Hepinize iyi okumalar canlarım. 🦞
"Söyle bakalım, ne diledin?" diye sordu genç adam gülerek, uzandığı yatakta dirseğinden destek alarak doğruldu.
"Söylersem gerçekleşmez," aynı hareketi Vuslat da yaparak doğruldu, onun karşısındayken midesinde oluşan baskıya alışık olsa da tatlı bir kıvranma yaşıyordu.
"Kim demiş, asıl söylersen gerçekleşir,"
"Israr etme," engel olamadığı gülümsemesiyle kaşlarını çattı ve hızla oturur pozisyona geldi. "Ayrıca şu an tek dileğim pastamı yiyebilmek," yatağın önüne çektikleri masaya doğru yaklaştı, üstündeki limonlu pastayı yemek için çatalını eline aldı. Öylece kızı izleyen genç adam, büyüyen gülümsemesiyle birlikte doğruldu ve kızın yanına gelerek kendi çatalını eline aldı. İştahlı lokmaları ağzına götüren Vuslat, kendisine bakıldığını hissettiği için heyecanlanmıştı ama bunu belli etmemeye çalıştı.
"Rüştünü ilan ettin artık, bir farklılık hissediyor musun bari?"
"On sekiz yaşına girince üçüncü gözüm çıkar sanıyordum," birden durdu ve hızla elini kaldırıp parmaklarını alnında gezdirdi. "Maalesef daha bir belirti yok..."
"Belki başka yere bakman gerekiyordur," dedi adam, muzip bir bakış atması Vuslat'ın altında yatan imayı anlamasına yetmişti. Kendisine her zaman arkasında bir gözü olduğunu, sırtının dönük olduğu anlarda ne yaptığını bilmesinin başka hiçbir açıklamasının olamadığını söylerdi.
"Belki sen kolay tahmin edilebilir bir insansındır?" Vuslat, masumane olmaya çalışan bir gülümseme sunsa da gözlerindeki kurnazlık niyetini ele veriyordu. Genç adam, duyduğuna şaşırmış gibi dudağını bükerek sessizlik içinde kıza bakındı, ardından elini cebine sokarak avucunun içine gizlediği bir şeyi çıkardı.
"Sen şimdi bunu vereceğimi de tahmin etmişsindir," dedi iğneleyici bir sesle ama hislerinin yoğunluğu, gerilmesine neden olmuştu.
"Ne bu?" kaşları çatıldı, çatalını bırakıp masadan geriye çekildiğinde yumruk şeklindeki elini ona uzatmış olan yüze, sorgularcasına bakıyordu.
"Senin için," duraksadı, yutkunurken aralarındaki uzaklığı kapatmak için kıza doğru kaydı. O anda bir şeylerin olacağını anlayan Vuslat'ın kalbi tekledi, elektrik akımına tutulmuş gibi titremeye başlayan bedenini kontrol altında tutmaya çalıştı. Adam, ona iyice yaklaştı, hala yumruk şeklinde duran elini yavaşça açarken gözlerini bir an olsun kızın gözlerinden ayırmıyor, orada gördüğü duygular rahatlamasına neden olurken birkaç dakika sonra alacağı tepkiden tam olarak emin olamamak, endişelenmesine neden oluyordu.
Bir an sonra iki kolu havalanmaya başladı, Vuslat da eş zamanlı nefesinin kesildiğini hissetmeye başlarken gözlerini bile kırpamadan bu kahverengi gözlere bakıyor, imkansız olduğunu bilse de göğsünden çıkmak ister gibi atan kalbinin sesinin duyulmasından korkuyordu. Karmakarışık hisler içindeyken ilk önce boynuna metalik bir soğukluk değdi, çok geçmeden adamın tanıdık, sıcak teni teninin üstündeki yerini buldu. Destek almak ister gibi örtüye tutunarak avucunun içinde sıktı, aynı baskıyı karnında da hissederken daha yeni ne olduğunu anladığı kolye, boynuna takıldı. Göğüs kafesini kapatan saçlarını iki eliyle tutup arkaya atan adamın bakışları gözlerinden yavaşça kaydı; dudaklarına, oradan da boynuna düştü ve kısa bir oyalanma sonrasında yeniden dudaklarına çıkarak, son durağına vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISTAKOZ
Fiksi IlmiahIstakozun gelişmesini tetikleyen ve büyümesini sağlayan şey, yaşadığı rahatsızlık ve strestir. -Abraham Twerski Şehri ikiye bölen bir Duvarın ardında yaşamak zorunda olan Vuslat, bir sabah genç bir çocuğun ölümüne şahit olur. Bu infaz sayesinde her...