Bölüm 12: This Includes Dying And Killing.

1.1K 102 11
                                    


Harley: Buraya bize saldırmaya geldiniz, fikrinizi değiştiren neydi?
Harley, Peter'ın aksine Alexie ve Lena'ya hemen güvenecek değildi. Gerçi Peter'da onlara güveniyor sayılmazdı. Sadece Lena'nın Aleixe ile olan yakınlığı aklına geliyordu. Lena her ne kadar Red Room'da büyümüş olsa da babasının küçük kızı olması detayı yüzünden ona karşı sempati duyuyordu. Ama Harley daha temkinli ve korumacıydı. Büyük kardeş olmasının da getirdiği bir şeydi bu.

Ayrıca onlara saldırmış olan bu iki kişiye bu kadar kolay güvenemezdi. Her ne kadar Natasha'nın kızı olsa da emin olamayan bir yanı vardı. Onlara güvenen kadar gözleri ikisinin de üstünde olacaktı.

Alexie: Bunu anlayabileceğini sanmıyorum ufaklık.
Harley: Ben bir Stark'ım, zekamı hafife alıyorsun.
Alexie onun egosuna hafifçe kıkırdamıştı. Harley hala ona göre fazla gençti. İşlerin bu kadar içinde olsa bile ona göre bir çocuktu. Aynı kızı gibiydi. Elinde olsa dünyadaki tüm çocukları bu tarz işlerden uzak tutuardı. Ne yazık ki bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.

Alexie: Bu görev için iki grup vardı. Krassno ve Viktor ya da biz. Onlar gelseydi bizim gibi sizle anlaşma yapmazlardı. İlk saniyede Lycosidae'i uyandırırlar ve işlerini hallederlerdi. Onlardan sonra canlı kalabileceğinizi de sanmıyorum. Belki Barton yaşardı.
Alexe haklıydı. Krassno ve Viktor burda olsaydı Avengers diye bir şey kalmazdı. Birçok kişi ise ona şaşkınlıkla bakıyordu.

Alexie ise hepsine göz devirdi ve eliyle Natasha'yı işaret ederek konuşmaya başladı.
Alexie: Hadi ama, Natalia'nın tam kapasitesini kullanarak dövüştüğünü sanmıyordunuz, değil mi?
Sesindeki soru tonunda alaycılık vardı. Gerçekten birlikte onca şey yaşadıkları bu kadını tanımıyorlar mıydı?

Scott: Kişisel bir yorum olacak ama dürüst olmak gerekirse, ben sanıyordum.
Lena ve Alexie alaycı bir gülümseme takınmıştı. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorlardı. Bu komik bir durumdu. Natasha ise kaşlarını çatmış ve arkadaşlarına bakmıştı. Çünkü hepsi ona kısık gözlerle bakıyordu.

Alexie haklıydı. Kapasitesinin çok altında dövüşüyordu kızıl kadın. Aynı Clint ve Bucky gibi o da arkadaşlarının yanında daha sakindi. Onlara zarar vermek istemiyordu ya da korkutmak. Bu yüzden kendisini frenliyordu. Aynı Bruce gibi içindeki canavarı tutuyordu.

Natasha düşüncelerine dalmışken Alexie, kızına ve onun yorgun gözlerine bakmıştı. Lena'nın uyumadığını anlamıştı, uyumadığı gibi Alexie'nin uyanmasını beklerken endişeleri ile kendisini daha çok yormuştu. Saate baktığında ise gece yarısına geldiğini fark etmişti.

Lena uyumak istemeyecekti ama Alexie ona bu fırsatı vermeyecekti tabii ki. Sonuçta onun babasıydı, kızı 22 yaşına gelmiş olsa da onun yatma saatine karışacaktı. Hem kızının yüzündeki sinirli ama şefkat dolu ifadeyi görmek eğlenceliydi.

Alexie: Natalia?
Natasha gözlerini ona çevirdiğinde sanki anlamış gibi başıyla onayladı kızıl adamı. Lena ise ikisi arasında bu sessiz dili fark ettiği anda gözlerini kısmıştı. Olanları fark ettiğinde ise çok geçti. Red Room'daki yetiştirme şeklinden dolayı ailesine karşı saygılı yetiştirilmişti. Onlara saygı duyar ve söylediklerini ciddiye alırdı. Bu durum sadece Alexie'ye değil, Natasha'ya da karşı böyledi.

Lena: Hayır, aklınızdan bile geçirmeyin!
Alexie: Çok geç.
Lena: Yaralı olduğun için çok şanslısın, yoksa seni yerden yere vururdum.
Alexie gülerek başını iki yana salladıktan sonra ayağa kalktı. Natasha ve Bucky'de ayaklanmıştı. Bu ikiliye odalarını göstereceklerdi. Gerçi Bucky'nin tek gelme sebebi Alexie'nin Natasha ile daha az konuşmasını sağlamaktı. Sonuta sevgilisinin eski kocasıydı elbette kıskanacaktı.

