Bölüm 10: But I Do Not Love You!

1.2K 100 39
                                    

Lena cam odaya vardıklarında yanındakileri ya da orda kim olduğnu umursamadan hızlıca içeri girmişti. Bu anı belki onlarca defa yaşamıştı. Her defasında da bu şekilde duygusal oluyordu.
Lena: Папа! (Baba!)
Dikkatli bir şekilde Alexie'in yanına oturduğuna Alexie ise yavaşça tek elini kaldırıp kızının yanağını okşamıştı.
Alexie: Hey, fazla korkmuş gibisin.
Lena: Korkmadım, sadece ölürsen Viktor ile evlenmek zorunda kalcaktım beni bundan kurtarmadan ölemezsin.
Alexie hafifçe gülmüş sonrada kızına bakmıştı. Lena elbette korkmuştu. Sadece bunu sesli itiraf etmeyecekti o kadar. 

İkisi arasında ki sessiz bakışmayı Bruce'un sahte öksürüğü bölmüştü.
Bruce: Alexie artık daha iyi, süperasker olduğu için de hızla iyileşiyor. Yarına ayağa kalkabilir.
Alexie ona başını sallayarak teşekkür etmişti. Bruce'de aynı şekilde ona karşılık verdi. Sonrasında Alexie çenesi ile Natasha'yı göstermişti. Lena onun işaret ettiği yöne baktıtan sonra gölzerini tekrar Alexie'ye çevirdi ve gözlerini bir kere yumarak onayladı. İkisi de konuşmadan anlaşabiliyorlardı. Aslında bunu uzun süredir yaptıkları için artık alışmışlardı.

Alexie: Зимний солдат (Winter Soldier)
Bucky: Красный Страж (Red Guardian)
Aralarına sadece bakışları ile yaşadıkları bir savaş vardı. Alexie'nin kobalt mavisi gözleri ve Bucky'nin çelik mavisi gözleri sessizce savaşıyordu. Bu normal bir şeydi aslında. İkisi de aynı kadına aşıktı. Biri o kadının aşkı için sürekli savaşmak zorunda kalmıştı. Diğeri de o kadınla birlikte olmak için sürekli savaşmıştı. Bu kadın içlerinden biri ile evli bile olsa o zamanlarda diğer adamı sevmişti hep. Alexie'nin canını en çok yakan şeylerden biri de buydu. Hayatı boyunca istediği şey Natasha'nın onu sevmesi ve birlikte bir aile olmak olmuştu. Ne yazık ki bu olmamıştı. Natasha ile evlenseler, bir çocukları bile olsa kadının kendisini sevmesini sağlayamamıştı. Bucky ise her ne kadar mantıksız olsa de Natasha'ya aşık olmuştu. Hydra ve Red Room'un kontrolü altında olduğu yıllarda kendisine yaşam umudu olan tek şeydi bu kızıl saçlı güzel kadın.

İkisi arasındaki bakışmaya kimsenin girmesin istemiyorlardı. Ama konuşalacak daha önemli şeyler vardı. Lena babasına dönüp onayını bekler gibi baktı. Alexie onay vermesie bu konuyu asla açmayacaktı. Sonuçta şu an as-üs ilişkisinde üssü Alexie idi. Aynı zamanda babasıydı, onu üzen bir adamı kurtarmak içinde bu kadar hevesli değildi.

Alexie ise ona onay vermemişti ama yavaş bir hareketle doğruldu. Lena, Bruce ve Natasha ona doğrulmaması hakkında bir şeyler söylerken kızıl saçlı bu adam ayağa kalkmıştı bile. Gözlerini bir saniyeiğine Natasha'nın zümrüt yeşili gözlerine değdirdikten sonra sakin bir şekile arkada duran Steve ve Tony'ye baktı.
Alexie: Konuşmamız lazım. Önemli bir konu.
Steve: Konu nedir?
Alexie: Зимний солдат (Winter Soldier) hakkında.
Kesnlikle Bucky'ye ismi ile hitap etmeyecekti. Buna kararlıydı. Steve ise ilk iki kelimenin anlamını bilmese de Bucky ve Alexie bakışma savaşı vermeden önce Alexie nefretle söylemişti bu iki kelimeyi. Bucky ile ilgli bir şey olduğunu anlamak zor değildi.
Bucky, Natasha, Pietro ve Wanda ise ne olduğunu anlamıştı. Merak ediyorlardı ne olacağını. Özellikle
Bucky ve Natasha. Bucky hakkında bilmedikleri ne olabilirdi ki?

Alexie ile kapıdan çıktıklarında Rusça bir melodinin çalması ile herkes melodinin geldiği yöne döndü. Lena'nın üstünden alınan aletlerden biri çalıyordu. Natasha telefonu aldığında gördüğü isim ile yüzünü buruşturdu. "Виктор (Viktor)" yazıyordu. Telefonu sakince Lena'ya götürdüğünde Lena boğazını temizledi ve yüz ifadesini nötür tutarak aramayı cevapladı.


Lena: Какие? (Ne var?)
Viktor: Звонит ваша невеста, наконец-то мадам Б. разрешила мне позвонить вам. Мне было интересно, ты в порядке? (Nişanlın arıyor, sonunda Madam B. seni aramam izin verdi. Merak ettim seni iyi misin?)
Lena her ne kadar soğuk ve acımasız bir tonda konuşuyorsa Vikto daha nazik bir tonda konuşuyordu. Alexie ise bu durumdan menun değildi. Natasha, Bucky, Pietro ve Wanda konuşmayı anlarken Tony diğerlerinin telefonuna Friday sayesinde çeviriyi gönderiyordu. Lena'ya hala güvenmiyordu. Her ne kadar Natasha'nın kızı olsa da.

Red WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin