Elimdeki delil poşetini tekrar Taehyung'a uzattım."Bunu kriminale götür."
Sadece kafasını sallayıp gitti odadan.
Jungkook da hemen peşinden çıktı.Yüzüme bile bakmadı.İtiraf edeyim pek umrumda olmadı.Bir hışımla kalkıp çıktım odama doğru yürümeye başladım.
Masama oturduğumda düşündüğüm tek şey kumaş parçasıydı.Hangi marka olduğunu bulabilir miyiz acaba?Bulsak bile kimin aldığını nasıl bulacağız?Bütün alıcıların isimleri,listesi,herhangi bir yerinde yırtık olması...
Ben bu düşüncelerle boğuşurken Hoseok içeri girdi.Kapıyı çarparak kapattı.Yüzünden kızgın olduğu belliydi.Ayaklarımı masadan indirdim.Yüzüne doğru bakmaya başladım.Baktığımı hissettiğini biliyorum.
"Ne oldu?"
Gözlerini direkt bana çevirdi."Bir de soruyor musun?"
"Evet" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Çocuklara neden kızdın?"
Alaylı bir şekilde güldüm."Ciddi misin Hoseok?"
"Evet ciddiyim.Taehyung yerine bir kız olsaydı Jungkook'a yine bu kadar kızar mıydın?"
"Tabii ki" dedim sert bakışlarımı ona çevirerek."Sikeyim homofobik falan değilim.Kim olursa olsun aynı tepkiyi verirdim."
Hiçbir şey demeden önündeki belgelere geri döndü.O neden bu kadar sinirlendi ki?
Her şeyi boş verip masamdaki dosyalara kaydı bakışlarım.Dün bulduğumuz cesetle ilgili otopsi sonucu,parmak izi eşleşmesi.
50 yaşında bir kadın.Cesetle her şeyi tamamen aynı.Başım yine ağrıyor.Hiçbir mantık yürütemiyorum.Açık bir sürü uç var.
Tahmin edebildiğim tek şey kadını klonladıkları.Yok artık amına koyayım!Düşündüğüm şeyle güldüm.
"Neye gülüyorsun?"
"Klon" dedim gülerken."Kadını klonlamış olabilirler mi?Başka hiçbir mantıklı açıklama bulamıyorum."
"Koyun mu bu Yoongi?"
Dediği şeyle daha fazla güldüm.Çatık kaşları düzeldi ve onun da dudaklarının kenarı kıvrıldı.
"Daha fazla gülmelisin" dedi bana bakarken.
Karnımda yine o garip ağrıyı hissettim ve konuyu değiştirdim."Jungkook nerede?"
"En son lavabodaydı.Neden sordun?"
"Birazdan geliyorum."
Odadan çıkıp lavaboya girdim.Jungkook yüzünü yıkayıp peçete aldı.Elini yüzünü kurularken aynadan ona baktım.Beni görünce elindekini çöpe atıp gözlerini sildi.
"Çocuk gibi ağladın mı?"
"Komiserim ben-"
"Yürü" dedim kapının önünden çekilirken "odama."
Önümde yürümeye başladı.Kafası hala öne eğikti.Bu çocuğu gerçekten seviyorum.İlerde benim gibi başarılı bir polis olmasını istiyorum ama en ufak bir hareketi bile sinirlerimi tepeme çıkarıyor.
Odaya girdiğimde masamın yanında öylece durdu."Panoya git."
Söylememle panonun önünde durdu.Hoseok'la bakıştılar.Ondan yardım ister gibiydi.
Hoseok bana baktı."Neler oluyor?"
"Fotoğraflara bak Jungkook" dedim ona doğru yürürken.
Başını sallayarak bakışlarını panoya çevirdi.Bütün resimleri tek tek inceledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Train | Sope
FanfictionKomiser Min Yoongi ve ortağı Jung Hoseok ekibiyle beraber bir seri katili aramaya başlar.Bu serüven hiç bilmedikleri dünyada tekrar karşılaşmalarını sağlar.