Natasha ve Bucky geri geldikten sonra toplantı salonundak sayının azaldığını fark ettiler. Harley, Peter, Pietro, Wanda, Kate ve Cassie odalarına gönderilmişti. Bu sayede odanın yaş ortalaması baya yükselmişti. Demek ki konuşulacak şey fazla önemliydi.
Steve: Nat, biliyorum Haleena senin kızın. Ama onlara güvenbilecek miyiz?
Sarışın adam sesini yumuşak bir tonda kullanıyordu. Sonuçta konuştuğu kişi Black Widow'du, Steve'i boğmak için biraz efor harcaması yeteli olurdu.

Kızıl ajan ise zümrüt yeşili gözlerini Steve'e dikmişti. Dirseklerini dizlerine dayadıktan sonra parmaklarını birbirlerinden geçirerek ellerini kenetledi. Kendinden emin duruyordu. Sesi de kendinden emin olduğunu belli eden bir tondaydı.
Natasha: Bize bir şey yapacak olsalardı, yaparlardı Yüzbaşı.
Hope: Emin misin?
Natasha: Emin olmak değil bu. Tanıyorum. Haleena'nın yanında olamasam da onları tanıyorum. Alexie Red Room'dan nefret eder. Haleena'nın da orayı sevmediğini fark ettiniz zaten. Ayrıce Alexie buraya kendisi için gelmedi. Kızı için burda. Haleena'yı o cehennemden kurtarmak için şeytanla bile anlaşma yapabilir.


Sam: Nasıl bu kadar eminsin?
Natasha: Ben de yapardım Sam. Haleena'nın güvende olması için ne gerekiyorsa yaparım. Buna ölmek de, öldürmek de dahil.
Hemen sonrasında diğerlerini arkasında bırakarak odasına gitti kızıl kadın. Clint ise onun gittiğinden emin olana kadar beklemeyi tercih etmişti konuşmak için. Bebeğinin öldüğü sandığı zaman Natasha'yı tek gören o olmuştu. O zamanlar nedenini anlamasa da kızıl ajanın yıkıldığı ana şahti olmuştu.

Clint: İlk tanıştığımız zamanlarda Natasha, Fury ile öze bir görev hakkında konuşup Rusya'ya gitmişti. Geri döndüğünde ise Natasha'yı bulabileceğiniz en kötü haldeydi. Bir saat boyunca omzumda ağlamıştı.
Bruce ve Bucky dışında herkes şaşırmıştı. Natasha ve ağlamak mı? Hem de birinin omzunda, bu imkansızla eş değer bir durumdu. Bir çoğu Natasha Romanoff'un duygulara sahip olmadığını bile düşünüyordu.

Clint: O gün bebeğinin öldüğünden emin olduğu günmüş. Bunu yaşamadan hiçbirimiz anlayamayız.
Odada ebeveyn olanlar olarak Scott, Tony, Steve ve Clint; Natasha'yı anlıyorlardı. Ama hepsi babaydı. Natasha ise bir anne idi. Aylarca karnında koruyup büyüttüğü bebeğinin öldüğünü öğrenmenin yıkıcılığı onun için çok daha fazlaydı. Hope her ne kadar Cassie ile yakın olursa olsun bu durumu anlaması imkansızdı. Daha önce anne olmamıştı, olduğu zaman ancak anlayabilirdi. İşte tam da bu yüzden bu odadaki kimse Natasha Romanoff'u anlayamazdı. Empati yapabilirler, bu durumu düşünebilirler, bu konu hakkında kabuslar görebiirlerdi ama anlayamazlardı. Yaşamadan anlayabilecekleri kadar kolay bir şey değildi bu.

Bu arada Natasha ve Clint o kadar güçlü değil diyecekler için bir açıklama yapayım. Bu açıklama What If..? spoiler'ı içericektir!

Bölümlerden birinde Ultron başarılı oluyor ve kendisini Vison'un bedenine aktarabiliyordu. Tüm dünya nüfusunu yok ettikten sonra tek hayatta kalanlar Clint ve Natasha oluyordu. Clint de zaten bölüm içerisinde ölüyordu. ilerleyien birkaç bölümde Ultron o evrendeki TÜM YAŞAMI yok ediyordu. Tahmin edin bakalım o evrenden hayatta kalan tek kişi kim? Natasha. Yani Black Widow tahmin ettiğimizden de güçlü demek bu. Ultron'un ele geçirdiğ bir evrende bile hayatta kalmayı başardı kendisi.
Ayrıca comiclerde bir evrende Mjollnir'i kaldırıp Thor'un güçlerine laik olmuştu. Yani Natasha tahmin ettiğimizden de güçlü bir karakter.

Red WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin