Bölüm 46: She Don't Want To Hurt Herself

367 46 23
                                    


Gözlerini açtığında annesinin hala kendisini sardığını gördü. Derin bir nefes vermişti. Odadaki herkesin gözleir ona dönmüştü.
Lena: İyiyim.
Ne kadar basit bir yalandı. Bucky, Clint, Yelena ve annesini inanmayacağı ufak bir yalan. Bakışlarını onların üstünde gezdirdi. Annesinin kollarındna yavaşça kurtuldu. Üstündeki kıyafete baktı. Duş almak istemişti.

Lena: Duş almak istiyorum.
Natasha: Burda al. James senin için kıyafet ve havlu getirir.
Lena başını sallamıştı. Ayaklandığında duşa ilerledi. Kapıyı kitlemedi. Korkuyordu. Kendisine zarar vereceğinden endişe edip kapıyı kitlememişti. Kendisine zarar vermek istemiyordu O annesini seviyordu, onu bırakmak istemiyordu. Babasının yanına gitme içgüdüsünün gözlerini karartmasını istemedi. Onu sevenleri bırakıp gitmek istemedi.

Annesinin getirdiği rahat kıyafetleri giymişti. İçinden Bucky'ye teşekkür etti. Siyah kıyafetler seçmişti. Yasa bürünen Lena için ne kadar uygun bir renkti siyah. Banyodan çıktığında bir tek anneis onu bekliyorud. Natasha herkesi göndermişti.
Natasha: Kızım.
Lena annesine sarıldı. Kalan tek ebeveynine... Kızıl ajan kızına sarıldı sadece. Kızının ıslak saçlarını okşuyordu. Ufak öpücükler bırakıyordu. Lena'nın göz yaşlarını hissetti üsütndeki bluzda. Kızı yine ağlıyordu. Natasha'nın elinden bu konunda bir şey gelmiyordu. Bundan nefret etti. Kızının ağlamasından nefret etmişti. Bu konuda hiçbir şey yapmamaktan nefret etmişti...

Peter, Natasha'ın odasına ilerlerken koridorun öbür ucundan gelen Viktor'u görmüştü. İkisi de aynı kişiyi merak ediyordu. Viktor, kapıda bekleyen annesinin yanına gidip ona sarıldı. Sarışın kadın oğluna sarıldı. Viktor, annesinden uzundu. Yine de yelena onun saçlarını karıştırmıştı. Peter ise Bucky ve Clint'in yanına ilerledi.
Bucky: Neden geldiniz?
Gözlerini Peter'da tutmuştu. Yine de sorusu hem Peter'a hem de Viktor'aydı.
Peter: Bucky amca, sorun çıkmayacak.
Viktor: Sorun çıkartmayacağız.
İkisinin de net sesleri ile başını salladı Bucky. İkisinin bir gerginlik çıkartmayacağını biliyordu. Böyle bir anda bunu yapmazlardı.

Lena'nın göz yaşları sakince dinmişti. Kapıyı Friday'e açtırmışlardı, Bucky'nin içeri girmesini istedi.
Bucky: Lena...
Kapı, adamın arkasından kapanmıştı.
Lena kollarını ona doladı bu defa. Bucky her daim yanında olmuştu. Şu an da yanında olmasına ihityacı vardı. Bucky, genç kadın sarıldı. Lena'nın yanında olmalıydı. Onun acısı daha fazlaydı.
Bucky: Lütfen, kendini daha fazla üzme...
Bu cümlenin işe yaramayacağını biliyordu. Yine de bir şeyler söylemeliydi, değil mi?

Lena: Sizden bir şey istiyorum.
Bedenini Bucky'den ayrıp gözlerini annesinin ve Bucky'nin üstünde gezdirdi.
Natasha: Sen ne istersen...
Kızı için her şeyi yapardı Natasha. Hiç kimse ve hiçbir şey ondan önemli değildi, olmazdı.
Lena: Ivan Jr.'ı göreceğim. Onunla konuşmak istiyorum.
Natahsa ve Bucky birbirleirne bakmışlardı. Lena olmusuz bir cevap kabul etmeyecekti. Kuzenini görmek isitiyordu. Romanova Hanedanlığı'nın yaşayan son iki üyesi. Biri özgürdü, diğeri ise bir tutsak...

İstediğini almıştı. Ivan Jr.'ın tutulduğu odaya gitti Lena. Kırılan her eşya değiştirilmişti. Ivan Jr., Lena'yı gördüğünde yutkunarak ayağa kalktı. İkisinin de gözleri ağlamaktan kızarmıştı. İkisi de bunu saklamıyordu.
Lena: İki kardeş çocuklarıydık biz. Çocuktuk...
Ivan Jr.: Artık çocuk değiliz Na.*
Lena: Bana o şekilde seslenme. Artık benim kuzenim değilsin.
Halasının yüzü gözleri önünde gelmişti. Nasıl unutabilirdi ki? Haftalalrca aynı oadada kaldığı ceseti unutamamıştı. Halasının ölü yüzünü unutmamıştı.

Ivan Jr.: Biz ne zaman büyüdük?
Lena: Bizim çocuk olmamıza hiç izin verilmedi ki?
Bakışlarını, Ivan Jr.'ın gözlerine çevirmişti. Babasının ve halasının gözleri ile aynı renk olan gözler. Romanova Hanedanlığı'nın alametiydi sanki.
Lena: Nasıl yaptın?
Gözleri dolmaya başlamıştı. İkisi de neyden bahsettiğini biliyordu. Nasıl olabilirdi ki bu? Nasıl yapmıştı bunu?
Ivan Jr.: Na-
Lena: NASIL YAPTIN?!

Bağırması ile karşısındaki genç adam titremişti. Lena'nın öfkesinden korkması gerektiğini biliyordu. Lena ise şu anda öfklesini ve acısını çıkartıyordu.
Ivan Jr.: Yapmak istemedim.
Dudaklarındna çıkan mırıltı ile Lena gözlerini kapattı. Gözlerinin arasından br damla yaş düşmüştü.
Lena: Kendi anneni öldürdün.
Dudaklarından çıkan cümleler ikisinin de canını yakıyordu.
Ivan Jr.: Bunu yapmak istemezdim.
Kendi kendine mi konuşuyordu, Lena'ya mı konuşuyordu belli değildi. Belki de kendi vicdanını rahatlatmak istiyordu.

Lena: Halamın cesedi ile aynı odada kaldım...
Yaşadıkları aklına geldiğinde bedeni gerimişti. Kabusları, aklından çıkmayan anlar gözlerinin önündeydi yine. Her bir andan nefer ediyordu. Sanki uyanıkken görüyordu aynı kabusları. Zihninden kaybılmuyordu bu anlar. Nasıl iyileşecekti Lena? Nasıl iyileşebilirdi?
Ivan Jr.: Sana bunun yapılmasından nefret etmiştim bende.
Güldü Lena. Bu alaylı bir gülüştü. Gülüşü mutluluktan değild.

İkisinin konuşmasını dinlene Natasha korku dolu gözlerle Bucky'ye bakmıştı. Kızının o süreçte yaşadıklarını bilmiyordu. Lena kimeye anlatmamıştı. Şimdi ise Ivan Jr.'la konuşurken dökülüyordu ağzında kelimleler. Ivan onu halasının ölü bedeni ile aynı odaya mı kapatmıştı? Bu nası bir canilikti? Bu nasıl bir işkenceydi..? Kızıl kadının gözlerinden yaşlar akmıştı. Kızını koruyamamanın acısını yaşıyordu.

Lena: İstemedin mi?
Gözlerinden yaşlar akıyordu artık. Ona inanamıyordu Lena. Nasıl inanabilirdi ki? Ivan Jr.'a inanmıyordu, hiçbir zaman da inanamayacaktı. Tuhaftı değil mi? Küçükkn Ava ile alaşamaz, Ivan Jr.'la geçirirdi günleri. Şimdi ise ikisi de yoktu. Yavaş yavaş kaybediyordu herkesi Lena.

*Na: Haleena'nın kıslatmalarından birisi Ivan Jr. bu lakalı kuzenine küçüklerken kullanırdı.



Red WidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin