Işıkların yanmasıyla Sara kamaşan gözlerini kırptı. Görüşü netleşmeye başladığında ilk gördüğü şey karşısında ki büyük cam oldu. Camın ardında her biri sandalyelere bağlanmış şekilde Pars, Kerem ve abisi duruyordu. Onları bu şekil görmek dehşete kapılmasına neden oldu. Bileklerini bağlı olduğu ipten kurtulmak için var gücüyle hareket ettirirken bir yandanda onlara sesleniyordu. Kısa süre içinde anladı ki onu duymadıkları gibi görmüyorlardıda.
Işığın yanmasıyla Mert ve Alev karanlığın içinden yürüyerek Pars,Kerem ve komiserin karşısında belirdi. Alev üzgün bakışlarını Kerem'e yöneltince Mert'in Alev'e zarar vereceğini düşünen Kerem bağlı olduğu sandelyeden kurtulmak için tepelemlenmeye başladı. Onun bu halini görünce Mert'in boş depoda kahkahaları yankılandı. Bulundukları durumdan hayli keyif alıyordu. Nefret dolu bakışlarıyla her birini tek tek inceledi.
"Şu halinize bakın iki tane ünlü mafya ve bir komiser. Elleri kolları bağlı karşımda çaresizce çırpınıyor. Çok zavallıca size acıyorum." diyerek yarıda kestiği kahkasına devam etti.
Pars, diğerlerinin aksine kurtulmak için çaba sarf etmiyor. Sadece Mert'e bakıyordu. Bu tehditkar bakışları Mert'in kahkasını durdurmasına yetmişti. Hafifçe öksürerek ciddi bir tavır sergiledi.
"Sadece Pars'ı beklerken cidden siz nereden çıktınız? diyerek Kerem ve komisere baktı sonrasında modu hemen değişti. "Ama böylesi daha eğlenceli olacak gibi ne dersin Alev?" diyerek Alev'e dokunduğunda Alev bakışlarını Kerem'den kaçırarak sessizliğini korudu. Alev'in bu halini gören Mert Kerem'e bakarak;
"Kerem. Kerem zavallı aşık Kerem. Bu kadar salak olacağını düşünmemiştim. Ama yine de şansımı denemek istedim ve Alev'i hayatına soktum. Gerçekten aşk insanın gözünü kör ediyormuş." dediğinde Kerem tepinmeyi bırakarak bir açıklama yapması için Alev'e baktı. O ise bakışlarını yerden ayırmadı. Mert bu sefer Pars'a yönelerek, "Hadi Kerem aşktan kör oldu. Peki ya sen Pars? İnsan abisinin nişanlısını iyice araştırmaz mı? Normal insanlar değiliz sonuçta!" dediğinde Pars bakışlarını utançtan yanakları kıpkırmızı olan Alev'e yöneltti.
Bu sessizlikten sıkılan Mert ellerini birbirine vurarak. Sara'nın olduğu yere el salladı. Pars Mert'in el salladığı yere baktığında hiç bir şey göremedi. Mert'in iyice delirdiğini düşündü. Mert arkasını dönerek kendisi için özel hazırlattığı odaya yürüdüğünde korumalar Mert'i takip etti. O sırada depoda Pars, Kerem ve Komiserle baş başa kalan Alev Kerem'e yaklaşarak eline çantasından çıkardığı bıçağı uzattı.
"Özür dilerim.Ben.." dedi ve sözlerine ağlamaktan devam edemedi. Koşar adım depodan çıktığında Bir kaç dakika içinde dünyası başına yıkılan Kerem uğradığı ihanetle sinirden titriyordu. Pars'la göz göze gelene kadar elinde tuttuğu bıçağı fark etmemişti. Titreyen elleriyle zar zor bağlı olduğu ipi kesince diğerlerini kurtardı. Mert kendi için hazırlanmış yere vardığında Alev'in gelmesini bekliyordu. Alev kendisini toparlayarak yanına gittiğinde Mert onu umursuyormuş gibi görünmek için, "Bal küpüm neden geciktin?" diye sordu.
"Miğdem bulandı. Lavaboya gittim." yanıtını alınca bunu önemsemeyerek korumanın rehineleri tuttuğu yerin kamerasını açması için işaret verdi. Kameralar açılınca yerlerinde olmadıklarını gördüğü gibi korku ve sinir halinde oturduğu koltuktan fırladı.
"Noluyor lan? diye bağırmaya başladı. Elini önünde ki masaya vurarak mikrofona yaklaştı. "Baskın var. İçeri girin ve hepsini öldürün! dediginde korkudan belimdeki silaha davrandı ve yaralı bacağını zar zor hareket ettirerek kaçmak için merdivenleri ikişer ikişer indi ve göl evinden çıktığında onu bekleyen arabasına binerek uzaklaştı. Mert'in emrinin üzerine kanlı oyun için hazırladıkları malzemeleri yere firlatan korumalar bellerindeki silahlara davranarak aşağı kata depoya indiler.
