Sara adamın cama sert vurmasıyla irkilince camı açmak zorunda kaldı. Adam aşağı inmesini söyleyince başka çaresi kalmadığı için arabanın konağını kapattı. Aşağı inecekken adamın arabasından, bir kadının hızla arabadan çıkarak caddeye doğru koşmaya başladığını gördü.
Karanlık sokakta ışık olmadığı ve kadının arkasının dönük olmasından dolayı kadının kim olduğunu anlaşılmıyordu. Adam kadını durdurmak için belinde ki silahı çıkararak havaya ateş etti. silahın sesi ıssız sokakta yankılanınca kadın korku içinde olduğu yerde kala kaldı. Dizleri tir tir titrerken ellerini havaya kaldırarak arkasını döndü.
Sara'yla göz göze geldiğinde Sara'nın dudakları arasından fısıltıyla;
"Gökçe!" kelimesi çıktı. Hayal görüp görmediğini anlamak için gözlerini bir kaç kez kırptı. Gökçe nin hala karşısında durduğunu görünce Titreyen sesiyle yanındaki adama;
" Kimsin sen? Bizden ne istiyorsun? Ayaz'ın adamı değil misin? Al beni gidelim. Kızı bırak!"dediğinde adam silahı beline koyarak bıkkın bir şekilde;
" Sakin olun kızlar. Sadece size yardım için buradayım." Sara'yı işaret ederek;
"Seni Pars'a götürmek için!" Gökçe'yi işaret ederek;
"Seni de Ayaz'ın adamlarından kurtarmak için burdayım." dediğinde Sara pek inanmasada bu durumda yapabileceği bir şey yoktu. Temkini elden bırakmadan Gökçe'ye yavaş adımlarla yaklaştı. Gökçe'ye sarıldığında kulağına fısıldadı;
"Allah aşkına senin burada ne işin var?" Gökçe titreyen sesiyle;
"En son masadan kalkıp salondan çıktığında seni takip ediyordum. Sonra biri arkadan yaklaşarak ağzımı kapattı. Gerisini hatırlamıyorum. Gözlerimi bu arabada açtım." dediğinde Sara iç çekerek sakinleşmeye çalışırken bir yandanda Gökçe'yi sakinleştirmeye çalışıyordu.
Adam saatine baktıktan sonra daha fazla zaman kaybetmemek için kızlara yönelerek;
"Tamam o haldeyse. Bir birinizi tanıyor olmanız harika. Herkes iyiyse gidelim."diyerek arabasına bindi. Sara'da arabaya binmek için hamle yaptığında Gökçe kolundan tutarak;
"Ciddi misin? binecek misin?" dediğinde Sara Gökçe'yi kolundan tutup arabaya bindirdi. Arabadaki sessizliği Sara'nın;
"Pars beni merkezde bekliyordu."demesi bozmuştu. Adam Sara'nın içini rahatlatmak için;
"Ben haber verdim. Villa'da bizi bekliyor." dediğinde Sara villaya gidene kadar inanmayacaktı.
Villa'nın önüne gelince Sara kendilerini kurtaran adama inanmadığını için kendi içinde mahçup olmuştu. Fakat karşısında Pars'la Milonayı yan yana görünce mahçupluğunu unutup içinde kıskançlık kıvılcımları alevlenmişti. O an kalbine bir hançer saplanmış gibi hissetti. Canı acımıştı. Hemde çok derinden. Milano artık sinirlerini bozmaya başlamıştı. Arabadan çıktığında Gökçe ittirerek;
"Geçmeme müsade edicek misin?" diye sorunca kendine gelerek kenara çekildi. Milona ise Sara'yı baştan aşağı süzdükten sonra nispet yaparcasına Parsın yanağından öperek;
"Evet kızlar eve sağ salim geldiğine göre - Sara'yla Gökçe'nin indiği arabaya binerek- biz gidelim Mark."dedi.
Sara böylece onları kurtaran kişinin adının Mark olduğunu öğrenmiş ama Milonayla yakınlığı anlayamamıştı. Açık camdan Mark'a seslenerek;
"Herşey için teşekkür ederim. Mark mutlaka bir araya gelelim. İyiliğinin karşılığını vermek isterim." diyerek Mark'tan söz alınca Pars'la göz teması kurmadan yanından bir hışımla geçti.
Gökçe'de aynı şekilde teşekkür ettikten sonra Sara'nın hızına yetişmek için peşinden koşmak zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK +18 (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerPars'ın tanıdığı ve içinde var olduğu, Sara'nın tanımadığı ve içinde yok olduğu bu karanlıkta ikisinin yolları kesiştiğinde, karanlık hiç bu kadar acımasız ve tehlikeli olmamıştı.Sara'nın karanlıkla tanışması büyük bir savaşın başlamasına neden olur...