Mutlu yıllar

2.4K 191 604
                                    

"Avustralyalı?" 

Pink derin bir nefes alıp cevap verdi. "O bizimle komiser."

Hyunjin çocuğa sarılmak için yaklaşırken silahını beline yerleştirdi.Her ihtimale karşı silahımı bırakmadım.Çocuk hala gülüyordu.

Kolundan çekip durdurdum."Hyunjin dur."

"Komiserim onu tanıyorum."

Çocuğun bakışları tanıdığı birine bakıyormuş gibi değildi.

"Hyunjin sana dur dedim."

"Komiser?"

"O sizin Avustralyalınız değil."

"Tamam saçı siyah olabilir ama bu o."

Avustralyalı dedikleri çocuk da yavaşça Hyunjin'e yaklaştı.Sarıldıktan sonra silahı belinden çıkarttı ve kafasına dayadı.

"Gidene kadar benimle gelse fena olmaz."

Silahımı daha sıkı tuttum."Asla."

Güldü."Başka seçeneğin yok Min Yoongi.Bunu sen de biliyorsun."

"Sen onlarla değil miydin?"

Sadece güldü.

Silahımı indirdiğimde Hyunjin ve kutuyla beraber geriye doğru yürümeye başladı.Ellerimi kaldırıp her ihtimale karşı mesafeli bir şekilde peşlerinden gittim.

Siyah bir araba yaklaşıp kapısı açıldığında Avustralyalı bindi.Hyunjin'i yere attıktan sonra araba hızla uzaklaştı.Hyunjin'e doğru koştum ve onu yerden kaldırdım.

"İyi misin?"

"İyiyim komiserim o-"

Kulaklığımı çıkarıp telefonu hoparlöre aldım.

"Pink?"

"Hyunjin o Avustralyalı değil."

"Ama-"

"Görünüş olarak o ama eylem olarak değil.Bulmaya çalıştığımız adamla çalışıyor demek."

"Hayır o öyle bir şey yapmaz.Bir açıklaması olmalı."

"Görüşmeyeli değişmiş sanırım."

"Plaka-"

"Sahte" dedim düşünürken."Siz bile nerede olduğunu bilmiyorsanız onlar nereden bulmuş?"

"Bilmiyorum."

"Pink,sana ihtiyacım olursa bu numaradan mı ulaşacağım?"

"Ben sana ulaşırım komiser.Sözünü tuttuğun sürece seni takipte olacağım."

Telefon kapandığında Hyunjin'e döndüm."Bunlardan kimseye bahsetmek yok.O kadınların hayatını tehlikeye atamam tamam mı?"

"Komiserim...Mesajınızı okudum,kameradan o yüzden sizi izliyordum.Neden sizden istedi?Sizinle derdi ne?"

Emniyete doğru yürümeye başladığımda peşimden geldi.

"Bir bilsem."

İçeri girdiğimizde merdivenlere yöneldik.Departmana geldiğimizde selam vererek işinin başına döndü.Odama girdiğimde Hoseok ayakta dolanıyordu.

Beni görür görmez koşarak bana sarıldı."Neredesin kaç saattir?"

"Yerini tam olarak bulamıyoruz."

Ayrıldığımızda ellerimi tuttu."Haber vereceğini söylemişti ama tam olarak ne istiyor ki?"

"Jungkook'la Yugyeom nasıl?"

Train | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin