Hoseok Namjoon'un yakasından tuttu.
"Namjoon sen...Sen nasıl?"
"Şaşırdın değil mi?"
"Neden yaptın?Neden böyle şeylere bulaştın?"
"Anlatsam da anlamazsın."
Yüzüne yumruk atıp tekrar yakasından tuttu.
"Bana yaklaşman bu yüzden miydi?"
"Evet,her şey bunun içindi."
Hoseok yüzüne birkaç tane daha yumruk attı.Yüzü kanlar içinde kaldığında Hoseok'un kolundan tuttum.
"Bu kadar yeter.Zaten onu konuşturmak için bol bol vaktimiz olacak."
Jungkook'a döndüm."Taehyung'u al ve git."
"Hyung neler oluyor?"
"Taehyung,Jungkook sana her şeyi anlatır.Şimdi gitmemiz gerek."
Tekrar Jungkook'a baktım."Ayrıca Kihyun da Hoseok'u gördü onunla da konuş."
"Peki hyung.Kendinize dikkat edin,görüşürüz."
İkisi trenden indiğinde diğer Jungkook kapıyı kapatıp treni çalıştırdı.Camdan bizimkilere baktım.Tren hızlanırken Taehyung şaşkınlıkla izliyordu.Jungkook onu kolundan tutup peşinden sürükleyerek istasyondan çıkardı.
Hoseok Namjoon'un karşısına oturunca ben de yanına oturdum.Tren titremeye başlarken koltuğu tuttum.Şimşekler çakarken gözlerimi kapatma isteğime engel olamadım.
Tren yavaşlamaya başladığında ayağa kalkıp diğer Jungkook'un yanına gittim.
"Onu konuşturmamız lazım.Nereye götüreceğiz?"
"Bizi bulamayacakları bir yere demek isterdim ama Avustralyalı buradayken bu pek mümkün olmayabilir."
"Yine de bu riski almak zorundayız."
"Cesetler?"
Hoseok da ayağa kalktı."Önce Namjoon'u konuşturmayı deneyelim.Duruma göre Müdür Choi'ye aldığım ihbarlardan bahsederim ve cesetleri istasyonda bulduğumu söylerim."
"Evet,şimdilik planımız bu olsun."
Kutulara ve dosyalara baktım."Bunları da yanımıza almamız lazım."
Jungkook Namjoon'un kelepçesini açıp kolundan tuttu.Aramızda onu idare edebilecek yapıdaki tek kişi oydu.
Onunla trenden inerken ben kutulardan ikisini aldım.Hoseok da dosyayı ve diğer kutuyu aldı.
İstasyondan çıktığımızda Jungkook'un arabasına ilerledik.Namjoon'u arka koltuğa oturttu.Kapısını kapatıp bize döndü.
"Kutuları Hoseok komiserimin arabasına koyalım.Siz o arabayla beni takip edin."
"Namjoon'la seni yalnız bırakamam Jungkook."
Kapıyı açıp Namjoon'u bileklerinden arabanın kapısına kelepçeledi ve kapıyı tekrar kapattı.
"Bir şey yapamaz."
"Üzerinden bir şey çıkmadı mı?"
"Silahı vardı."
Belinden delil poşetindeki silahı çıkardı.Alıp inceledim.
Glock 17.
"Demek hepsi aynı modeli kullanıyor."
Jungkook'a baktım."Bu bende kalsın."
Kafasını sallayıp arabasına bindi.Kutuları Hoseok'un arabasına koydum.Anahtarı bana uzattığında alıp silahı belime yerleştirdim.Ön koltuğa oturup kapısını hızlı bir şekilde kapattı.Sürücü koltuğuna oturup ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Train | Sope
FanfictionKomiser Min Yoongi ve ortağı Jung Hoseok ekibiyle beraber bir seri katili aramaya başlar.Bu serüven hiç bilmedikleri dünyada tekrar karşılaşmalarını sağlar.