Yoongi
Sahilde uzanıp gözlerimi kapattım ve her zamanki gibi güneşin tadını çıkartmaya başladım.
Aylardır ülke ülke geziyorum.Kore'ye dönmek istemiyorum çünkü Jooheon'un acısını yıllar geçmesine rağmen unutamıyorum.
Onu çok seviyordum.
Kafa dinlemek istiyorum bu yüzden hiçbir teknolojik alet kullanmıyorum.
Gözlerimi açıp yerimde doğruldum.Yanmayı çok sevmiyorum.Bu yüzden kumlardan kalkıp şemsiyenin altındaki şezlonguma uzandım.
Buz gibi meyve suyunu içerken vücuduma bakan insanlara kaşlarımı çatarak baktım.Polisim,yaralarım olması normal.
Hangi yara ne zaman oldu tam hatırlamıyorum ama operasyonlarda olduğunu biliyorum.
Bir yandan kitabımı elime aldım ve okumaya başladım.Yaklaşık 1 saat sahilde vakit geçirdikten sonra üzerime tişörtümü geçirip şapkamı aldım.Havlumu sırt çantama koyup kalktım ve çantamı koluma taktım.
Sahil kenarında yürürken şapkamı takıp maskemi yüzüme geçirdim.Bakışlardan rahatsız oluyorum o yüzden her yerde böyle geziyorum.
Kaldığım pansiyonla sahilin arası 15 dakikalık yürüme mesafesinde.Çantamın iki kolunu tutarak yürümeye başladım.
Pansiyona girdiğimde resepsiyondaki kadınla selamlaştım.İngilizceden başka bir dil bilmiyorum o yüzden her gittiğim yerde ingilizce iletişim kuruyorum.
"Odamın anahtarını alabilir miyim?"
"Tabii.20'ydi değil mi?"
"Evet."
Anahtarı uzattığında aldım."Teşekkürler."
"İyi günler."
Merdivenlerden çıkmaya başladım.Oda 2.kattaydı.Koridordan geçip sondaki odanın önünde durdum ve anahtarla kapıyı açtım.
İçeri girer girmez çantamı çıkarıp yatağa koydum.Şapkamı ve maskemi çıkarıp banyoya yöneldim.Tişörtümü ve şortumu çıkarıp suyu açtım.İç çamaşırımı da çıkarıp ılık suyun altına girdim.
Gözüm yine bileğimdeki dikiş izlerine takıldı.Bunu neden yaptım?
Kafamda bir sürü boşluk var gibi.Bazı şeyleri hatırlamak istemiyorum sanki.
Duşumu alıp banyodan çıktım.Dolabı açıp beyaz tişört ve siyah şortumu aldım.Üzerimi giyip odadan çıktım ve aşağı inip kahvaltıya katıldım.
Yüzmek beni çok acıktırdı.Tabağımı doldurup oturdum ve hemen yemeye başladım.Bir yandan da resepsiyondaki kadından Cascais'teki gezilecek yerleri öğrendim.
Kahvaltımı bitirdikten sonra tekrar odama çıktım.Şapkamı ve maskemi takıp çantamı aldım.Odadan çıkıp kapıyı kilitledim.Merdivenlerden inip odamın anahtarını teslim ettim ve pansiyondan çıktım.
Sahil kenarı ve beyaz yapıların arasında yürürken ne kadar sakin ve güzel olduğunu hissettim.Resepsiyondaki kadından öğrendiğim yerleri gezmek için otobüs durağına ulaştım ve bilet alıp beklemeye başladım.
Otobüse binip gitmek istediğim yeri sorup oturdum.Kafamı cama yaslayıp yol boyunca etrafı izledim.Gezmek istediğim yere geldiğimde indim ve akşama kadar Cascais'teki her yeri gezdim.
Akşam saatleri geldiğinde acıktım ve gördüğüm ilk yere girip bir masaya oturdum.Menüyü incelemeye başlarken garson geldi.Portekizce konuşmaya başlayınca ingilizce cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Train | Sope
FanfictionKomiser Min Yoongi ve ortağı Jung Hoseok ekibiyle beraber bir seri katili aramaya başlar.Bu serüven hiç bilmedikleri dünyada tekrar karşılaşmalarını sağlar.