Hepinize iyi okumalar canlarım. 🦞
*
Aynadan gördüğü yansımasına dakikalardır bakmakta olan Vuslat, içindeki karmaşa ve gürültüye rağmen olağan ve sakin görünmesinin yadırgaması içindeydi. Bunu bilerek mi yapıyordu yoksa içi nasıl bir halde olursa olsun dışına yansıtamıyor muydu, kendisi de bilmiyordu. Belki arkadaşının dediği gibi jest ve mimik sergileyemeyen, dolasıyla içindekileri dışa yansıtamayan biriydi? Buna rağmen bazı zamanlarda, birinin sadece yüzüne bakarak aklında sakladıklarını görmesini istediği de olmuştu. Bu isteği hiçbir zaman yerine gelmemişti, bir ara hayatında olan sevgilisi bile hep ağzından çıkanlara tama etmiş, cümlelerinin ardında gizli olanları hiç sorgulamamıştı.
Vuslat, hatıralarının ağırlığı altında ezilirken bu durumun normal olduğunu düşündü, verdiği cevabın tamamen doğru olduğunu düşünmesi ya da zaten bir sorun varsa bunu doğrudan kendisine söyleyeceğini düşünmüş olabilirdi. Bu düşünce mantıklı gelse de tam anlamıyla tatmin hissettirmedi çünkü Reha hayatından çıktıktan sonra tanıştığı Faysal'dan, istediği o tutumu görebildiği çok zamanlar olmuştu. Arkadaşına karşı sessiz kalsa da çocuğun onu anladığını, geçiştirmek için verdiği cevapların altında aslında yatan gerçekleri görebildiğine çok kere şahit olmuştu.
Sevgilisi değil de arkadaşının içinde yatanları görebilmesinin nedenini uzun zamandan beri sorguluyordu ama hiçbir açıklama getiremiyordu. Reha mı onu tam anlamıyla çözememişti yoksa Faysal mı insan sarrafıydı? İlk soruyu direkt eleyerek ikincisini kabullenmeye çalıştı, aklındaki karmaşa devam ederken bakışlarını solgun duran yüzünden aldı ve banyodan çıktı.
Dolabına doğru giderken kolundaki saatine baktı ve sekize doğru geldiğini görünce hızla dolabın kapaklarını açtı, içindeki kıyafetlere bakınırken hareketleri aceleciydi. Faysal, bugünün sabahında aramış, kazandığı maçtan avans aldığını ve akşam kendisine yemek ısmarlamak istediğini söylemişti. Vuslat, gerek yok cevabını verdikten sonra Faysal'ın azarlayışını anımsayınca gülümsedi, üstündeki havluyu alıp hızlıca iç çamaşırlarını giyindi. Çağırıldığı mekanın lüks bir yer olduğunu bildiği için oraya uygun bir şeyler giyinmek istemişti ama dolabında pantolon ve kazaktan başka bir alternatifi yoktu. Bir iki elbisesi olsa da onlar ancak yazın giyilebilecek şeylerdi, o yüzden altına kot bir pantolon, üstüne ise beyaz, uzun kol bir badi giydi. Kuruttuğu için kabarmış olan uzun saçlarını arkaya attı, havalar bir nebze de olsa ısınmış olduğu için bot giymek yerine beyaz renk konverslerini ayağına geçirdi.
Doğruldu ve hızlı adımlarla kapıya doğru gitti, önce askıdaki ceketini giydi, ardından çantasının içinden anahtarını, kredi kartını çıkardı ve cebine koyduktan sonra evinden dışarıya çıktı. Apartmandan da çıktıktan sonra hızlı adımlarla köşeden dönerek ana yola doğru yürümeye başladı, aslında mekana kadar yürüyebilirdi ama daha fazla geç kalmak istemediği için araçla gitmeye karar vermişti. Birkaç dakika sonrasında yolun kenarına geldi, direkte duran düğmeye bastı ve aracın gelmesini beklerken ellerini cebine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISTAKOZ
Science FictionIstakozun gelişmesini tetikleyen ve büyümesini sağlayan şey, yaşadığı rahatsızlık ve strestir. -Abraham Twerski Şehri ikiye bölen bir Duvarın ardında yaşamak zorunda olan Vuslat, bir sabah genç bir çocuğun ölümüne şahit olur. Bu infaz sayesinde her...