Bölüm 32: Bloody Past

659 73 27
                                    

Viktor emin adımlarla Lena'nın odasına ilerliyordu. İçeri girmek için sürekli bir çaba sarf etmesine rağmen Lena onu içeri almamıştı. Şimdi şansını bir daha deneyecekti.

Koridora dönmeden önce Lena'nın kapısının açıldığını gördü. İçerden sırt çantası ile çıkan Peter Rogers-Stark ise kaşlarının çatılmasına yol açmıştı. Peter'ın kendisini görmemesi için birkaç adım gerilemişti. Yine de aklından geçenler farklıydı.

Viktor'un damarlarında kıskançlık geziyordu. Lena'nın, Bucky'yi içeri alaması yetmiyormuş gibi şimdi de Peter'ın odasına girmesine izin vermişti. Peki Natasha, Alexie, Yelena nerdeydi? Viktor nerdeydi? Lena ona karşı aynı duyguları hissetmese bile en yakın arkadaş değiller miydi? Nasıl olur da en yakın arkadaşıyla, sırdaşıyla konuşmazdı da daha yeni tanıdığı birisiyle konuşurdu? Tanıdığı Lena nerdeydi? Neden böyle farklı davranıyordu?

İçindeki kısaknçlıkla Lena'nın odasına gitmekten vazgeçti. Kendi odasına girdiğinde ellerinin yumruk halinde olduğunu fark etmişti. O kadar sıkıyordu ki parmak boğumları beyaz renge dönmüştü. Sakinleşemye çalışsa da başaramayacağını biliyordu. Bu yüzden hızlıca gerekenleri adıktan sonra soluğu bale salonunda aldı.

Viktor, Red Room'da kendi yaş grubunun en iyi baletiydi. Ivan Jr.'dan bile daha iyiydi. Ama başrolleri her daim Ivan Jr. oynardı. Bu yüzden asıl yeteneğini hiçbir zaman gösteremişti. Balede iyi olmasının yanı sıra seviyordu bu dansı. Bu yüzden sinirliyken bale salonuna gelmeyi tercih ederdi.

Bir saat kadar sonra bale salonundan çıkmıştı. Odasına gidip kısa bir duş almayı tercih etti. Bedeni soğuk suyun altında kalırken rahatsızlık hissetmiyordu. Ama aklında birçok düşünce vardı. Red Room'da geçirdiği ömrünü düşünüyordu. Hayatı boyunca ilk defa gerekten özgürdü Viktor. İlk defa istediği saatte annesinin odasına gidebilirdi. İlk defa korktuğunda annesinin yanında uyumak isterse bunu yapabilirdi. Anesinin yanına gittiğinde kimse ona ceza veremezdi artık. Özgürdü...

Babası yoktu artık burda. Viktor babasının olmamasını her şeyden çok seviyordu. Geceleri annesi için endişelenmesine gerek yoktu. Annesinin odasına gizlice girmeye çalışırken gördüğü şeylerin bir daha asla olmayacağını biliyordu. Viktor için bunların hepsi çok yeniydi. Ömrünü Red Room'a adaması gerektiği öğretilirken ordan kurtulmuştu. Artık kimse Viktor'a da sevdiklerine zarar veremezdi. Onları koruyabilirdi! Viktor en iyi ikinci Black Guardian'dı; güçlüydü, başarılıydı, ertafındakileri koruyabilirdi.

Annesini, babasından koruyabilirdi...


Krassno Vladimir Granitsky, En iyi üçüncü Red Guardian'dı. Red Room'un ve daha önemlisi Ivan Rozanov'un sadık bir askeriydi. Bir oğlu olduğunda kimse ondan mutlusunu görmemişti. Yelena'nın hamileleiği boyunca bunu dememiş miydi zaten? "Bir oğul istiyorum!" Viktor'un doğduğu andan itibaren onu Red Room'a layık bir asker yapmak istemişti. Viktor'u Yelena'nın yetiştirmesine asla izin vermemişti. Gerçi kendisi de yetiştirmiş sayılmazdı.

Ivan onlara Viktor ve Lena'nın bir gün evleneceğini söylediğinde bu emre uymuştu. Alexie'yi de Natasha'yı da sevmezdi. Ama oğlunun Red Room'un kurucularından gelen biri ile evlendirilmesi bu onun mükemmel bir asker ve ajan olduğuna işaretti.

Ivan'ın özellikle kendi soyunu öyle kolay kolay evlendirmeyeceğini biliyordu. Özellikle geleneksel birisi olduğu için bazen eski Romanova Hanedanlığı'nın geleneklerine bağlı kalmayı düşünmüştü. Natasha'yı evlendirmek aklında yoktu. Eski geleneklere göre prensesler evlendirilmezlerdi, satayda tüm hayatları boyunca yaşarlardı.* Ama eline Romanova Hanedanlığı'nın son iki üyesi geçtiğinde planları değişmişti.

Red WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin