe kapattı. Pars gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. İçinden 'bu iki' diye geçirdi. Suratına kapının çarpılmasından nefret ederdi. Bunu Sara değil de bir başkası yapsa tepkisi çok farklı olurdu. Sara'ya muamma gösteriyordu. Sara odadan çıkınca Pars tekrar yatağına uzandı. Tüm gün hareket halinde olduğu için kısa sürede uykuya dalmıştı ki bu seferde ısrarla çalan telefonunun sesiyle uyandı. Kolunu uzatarak komodinin üstünde ki telefonu aldı. Kimin aradığına bakmadan telefonu açtı.
"Alo." Demir telaş içinde "Pars?"diyince bir şeyler olduğunu anlayarak uykudan zar zor gözlerini açtı.
"Söyle." diye karşılık verdi.
"Alp'in otelinde büyük bir sorun çıkmış!"
Pars yataktan doğrularak,"Sorun ne?"diye sordu.
"Bilmiyoruz ama hasar büyük."
Pars Demir'in son cümlesiyle yataktan kalktı. Komodinin üstündeki saatini koluna takarken omuzuyla ve kulağıyla telefonu sıkıştırarak;
"Nasıl büyük bir sorun oluyor? İçerde o kadar insan varken adamları ne iş yapıyormuş ?" diye sordu.
"Bende anlamadım. Adamların hepsini indirmişler. Alp'ide güzel bir benzetmişler. Müşteriler korkuyla kaçınca otele polisler akın etmiş Alp şimdi karakoldan çıktı."
"Sen otelde misin?"
"Hayır. Otele doğru yola çıktım."
"Tamam bende geliyorum ama gelmem 2 saati bulur."
"Nerdesin ki?"
"Malikanedeyim."
"Tamam. Sen gelene kadar ben otele geçmiş olurum. Ek destek almama gerek yok diye düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK +18 (Tamamlandı)
Gizem / GerilimPars'ın tanıdığı ve içinde var olduğu, Sara'nın tanımadığı ve içinde yok olduğu bu karanlıkta ikisinin yolları kesiştiğinde, karanlık hiç bu kadar acımasız ve tehlikeli olmamıştı.Sara'nın karanlıkla tanışması büyük bir savaşın başlamasına neden olur...