Depoya giden kapıyı açıp içeri giren ilk koruma başına aldığı darbeyle yere yığılırken diğer korumalar hızla geriye çekilerek ateş açmaya başladılar. Fırsattan istifade ayağıyla kapıyı ittirerek kapatan Pars kurşunlardan korunmak için hızla sırtını duvara yasladı. Engin komiser yerde baygın yatan korumanın elindeki silahını alarak korumanın belini yokladı ve bulduğu ikinci silahı Pars'a fırlattı. Eşyaların bulunduğu rafların arkasına saklanarak Korumaları beklemeye başladılar.
Korumalar kısa süre sonra içerden ses gelmemesi üzerine kapıyı açarak depoda gelişi güzel sıkmaya başladılar. Karşı ateş aldıklarında depoda bulunan diğer rafların arkasına saklanarak Pars ve Engin komiserin açtığı ateşten korunup tekrar karşı ateşe başladılar. Silahsız kalan Kerem Pars'ın açtığı koruma ateşiyle kurşunlardan korunarak vurulan diğer korumanın silahını aldı. Pars'ın gözüne deponun sonunda bulunan beyaz kapı çarpınca temkinli adımlarla kapının olduğu yere koşarak kapıyı açtı.
Karşısında Sara'yı bilekleri başının üzerinde tavana bağlı, dizleri kan içinde görünce hızla kapıyı kapatıp yanına koştu. İpleri çözdüğünde Sara yere yığılcakken kollarından tutarak destek oldu. Sara ayakta durmakta zorlanınca Pars'ın kollarından destek aldı. Odadan çıktıklarında Pars Sara'yı arkasında tutarak rafların arkasından çatışmanın olduğu yere doğru ilerledi. Silah sesleri kesilince Pars etrafı iyice kolaşan etti. Tam rafların arkasından çıkacakken yerde kanlar içinde yatan Engin komiseri gördü. Sara Pars'ın geri çekilmesiyle abisini o vaziyette yerde yatarken görünce kanlar içindeki dizlerinin üstüne düştü.
Pars'tan destek alarak ayağa kalktığında topallaya topallaya abisinin yanına vardı. Yarasına baskı yapmaya başladığında göz yaşları abisinin yüzüne düşüyordu. Gözlerini sımsıkı yumarak dua etmeye başladı. Pars'ın yanına çömerek omzuna dokunmasıyla tuttuğu nefesini bıraktı.
Sara'nın tüm vücudu titriyordu. Pars'ın sertçe omuzlarından tutup sarsmasıyla kendine gelerek boş gözlerle Pars'a baktı. Sessizce birbirlerine bakarlarken Kerem ambulansı ve polisi aramıştı. Pars yaraya kendisi baskı yapmak istesede Sara ambulans gelene kadar abisinin başından ayrılmayarak yarasına baskı yapmayı bırakmadı. Abisi ambulansa taşınırken ayağa kalkmak için Pars'ın desteğini reddetti.
"Benden ve ailemden uzak dur! Senden nefret ediyorum. Sen olmasaydın abim bu durumda olmayacaktı." diyerek zar zor ayağa kalktı.
Pars ve Demir adamlarıyla, Sara ise polislerin arabasında ambulansı takip ediyorlardı. Yol ayrımında önlerine aniden 2 tane zırhlı siyah araba çıkarak yollarını keserken arkadanda iki tane araba aniden durarak çapraz ateş açmaya başladılar.
Kendilerini korumaktan başka çareleri olmadığı için hiç biri karşı ateş açamadılar. Adamların sadece yol kesmek için ateş ettikleri belliydi. Bu kadar yakın mesafeden kimseye zarar gelmemişti.
Adamlar kaçtıkları esnada Pars arabadan inerek polis arabasına koştu. Sara'nın durumunun iyi olduğunu görünce biraz olsun rahatladı.
Demir ve polisler ateş açanları takip etmek için peşlerinden giderken, Polis memurları Sara'yı arabadan indirdikleri için Sara Pars'la yolun ortasında baş başa kalmıştı.
Sara mecburen Pars'ın arabasına binecekken bir patlama sesi duydular. Gözle görülebilen mesafede ambulansın patladığını gördüklerinde, ambulans cayır cayır yanarken Sara iyice kendinden geçmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK +18 (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerPars'ın tanıdığı ve içinde var olduğu, Sara'nın tanımadığı ve içinde yok olduğu bu karanlıkta ikisinin yolları kesiştiğinde, karanlık hiç bu kadar acımasız ve tehlikeli olmamıştı.Sara'nın karanlıkla tanışması büyük bir savaşın başlamasına neden olur...