33.BÖLÜM: GERÇEĞİN İKİ YÜZÜ

25 0 2
                                    

Uzun ve heyecanlı bir bölüm sizlerle birlikte, oy verip yorum yapmayı unutmayın canlarım.

🦞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦞

Günlerdir yaptığı gibi yine olduğu yer haricinde her yerde olan Vuslat, ellerini önüne bağlamış, gözlerini boşluğa dikmişti. Ay sonunda düzenlenen toplantıya gelmiş, burada geçirdiği yarım saat boyunca ortama hakim olmaya çalışmış, sıra kendisine gelip de dosyayı teslim ettikten sonra tamamen bağını koparmıştı. Masada eksiksiz bulanan Yöneticilerin ve Amir'in, bir şeyler konuştuğunu duyuyor olsa da aldırmayacak kadar aklı başka bir yerdeydi, o yer de gördüğü rüyasından başka bir şey değildi.

Sabaha yatağından irkilerek uyanmasını sağlayan rüyasını, daha doğrusunu kabusunu, bir türlü gözlerinin önünden atamıyordu. Hiç bilmediği ormanlık bir alanda kendisini bulduğu rüyasında, uzun uzun ağaçların arasında oldukça ferah bir havada ilerlemeye başlamış, çok geçmeden bozan hava kapana sıkışmış gibi hissetmesine neden olmuştu. Can alıcı kısmı ise o uzun ağaçlardan bir anda ölü kuşların adeta yağmur yağarcasına düşmeye başlamış olmasıydı. Ayaklarına biriken ölü baykuş bedenlerini, ölmelerine rağmen gözlerinin açık olmasını ve adeta o gözlere doğru çekilişini her hatırladığında yatağından uyandığı ilk andaki gibi sıçrıyordu.

"Seni aylar öncesinden de uyarmıştım!" Amir'in yükselmiş sesi Vuslat'ın düşüncelerinden kopup hızla masaya dönmesine neden oldu. "Sen de bana söz vermiştin, yanlış hatırlamıyorum sanırım!"

Kerami Bey yutkundu, gözleri masadaki yüzlerde dolanıyordu. "Dedem, size verdiğim sözleri zaten yerine getirdim. O günkü uyarınızdan sonra gelirler hep yükselerek arttı, sadece bu ay bazı duru-"

"Yeter!" diyerek araya girdi Amir, o kadar gergindi ki Vuslat adamın bu haline şaşırdı, masadaki yüzlerin birbirlerine attığı kaçamak bakışlardan onların da şaşırdıklarını anladı. "Seni o zaman da uyarmıştım, eğer bu işi beceremeyeceksen taşıdığın unvanı başka birine devrederim demiştim!"

"Aman Dedem," adam oturduğu yerden uca kadar kaydığında çaresizlik içindeydi. "Kayıtlarda her şeyin nedeni yazıyor, eğer-"

"Yeter dedim!" Amir sol elini havaya kaldırmış, sabrının son demlerinde olduğunu belli eden yüzüyle adama bakıyordu. "Bir hafta içinde eksik meblayı tamamlamazsan görevine derhal son veririm!" Durdu, Kerami Bey'in başını sallaması üzerine elini indirerek ekledi: "Bir daha da bahanen ne olursa olsun benim karşıma yarım yamalak işle çıkma! Bu lafım buradaki herkes için geçerlidir!"

Herkes oturduğu yerden kıpırdandı ve mırıldanarak da olsa Amir'i onayladı. Vuslat, adamın toplantılarda gerildiği anlara denk gelmişti ama ilk defa bu kadar yükseldiğine şahit oluyordu. Bu ruh halinin altında sadece Kerami Bey'in yanlışının olmadığını, başka bir nedenin daha olduğunu düşündü. Bu nedenin kendisi olup olmayacağını sorgularken nedense kolay bir şekilde kendisi olduğuna ikna oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ISTAKOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin