Red Widow

Bölüm 9: Two Kicks

Spolier Alert: Bu bölümde Agents of S.H.I.E.L.D. ilk sezon spolierı vardır. Bir karakter hakkında bir bilgi. İzlemeyenler varsa hem koyu hem altı çizili hem de italik yazdığım yeri okumamanızı tavsiye ederim. Hikaye akışına bir etkisi yok denebilecek kadar az. Sadece diziye bir gönderme yapmak istedim. Ama dizi için önemli bir konu o yüzden izlemediyseniz ve büyük bir spolier almak istemiyorsanız koyu, altı çizili ve italik olan kısmı geçin.

Bu spoilerı öbür hikayelerimde de kullandım, alışmışsınızdır zaten...

Natasha duyduklarıyla daha da öfkelenmişti. Lena'nın gözlerinin içine bakarak sakin bir şekilde tekrarladı. Sakin kalmak zorundaydı. Yoksa şu anda Rusya'ya gider ve önüne gelen herkesi boğardı. Bunu yapmamalıydı şu anda. Planlı hareke it etmeliydi.

Natasha: Buna izin vermeyeceğim! Haleena, sana yemin ederim bunun olmasına izin vermeyeceğim. Gerekirse Red Room'a tek başıma girer, ordaki herkesi öldürürüm! Senin istemediğin biriyle evlendirilmene izin vermeyceğim! Anlıyor musun?
Lena onun bu çıkışın izlemekle yetinmişti. Natasha şu anda gerçekten öfeliydi. Lena onun bu tutumuna gülümsemek hatta onunla uğraşmak istiyordu ama kızıl ajan Viktor'u gördüğü anda çıplak elleriyle öldürebilecek gibi görünüğünden ses çıkatmıyordu.

Natasha'nın sakinleşmesi üstüne gözlemleme odasında olan herkes yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Bunlar ikisi için özel konuşmalardı. Bruce, Bucky ve Clint son çıkanlar olmuştu. Her ne kadar Natasha'yı yanlız bırakmak istemeseler de ikili arasında özel bir konuşma olacağı belliydi. Bunu dinlemek ve ikisine de saygısızlık yapmak istemiyorlardı.

Lena: Onla evlenmeyi ben de istemiyorum. Babamın bir planı var.
Uzun süren sessizliği bozmuştu sonunda. Natasha'nın öfkesi dinmiş gibiydi ve sakince sandalyeye oturmuştu. İkisi arasında bir sessizlik vardı bir süredir. Bu sessizlik Lena'nın konuşması ile bozulmuştu.

Lena: Viktor'dan nefret eder. Krassno'dan ayrı. O ailede ikimizin de tek sevdiği kişi Yelena. Ölse bile benim Viktor ile evlendirilmeme asla izin vermez.
Natasha: Alexie mantıklı adamdır. İkimiz de Krassno ve Viktor konusunda aynı fikirleri paylaşıyoruz. Bu aynı fikirde olduğumuz nadir şeylerden biridir bu ikisi.
Lena: Bahsetmişti.

Natasha başını biraz sağa yatırdı. Şimdi sorcağı sorunun cevabını fzlasıyla merak ediyordu. Aynı zamanda bu cevaptan fazlasıyla da korkuyordu.
Natasha: O, yani Alexie benden bahseder miydi?

Kendisine yöneltilen soru ile Lena parmaklarıyla oynamaya başladı. Yalan söyleyebilirdi. Yalan söylemek istiyordu da. Peki neden yapamıyordu? Karşısında duran bu kadına neden yalan söyleyemiyordu?
Lena: Bazen, çok değil. Genelde ben sorarsam. Bazen de uyumadan önce anlattığı masallarda.
Natasha: Beni sorar mıydın?

Lena gözlerini kaçırmıştı. Bu soruya cevap vermek zorunda olduğunu biliyordu. Ama bir süre sessiz kalırsa daha iyi olacağını da biliyordu. Aralarındaki sessizlik iyice garipleşmeden cevap verdi.
Lena: Küçükken sorardım. Sadece babama sorardım. Bir gün Madam B.'ye sordum. O günden sonra da bir daha sormaya gerek duymadım. Babam bana yalan söylemişti, görevler yüzünden beni göremediğiniden bahseden efsanevi hikayelerini anlatırdı. Madam B. ise senin ihanetini anlattı. Altı aylık bebeğini bırakıp gittiğini de söyledi. Sonra araştırdım ve bebeğinin öldü sandığını öğrendim. Ama senin hakkında bir şey sormayalı uzun zaman oluyor.

Natasha aldığı cevaptan sonra gözlerini kırpıştırmıştı. Beklediği kadar kötü değildi bu cevap. Kendisini en kötüsüne hazırlamıştı. Aslında aldığı cevap bir nebze de olsa iyi sayılabilecek bir cevaptı. Ama yine da canını yakmıştı.