11. Kapıyı Açmak İçin

741 78 51
                                    

Efe Derin'in uyumasını bekleyip sonrasında hiçliğe geri döndü. Gelir gelmez Carmen onu hararetle karşıladı.

''Hoş geldin tatlım. O şeker kızı gördün m? Nasıldı?'' Sonra Efe'nin bakışları dikkatini çekti. ''Neden bana öyle bakıyorsun tatlım?'' Efe hiçbir şey söylemeden Carmen'e doğru yürüdü. Aniden onu boğazını tutup sıkmaya başladı. Carmen ondan beklenmeyecek bir güçle Efe'yi itmeyi başardı. ''Ne yapıyorsun?'' Diye sordu dehşetle. Efe'nin gözlerinde karanlık bir bakış vardı.

''Bence artık gitme zamanın geldi.'' Dedi.

''Bunu yapamazsın! Ben senin bir parçanım artık. Beni yok edersen kendinden de bir parçayı da yok etmiş olursun. İnan bana buna değmez.''

''Senin ve benim varlığımıza karşılık Derin'in hayatı. Derin'i tercih ederim.''

''Beni yok ettiğin zaman kendini de yavaş yavaş yok etmiş olacaksın. O zaman Derin'i nasıl koruyacaksın?''

''Sen artık çok tehlikeli olmaya başladın. Bana geçmişi hatırlatıyorsun.'' Efe yavaşça Carmen'e yaklaştı.

''Dur!'' Dedi kadın dehşet içinde. ''Beni yok etme. Yalvarırım yapma. Bir daha sana tek kelime etmem. Ne istersen onu yaparım.''

''O zaman bana cevap ver. Derin'den ne istiyorlar?''

''Ben de her şeyi bilmiyorum. Sadece on üçler ve birkaç kişi daha tüm gerçeği bilir. Bize her şey söylenmez.'' Efe kendisinin de on üçlerden biri olduğunu düşündü.

''Ne biliyorsan onu anlat o zaman.'' Diye bağırdı Carmen'e.

''Kapı, kapının açılması gerekiyor.''

''Nereye açılıyor bu kapı?''

''Ben de tam olarak bilmiyorum ama 'Efendi' o kapıdan geçecek. Buraya gelip Dünya'da hüküm sürecek. İşte o zaman Dünya onun ve onun izinden gidenlerin olacak.''

''Sen tanıştın mı bu Efendinle.''

''Hayır ama o bana istediğim her şeyi verdi ve saygımı kazandı. Onun izinden gelenler beni bulmadan önce bitik haldeydim. Sokaklarda yaşıyordum. Onun sayesinde bir hayatım oldu.''

''Nasıl öldün?''

''Derin'in babası beni buldu. Bana sorular sordu. Cevap vermek istemedim. Onu öldürmek istedim ama o benden daha güçlüydü. Kendini korumak isterken beni öldürdü.''

''Anlıyorum.''

''Lütfen beni yok etme.'' Diye yalvardı Carmen.

''Merak etme, tabi ki sana zarar vermeyeceğim.'' Dedi Efe şefkatle. Elini Carmen'in yanağına koyup onu rahatlattı. Sonra elinden bir ışık çıktı ve Carmen'in yüzü yavaş yavaş içine göçmeye başladı. Ağır ağır, acı çekerek, çığlıklar içinde yok oldu. O yok olduktan ve çığlıkları kesildiğinden sonra bile uzun bir süre çığlıkları Efe'nin kulağında çınladı.

O sıralarda Derin huzursuz bir uykudaydı. Sürekli bir kuyudan düşüyormuş gibi hissederek sıçrayıp uyanıyor sonra yeniden uyumaya çalışıyordu. Bir süre böyle devam ettikten sonra sonunda kuyudan düşme hissi yok oldu. Bir rüya görmeye başladı. Rüyasında bir kutlamadaydı. Bir arkadaşlarının doğum günü olduğunu biliyordu. Balkona çıkarak erkek arkadaşının yanına gitti. Sevgilisi balkonda sırtı ona dönük duruyordu. Elini onun omzuna koydu. Sevgilisi onun geldiğini hissetmiş gibi hızla dönerek onu kollarının arasına aldı ve öpmeye başladı. Birbirlerinden hiç ayrılmayacakmış gibi öpüşmeye devam ettiler. Onu seviyordu. Hem de çok seviyordu. Kimse ama kimse bu sevgiye engel olamazdı. Onun izinden gidiyordu. Bu işe karışan herkes, her şeyi Efendi için yapıyordu. Herkes sadıktı ve kendini adamıştı. Ama onun adanmışlığı karşısında duruyordu. Tüm hayatı onundu. Bir süre sonra sevgilisi ondan ayrıldı. Efe'ye bakabilmek için başını yukarı kaldırdı çünkü çocuk çok uzun boyluydu.

HAYALET AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin